Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Dünyada sizden, yani bütün erkeklerden niçin bu kadar çok nefret ediyorum, biliyor musunuz? Sırf böyle en tabii haklarıymış gibi insandan birçok şeyler istedikleri için. Beni yanlış anlamayın, bu taleplerin muhakkak söz haline gelmesi şart değil. Erkeklerin öyle bir bakışları, öyle bir gülüşleri, ellerini kaldırışları, hulasa kadınlara öyle bir muamele edişleri

var ki… Kendilerine ne kadar fazla ve ne kadar aptalca güvendiklerini fark etmemek için kör olmak lazım. Herhangi bir şekilde talepleri reddedildiği zaman düştükleri şaşkınlığı görmek, küstahça gururlarını anlamak için kafidir. Kendilerini daima bir avcı, bizi zavallı birer av olarak düşünmekten asla vazgeçmiyorlar. Bizim vazifemiz sadece tabi olmak, itaat etmek,

istenilen şeyleri vermek. Biz isteyemeyiz, kendiliğimizden bir şey vermeyiz. Ben bu ahmakça ve küstahça erkek gururundan tiksiniyorum. Anlıyor musunuz?

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Birdenbire boğazına hafif bir gıcık geldiğini ve gözlerinden farkında olmadan yaşlar boşanmaya başladığını hissetti . Bu öyle hummalı , hıçkırıklı , buhranlı bir ağlayış deildi . Bi yerde biriktiği anlaşılan gözyaşları, kendilerine dökülecek bir mecra bulmuşlar gayet sakin hatta biraz tatlı bir şekilde iki yanağından yastığa süzülüyordu.. '

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Erkeklerin öyle bir bakışları, öyle bir gülüşleri, ellerini kaldırışları hulâsa kadınlara öyle bir muamele edişleri var ki... Kendilerine ne kadar fazla ve ne kadar aptalca güvendiklerini fark etmemek için kör olmak lazım...

Herhangi bir şekilde reddedildiği zaman düştükleri şaşkınlığı görmek, küstahça gururlarını anlamak icin kâfidir.

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

İnsanların hemen hepsi hayatı karın doyurmak ve gelişigüzel biriyle yatmaktan ibaret farzederler. Halbuki bu takdirde insanın diğer hayvanlardan ne farkı vardır, onların akılları da karınlarını doyurmak ve kendilerine bir eş bulmak hususunda kâfi derecede hizmet görüyor, ancak bunları düşünmek, onlardan hiç ayrı olmamak demektir, halbuki insanın bir de aklı vardır ki,

yemek, yatmak, eğlenmek gibi şeylerle alakadar olmayan bir takım ihtiyaçlar taşır. Kendine yakın bir arkadaş arar. Kendisine yardım edecek diğer bir insan ister ve bunun mümkün olabilmesi için yardım isteyen diğer insanlara yardıma hazır bulunur. Sonra muhakkak sevilmek ister, bunun için de başkalarını sever. Düşün, dünyada yalnızlık kadar feci bir şey var mıdır,

Tabii yalnızlıktan kafa yalnızlığını kastediyorum, yoksa dünya bir sürü kuru kalabalıkla dolu...

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

"Dünyada sizden, yani bütün erkeklerden niçin bu kadar nefret ediyorum biliyor musunuz? Sırf böyle en tabii haklarıymış gibi insandan birçok şey istedikleri için.. Beni yanlış anlamayın, bu taleplerin muhakkak söz haline gelmesi şart değil.. Erkeklerin öyle bir bakışları, öyle bir gülüşleri, ellerini kaldırışları, hülasa kadınlara öyle bir muamele edişleri var

ki.. Kendilerine ne kadar aptalca güvendiklerini fark etmemek için kör olmak lazım.
...
Kendilerini daima bir avcı, bizi zavallı bir av olarak düşünmekten asla vazgeçmiyorlar. Bizim vazifemiz sadece tabi olmak, itaat etmek, istenilen şeyleri vermek.. Biz isteyemeyiz, kendiliğimizden bir şey veremeyiz.. Ben bu ahmakça ve küstahça erkek gururundan tiksiniyorum. Anlıyor

musunuz?"

