İbrahim Tenekeci
İbrahim Tenekeci

"Şunu tutar mısın" dedi.
Tutarım" dedim.
O önde, ben arkada otobüse bindik.
En arkada boş bir koltuk vardı. Oraya kadar aynı şekilde yürüdük. Herkes bana bakıyordu, utanır gibi oldum. Çünkü elimdeki, adamın iki koltuk değneğinden biriydi.

Mehmet Kunter
Mehmet Kunter

Siz okuma yazma bilmeyen milletvekillerine benziyorsunuz. Ulan! Ne antika memlekette yaşıyoruz be..
... tutar elin yarmasını, hırsızını, katilini milletvekili yaparlar.. Siz bunların yanında cumhurbaşkanısınız be!

Muhammet Kayhan
Muhammet Kayhan

Tut ellerimden çocuk, sakın bırakma.
Öyle eğreti değil, sımsıkı tut.
Sıcaklığım geçsin avuçlarına
Bir babanın ellerini tutar gibi
Bir anneye sarılır gibi ver ellerini avuçlarıma..

Andor Heller
Andor Heller

Üretimi artırmak için her atölye ve fabrikanın bir verim uzmanı vardı. Bunların görevi normları, yani iş kontenjanını tesbit etmekti. Kontenjan, aslında az olan günlük ücretini alabilmesi için bir işçinin gelirli bir zamanda çıkarmaya mecbur olduğu iş miktarıdır. İşçi bu kontenjanla belirlenen miktardan az iş çıkarırsa, o gün ya ücretini alamaz ya da küçük bir

bölümünü alabilir.
Meselâ bir fırında bir işçinin kontenjanı saatte 20 ekmektir. Günün birinde verim uzmanı çıkagelir. İşçiyi inceler, not alır, kronometre tutar ve "Bundan sonra senin verimin saatte 30 ekmektir" diye kestirip atar.

Sedef Özkan
Sedef Özkan

-Düşersem tutar mısın?
-Tutarım.

David Chow
David Chow

Hareketin içinde sükuneti arama ilkesi, hasmın saldırısından kaçınma anlamına gelir. Ne zaman çekileceğini ve ne zaman duracağını bilmek, güçlerin çarpışmasından kaçınmak demektir. Akıllı talebe bu yüzden aşırı ve gösterişli hareketlere itibar etmez; savunma için ne gerekliyse onu yapar. İnsafsızca hamle ederek veya savrularak kendisini kaybetmez. Aksine, hiç

acele etmez, kendini korur ve hasmının aşırı bir hareketiyle dengesinin bozulacağı uygun zamanını bekler. Ardından, "dıştan pamuk gibi yumuşacık, içten çelik gibi sert" kolunu kullanarak saldırı halinde muhattabı tutar ve halihazırda gitmekte olduğu yöne doğru iter. Bunun etkisiyle düşman genellikle kontrolü kaybeder ve düşer.

İbrahim Şaşma
İbrahim Şaşma

Dicle'nin havzasında, yürek coğrafyam saklı. Türk'e süngü çekenin var mı mantığı, aklı? Ey ecnebi, yer yok tarihe darılmaya. İngiliz'in inadı, yüz tutar kırılmaya.

Önce Çanakkale'de, vurulan o tokadın; İkincisini yerken senin artık yok adın. Umut kursakta bekler, boş kalırken ellerin. Bağdat'ın çöllerine, gömülür hayallerin. Çanakkale'de hüsran, bu

boğaz sana dardı. Arap topraklarında, bilmem ne işin vardı. Hiç mi haberin yoktu, ıman yüklü ecdattan. Yanlış hesaplar elbet, dönecekti Bağdat'tan.

Ülkü Gözen
Ülkü Gözen

Biliyorum ki düşmek değildir insanları üzen. Elinden tutar gibi yapıp aslında itenlerdir insanı hayata küstüren...

Simam Melammu
Simam Melammu

Kaunonun temel önemi ateş ile ilgilidir. Ateş, sıcaklık, samimiyet, aydınlanma, bilgelik anlamındadır. Cehaletin, karanlığın, gölgelerin olduğu yola ışık tutar aydınlatır ve bu runenin enerjisi bize gerçekleri görmemiz için yardımcı olur. Kauno doğal sıcaklığı temsil eder. Ayrıca fiziksel ateş gibi tehlikeler için bir uyarı anlamı da olabilir. Sağlığınıza

dikkat etmeniz gerektiği konusunda da uyarır. Kauno ruhsal bir uyanışa hazırlanmanız gerektiğini işaret eder.

Fatma Koşubaşı
Fatma Koşubaşı

Nitekim öyle bir baktı ki "Sen tutar kendini incecik sevidirirdin, bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa." diyen Cemal Süreya şiiri, dilimin ucundan kirpiklerime düşeyazdı.