Birinci ve ikinci cümlemin başarısızlığı bana cesaret vermişti. Çünkü filozoflar ümitsizliğin cüretinden beslenirler.
Onlar yukarıdan size iyi görünebilirler ama belki aşağıda derinlerde üzgündürler.
Hayalciler korunmaya ihtiyaç duymazlar.
Çünkü filozoflar ümitsizliğin cüretinden beslenirler.
Gün gün, saat saat, dakika dakika, saniye saniye sonsuzluğu tıraş eden bir berber.
...
Yılların ufak ufak doğranması, günlerin kırpılması, saatlerin tıraş edilmesi, saniyelerin fırçalanması... Korkunç şeyler varmış içeride.
... hiçbir şeyin nasıl yapıldığını bilmek istemiş. İşte cevap gelmiş: "Evet, bu öyle basit değildir. Hareket etmemelisin, gözlerini kapalı tutmalısın, hiçbir şey duymamalısın ve nefes de almamalısın."
"Nefes de almamalısın mı?" diye sormuş Büyük Prens "Ama insan ölür böyle!"
"Hayır, ölmemelisin de. Bu çok yorucu olur. Biz hiçbir şey yapanlar nefes
almadan nefes almalıyız."
Onlar yukarıdan size iyi görünebilirler ama belki aşağıda, derinlerde üzgündürler.
... yanlarından geçerken dünyayı düzeltmek isteyenler tarafından hiç farkedilmemiş. Onlar büyük bir gayret içinde önemli görevleriyle meşgulmüş ve etraflarında olanlara dikkat etmiyormuş.
"Kader oyununda kazanmak önemli mi?"
"Hayır, önemli değil, aslında kimin kazandığının da bir önemi yok pek. Doğrusu hiçbir zaman bir kazanan olmaz zaten. Bu sadece oyuna ait bir şey. Biz her halükârda eğleniyoruz."
"Ama bu önemsizse ve sonuç daima berabereyse benim aç koyunlarımın burada otlamasına niçin müsaade edilmiyor ki?"
"Çünkü aksi
takdirde kimse kaderi ciddiye almaz."