Ebeveynlerinin birer yankısıdır çocuklar.
Sen neden bu kadar sessizsin, diye sordu Gerundia bir akşamüstü. Sessiz olan sensin diye cevapladım. Yalnız konuşmak sessiz olmak demek değil. İçime doğru konuşurken ses çıkartmıyor muydum? Kendi kafana, kendi kulaklarına iyice yerleştirilmiş kelimeler sayılmıyor mu?
Sessizliğin insanın küçük özgürlüğü olup olmadığını kim bilebilir?
Dünya kalın ve tizdir,bizleri siyah giymeye,renkleri ve bedeni gömmeye zorlar.Konserler sırasında ayak bileklerine kadar uzun elbiselerle müzik ilahiyatçılarına dönüşerek parmakların alışkanlıklarıyla orkestraya teslim oluruz.Kişi burada kesinlikle bir sebze gibi davranmayı bırakır ve müziğin içinde yer alır . Tıpkı Raul'un (abisi) söylediği gibi,önce ses
çıkarıyorum sonra var oluyorum.
Kelimeler bizi biriktirirler .Sessizliğin insanın küçük özgürlüğü olup olmadığını kim bilebilir?
Daha konuşkan olacak ama yüz ifadeleri kelimelerin üzerini karalayacak.
Kaldırımda yürüyen,gezinen ve kemanla hiçbir bağlantısı olmayan herkesi kıskanıyorum.Yerimi gazete satıcısı ya da fiyakalı gülümsemesiyle günü geçiren herhangi bir memurla ya da onun kravatıyla,kalemliğiyle değiştirebilirim,benim için hepsi bir .İmdat.Müziğin cesaret ile hiçbir alakası yok.
Sokağa çıkma yasağı,belirsizlik.İnatçı günler.Bir gün öncesinin kötü etkileri içeri süzülüyor ve kaba bir şekilde takip eden güne ekleniyor.Sorular özümüzü zedeliyor.Çok,hem de çok gündelik bekleyişler,neredeyse yıllarca denebilecek kadar çok,gittikçe daha fazla acı veriyor.
Eğer Tanrı bizi dinliyorsa,ki ben bundan emin olmak istiyorum.Elbette ki kokumuzu bilir.O en büyük çeşnicidir.Güzel kokulu kullarını göz önüne sermek için hepimizi dünyanın her yerinde ayakta tutuyordu. Bizler onun ufak parfüm şişeleriydik.O bizdeki kokuları yaratan ve bize ekleyendi,ruhun vücuda üflenmesinden kasıt buydu belki de.
Bu ülkede özgür irade yok,bunu biliyorsun,ne söyleyeceğimize karar veremeyiz ama evet nasıl söyleyeceğimize karar verebiliriz.
Hiçbir şeye ulaşamayan isimler var,onlarla ay sonunu getirmek zordur.Ve diğerinden daha önemli isimler vardır. Bir ismin bir yazgıyı belirleyebileceği her zaman dikkatimi çekmiştir.Mozart ın kızkardeşinin ismi Tekla ydı mesela.
İsimler tekrarlanır,yüzlerse tekrarlanmaz;....
Gördün mü?Neyi?İşte bu titreşim,sesin düzenli bir şekilde tedirgin edilişi,proglamlanmış bir biçim bozma,ufak bir dalgalanma,müziğin kusursuzluğundaki güzel bir hata.
.....
Dikkat;titreşim aynı zamanda bozulmanın gizlenişidir ve sıklığına bağlı olarak seni orkestradaki diğer kişilerle birleştirir ya da onlardan uzaklaştırır.