Mehmet Güler
Mehmet Güler

Her yerde dolaşan anıların bitip tükeneceği yoktu.

Mehmet Güler
Mehmet Güler

Mektupların da gözü, kulağı, kalbi vardır, derler; biliyor musun. Tabi ki içten, yürekten yazılan mektupların. Eğer öyle bir mektup yazdıysan mutlaka varır ve de sevdiğini bulur.

Mehmet Güler
Mehmet Güler

Çalışmazlarsa, iş güç sahibi olmazlarsa yutardı bu şehir onları. En yakın akrabadan bile bir dilim ekmek alamaz olurlardı.

Mehmet Güler
Mehmet Güler

Tadı kaçmıştı artık buraların. Bundan sonra ne varsa büyük kentlerde vardı.

Mehmet Güler
Mehmet Güler

Aysel git başımdan ben sana göre değilim
Benim için kirletme aydınlığını
Ben kötüyüm, karanlığım, biraz çirkinim...

Mehmet Güler
Mehmet Güler

-Biliyor musun anne, dedi Ahmet. İstanbul'un ağzı da fena kokuyor.
-Şehrin ağzı mı olurmuş oğlum?
-Neden olmasın. Ağzı da var, gözü de. Her şeyi var. Ama yalnız yüreği yok.

Mehmet Güler
Mehmet Güler

Gerçek mutluluk kavuşma da mı, yoksa onu arama, bulma heyecanında mıydı?

Mehmet Güler
Mehmet Güler

Serseri adam, dedi kendi kendine. İşte böyle efendi ol. Kırmadan, dökmeden konuş. Az önce uzakları yakın etti o tekmelediğin alet. Gül'ün sesini alıp getirdi o bana. Ağızsız dilsiz mi sanırsın o aleti? Senin gibi insan kılıklılardan daha fazla canı var onun.

Mehmet Güler
Mehmet Güler

Ayıpsa ayıp. Suçsa suç. Sevgiden büyük bir şey var mı dünyada?

Mehmet Güler
Mehmet Güler

Ama yine de sevgisini, sevdasını anlatamazdı. Bir şeyler mutlaka eksik kalırdı. Çünkü ayrılıktan çok aşktan fazlaydı yaşadıkları. Sözün, yazının gücü yetmezdi ki tüm bunları anlatmaya...

Mehmet Güler
Mehmet Güler

"Kuşlar kanatlarıyla, insanlar kitapların yapraklarıyla uçarlar."

Mehmet Güler
Mehmet Güler

En tehlikeli camgöz cinsi köpek balıkları
bile gülümseyerek selamlıyardu kendini.
" Denizin altı, üstüne göre daha da çok barışçıl,"diye düşündü "kavga,yalan,
kötülük üstlerde."

Mehmet Güler
Mehmet Güler

bilen bilir, bilmeyen nereden bilsin?

Mehmet Güler
Mehmet Güler

Son söylediklerini saksağan duymadı. Çünkü uçup diğer ağaca geçmişti.