Nazım Çapar
Nazım Çapar

Sabır neydi?
Belemek miydi sabır?
Sessiz sessiz ağlamak mıydı?
Üzülmek miydi düşenlere
Kalanlarla yetinmek miydi?

Bensu Kaya
Bensu Kaya

Her şeyin dahası vardır. Oysa yetinmek her şey değil mi? Bazen ''biraz daha'' gidersen ulaştığın yeri yitirirsin. Çiçek özlerinin dozu gibi...Güzeli çirkine dönüştürebilmen, ölçüyü azıcık kaçırmakla ilgili.

Hasan b. Ammar eş-Şürünbülali
Hasan b. Ammar eş-Şürünbülali

18- Burnundan sert olan kısım ve alnı ile (her ikisiyle birden) secde etmesi vaciptir. Secdeyi sadece burun üzerine yaparak yetinmek sahih olmaz. Ancak alında bir mazeret söz konusu olursa caiz olur.

George Antonius
George Antonius

5 Haziran 1916, Pazartesi- Arap İsyanı başladı. İsyan, Şerif'in başlangıçta planladığından çok daha küçük bir ölçekte başladı. İlk projesi, Suriye ve Hicaz'da ayaklanmaları kışkırtmak, bunları İskenderun yakınlarında yapılacak Itilaf Güçleri çıkarmasıyla senkronize etmek ve bu şekilde Türkleri iki ateş arasına alıp, Halep ve Mekke arasındaki güçlerini

felce uğratmak, ardından isyanı doğuya taşıyarak Türklere Irak'ta saldırmaktı. Ancak İtilaf Güçleri tarafından reddedildiği için, bu plandan vazgeçmek zorunda kaldı. Başlangıç olarak, Suriye'deki Türk müstahkem mevzilerine saldırı yerine, Hicaz'da bir isyanla yetinmek zorunda kaldı.

Elisabeth Ströker
Elisabeth Ströker

"Bilim nihai yanıtlar vermek veya tersine yalnızca olasılı yanıtlarla yetinmek amacını asla kendine fantom yapamaz. Tersine onun yolu, sınırsız, asla sona ermeyecek olan göreviyle; yani sürekli olarak yeni, daha derin ve daha genel sorular bulmak ve hep geçici kalan yanıtlarını, sürekli olarak yeniden ve daha sağın olarak denetlemekle belirlenir."
K. R. Popper

Sadık Güneş
Sadık Güneş

Buraya kadar açıklamaya çalıştığımız gerekçelerden anlaşılacağı gibi pazarlama iletişimi düz anlatımlara elvermeyecek kadar çeşitlenmiş ve zenginlik kazanmıştır. Enformasyon alanında yoğun bir gürültü ve laf kalabalığı yanında ürün ve pazarlardaki genişleme yeni ve farklı bir şeyler yapmayı temel bir ilke haline getirmektedir.

En cazip yenilikler

için insan ruhunun sınırsız zenginliğine başvurmak... Yaratıcılığı kamçılayan önemli bir kalkış noktası budur. Ancak tüketim çağında insan ihtiyaçlarının haz’la tanımlanması ve haz’la bütünleşmesi yaratıcılığı başka bir kafese tıkamaktadır: Tatminsiz benlikler... Aklın ve ruhun derinliklerinden uzaklaşan bir hayat felsefesi geçici hazlarla yetinmek

zorunda kalıyor ve kalıcılığını yitiriyor. Tüketici bilinciyle gelen yeni dalga, reklamcıya daha makul malzeme çıkaracağa benziyor.

Melih Ekener
Melih Ekener

Adam çocuğuna hayat dersi veriyordu;

“Bak oğlum; hayat açık büfe gibidir. Ve senin sadece bir büyük tabağın var. Her şey sana serbest ama her şey yararlı değildir. Tabağını dolduracak seçimi doğru yapmalısın. Çünkü bu büfeden sadece bir kez geçeceksin. Ve ziyafet sofrasına oturduğunda seçtiklerinle yetinmek zorunda kalacaksın.”

Halis Yeşil
Halis Yeşil

Güven ve cesaretten yoksun isen, her zaman küçük başarılarla yetinmek zorunda kalırsın.

Halis Yeşil
Halis Yeşil

Güven ve cesaretten yoksun isen, her zaman küçük başarılarla yetinmek zorunda kalırsın.