Kendilerine asla vaat etmediğim, sadece kafalarında yaşattıkları bir şeyi vermedim diye mi?”
Her zaman seni üzecek birileri olacaktır.
Tek yapmamız gereken; sevginin bize vaat ettiklerine güvenmeyi sürdürmek ama kime ikinci defa güveneceğimizi de Iyi seçmek...
İnsanın Allah’ ı sevmesini Gazzâlî, bir metaforla şu şekilde anlatır:
“Sevgi ( el-mehabbe) , temiz bir ağaçtır. O ağacın kökü yerde sabit, dalları semaya yükselmiş, meyveleri ise kalp, dil ve azalarda ortaya çıkmıştır.”
Görüldüğü üzere bir kimseyi seven, onunla ilgili her şeyi sevdiği gibi, Allah sevgisine sahip olan kişi de O’nun
bütün eserlerini sever. Allah sevgisi, bazen O’nun vaat ettiği mükâfatlar ve ahiret nimetleri için, bazen dünyada verdiği nimetler için olabileceği gibi, sadece Allah’ın zâtı için de olabilir. Sevginin en ince ve önemlisi de bu sevgidir.165
Böylece ortaya çıkmaktadır ki, Gazzâlî’nin düşüncesine göre insanın Allah’ı sevmesinin birçok belirtisi
vardır. Allah sevgisinin önemli belirtilerinden biri, insandaki dinî ve ahlâkî güzelliklerin bütünüdür. Diğeri ise Allah ile ünsiyet ve O’nun rızasını kazanmadır.
Bir ihaleyi kazanmak için müşteriye rüşvet vaat eden patronunuz, şirket sırlarını rakip firmaya aktaran iş arkadaşınız, banka hesaplarından fark edilmeyecek küçük transferler yapan bilgisayarcı kardeşiniz, hileli veya yetersiz malzeme kullandığını bildiğiniz müteahhit kuzeniniz, sınavda kopya çeken sıra arkadaşınız hakkında ne yapacaksınız?
Hiç kimse Petros'çuğum ruhların vaat ettiği definelerin peşinde koşarak zengin olmaz. Sahiden çalışanlar zengin olur. Çalışkan ,akıllı ve dürüst insanlar zengin olup hayatta ilerlerler. Senin ve kardeşlerinin de bu şekilde ilerleyip zengin olmanızı istiyorum .Anlaştık mı?
Şehre ilk giren Dük Godefroi oldu. Godefroi de Bouillon, ana Haçlı ordusunun şehre girebilmesi için adamlarına Sütunlar Kapısı'nı açtırdı. Müslümanlar ise endişe içindeydi; çünkü Haçlılar, kuzeyde bulunan surlardan Kudüs'e girmeyi başarabilmişlerdi.
Bunun üzerine Müslümanlar can korkusuyla Kubbetü's-sahre ile Mescid-i Aksa'nın bulunduğu Harem-i şerîf
meydanina doğru kaçışmaya başladılar. Camiye sığınıp kendilerini kurtarmak isterken Tankred onlara yetişti. Mukavemet edecek durumda olmayan Müslümanlar hemen teslim oldular ve kurtuluş parası vaat ederek camiye Tankred'in sancağını astılar.
Tankred, burayı ele geçirerek yağmaya girişti. Bu sırada halkın geri kalani güneye doğru kaçışmaktaydı; ancak
güneyden de Raymond de St. Gilles şehre girerek İftihârüddevle’yi Dâvûd Kulesi'nde kuşattı. Raymond, kuleyi kendisine teslim ettiği takdirde valinin ve adamlarının şehirden çıkabileceğini belirtti. Hicbir caresi olmayan Fâtimî valisi böylece sehri terk etti.