Onun en büyük düşü, tüm insanların açgözlülük, kıskançlık, duzenbazlik, ve kötülük nedir bilmeden kardeş gibi yasayabilecekleri, kötü günlerinde birbirlerine yardim edecekleri, her bir kişinin mutluluğunu ortak mutluluk olarak paylasacaklari bir dünya düşüydü.
Dünyaya ruhunun mührünü vurmaya ve dünyanın güzelliğini görmeye harcanmış yaşam mükemmel bir yaşamdır!
Birisi sana yaya gitmenin eşek üzerinde gitmekten daha iyi olduğunu söylerse, sen ona inanma.
"Derin anlamlar hemen kavranamaz" diye yanıtladı Nasreddin Hoca.
"Sen haklısın, ey bilge insan." dedi mazlum bir ifadeyle, kuşağını bir daha çözerken. "Buhara'da benim eşeğimin gerçekten de sayısızca akrabası var, yoksa sizin emiriniz bu nizamla çoktan tahtını yitirmiş, sen de, ey saygıdeğer insan, açgözlülüğün yüzünden kazığa oturtulmuş olurdun. "
Birisi çıkar da sana, bir yoksulun bir zenginden daha rahat yaşadığını söylerse, sen o insana inanma.
Nasreddin Hoca çevredeki herkesin duyması için yüksek sesle:
" Sen buna mucize diyorsun ve benden para istiyorsun. Birincisi, param yok, ikincisi, benim de kutsal bir insan oldugumu ve daha iyi mucizeler yaratabilecegimi biliyor musun?"
"Sen kafirsin" diye bağırdı molla öfkeyle. "Onu dinlemeyin, müslümanlar, bu şeytanın onun ağzından konusmasidir".
İnsanların gerçeği bu denli çarpıtıp değiştirmelerine şaşıyorum.
Bir insan kararında israrliysa ve cesareti sınırsızsa, alın yazısı ona yardım elini uzatacaktır.