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Erkeklerin öyle bir bakışları, öyle bir gülüşleri, ellerini kaldırışları, hülasa kadınlara öyle bir muamele edişleri var ki.. kendilerine ne kadar fazla ve ne kadar aptalca güvendiklerini farketmemek için kör olmak lazım.

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Geçen gün Ceza Reisi bir kitap verdi.Şöyle karıştırdım.Derin bir şey.İsmi Âmak-ı Hayal,
senin anlayacağın, hayalin dibi. Orda yazıyor:

Bir gün Yüce ALLAH peygamberleri
çağırıp sormuş, SAADET NEDİR? demiş.
Her biri kendilerine göre cevap vermişler.
MUSA :Arzı Mev'uda gitmektir; İSA:
Bir yanağına vurana öteki yanağını

uzatmaktır; Buda: Hayatta hiçbir arzusu olmamaktır,
yollu şeyler söylemiş.

Sıra bizim Hazreti Muhammed (s.a.v)
gelince:
"Hayatı olduğu gibi kabul etmektir." demiş.

Ne doğru söz! Hayatı olduğu kabul
etmeli ve ona birşey ilave etmeli,
ne de ondan bir şey eksitmeli...

Bazı şeyler vardır canımızı sıkar;

Bu neden böyle? "Böyle şeyleri dünyadan kaldırmalı!"
deriz.

Bazı şeyler de mevcut değildir.

İçimizden bunların olmasını ister, hatta bu uğurda çalışırız.

İkisi de saçma ve faydasızdır.

(İnsan dediğin mahluk hiçbir şeyi değiştiremez)

//Bunun için gönlünün rahat olmasını istersen,
gördüğün

fenalıkların bile bir hikmeti olduğunu düşün ve yeryüzünde olmayan
iyilikleri oraya getirme sevdasına kapılma.//


Sonra en mühimi: Kendi halinden şikâyet
etmeye alıştırma!

"Ömrünün sonuna kadar dövünsen bu hayatın
cefası tükenmez:
Kendine etmiş olursun"

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

İnsanların hemen hepsi hayatı karın doyurmak ve lalettayin biriyle yatmaktan ibaret farz ederler. Halbuki bu takdirde insanın diğer hayvanlardan ne farkı vardır, onların dimağları da karınlarını doyurmak ve kendilerine bir eş bulmak hususunda kâfi derecede hizmet görüyor, ancak bunları düşünmek, onlardan hiç ayrı olmamak demektir. Halbuki insanın bir de dimağı vardır ki

yemek, yatmak, eğlenmek gibi şeylerle alakadar olmayan birtakım ihtiyaçlar taşır.

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

...
Bir parça düşünelim biz de vazifemizi...
Çünkü bu nesil yarın tel'in edecek bizi...
Bu biçare sürüyü geliniz kurtaralım!
Biz onları bir öz kardeş gibi saralım...
Onlar kendilerine açılan bir âgûşa
Nasıl atılacaklar bilseniz koşa koşa...
Ah! Onlar tutunacak birer el arıyorlar.
Bize yalvarıyorlar!... Bize yalvarıyorlar...

Sırayla oturmuşlar dubanın kenarına
Güneş hayat veriyor köprü çocuklarına...

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

"Dünyada sizden, yani bütün erkeklerden niçin bu kadar çok nefret ediyorum biliyor musunuz? Sırf böyle en tabii haklarıymış gibi insandan birçok şeyler istedikleri için... Beni yanlış anlamayın, bu taleplerin muhakkak söz haline gelmesi şart değil... Erkeklerin öyle bir bakışları, öyle bir gülüşleri, ellerini kaldırışları, hulasa kadınlara öyle bir muamele

edişleri var ki... Kendilerine ne kadar fazla ve ne kadar aptalca güvendiklerini fark etmemek için kör olmak lazım. Herhangi bir şekilde talepleri reddedildiği zaman düştükleri şaşkınlığı görmek, küstahça gururlarını anlamak için kâfidir. Kendilerini daima bir avcı, bizi zavallı birer av olarak düşünmekten asla vazgeçmiyorlar. Bizim vazifemiz sadece tabi olmak, itaat

etmek, istenilen şeyleri vermek... Biz isteyemeyiz, kendiliğimizden bir şey vermeyiz... Ben bu ahmakça ve küstahça erkek gururundan tiksiniyorum. Anlıyor musunuz?"