Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

Müslümanlar, bâhusus Türkler, bu değişen dünyada çok önemli bir yer almak istiyorlarsa, kendilerinin insanlığın ortak bilimler tarihinde çok önemli bir yeri olduğu inancını kazanmaları ve bunu yeniden gerçekleştirecek şartları kazanma sorusu üzerinde ciddi olarak durmaları gerekiyor.

Stefan Merrill Block
Stefan Merrill Block

Acaba deliler ve peygamberlerle ilgili, tarih kadar eski o soru, delilik mi, vahiy mi sorusu söz konusu olabilir miydi ?

Taylan Büyükşahin
Taylan Büyükşahin

Albert einstein 'a bir röportajda "dünya neden kaoslar silsilesi yaşıyor? " sorusu yöneltilir. Einstein 'ın yanıtı şöyle olur: "dünya kaosları kötü kişiler ve kararlardan dolayı değil, olanları durup seyreden ve onlara ses çıkarmayanlar yüzünden yaşıyor. "

M.İ.Artamonov
M.İ.Artamonov

Belencer’deki Hazar valisi37 birkaç adamıyla birlikte Semender’e kaçtı, eşi ve oğlu ise ele geçirilerek köle olarak satılığa çıka­rıldı. Cerrah 100 bin dirhem verip onları satın aldı ve Hazar vali­ye bir himaye belgesi göndererek kaybettiği eşini, çocuğunu, ka­lesini ve irili ufaklı bütün varlığını Müslüman egemenliğini kabul etmesi şartıyla geri

verebileceğini iletti. Gerçi Hazar valisi bu tek­lifi kabul etmiştir; ama her ne kadar Belencer bir İslam şehri ol­duysa da, bilâhare orada ne gibi gelişmeler olduğu sorusu bu anlaşmayı muğlak kılmaktadır.

M.İ.Artamonov
M.İ.Artamonov

İbn el-Mukaffa ve arkadaşları arasında geçen bir tartışmada hangi milletin daha zeki olduğu sorusu or­taya atılmıştır. Hazarların ve Türklerin Arap yazarlarca, Farslar, Bizanslılar, Çinliler, Hintler ve Zenciler (Negroes)den sonra sıra­lanması onların o dönemdeki kültür düzeyinin düşüklüğünü göstermekte veya en azından Araplar bu şekilde düşünmektedir. Bu

durumda Türklerin ve Hazarların pek de iyi bir üne sahip ol­madıkları anlaşılmaktadır. Ancak onlar oldukça farklı karakter­lerde tanımlanmaktadırlar: “Türkler zayıf köpeklerdir, Hazarlar otlayan sığırlardır”.32

Levent Gözkaya
Levent Gözkaya

Türkiye' nin geldiği yerden , cumhuriyetten, kazanımlardan veya mimarlarından yana bir hesabı, tereddüdü veya sorusu olan varsa afganistan'a gidip bir hafta yaşamalarını öneririm.

Gökhan Payır
Gökhan Payır

Ben nasıl var oldum sorusu kainat var olalı beri sorulmuş en haklı sorudur.

Reyhan Ünal Çınar
Reyhan Ünal Çınar

28 Şubat post-modern darbe sürecinin kaotik ortamındaki 1990’lı yıllar ve sonrasında ise İslâmcı Milli Görüş Hareketinin içinden gelmesine rağmen, yeni kurulan bir parti olarak AKP’nin (%34,28 oy oranıyla, 363 vekil ve %66 temsil hakkı kazanmıştır.) iktidar oluşuyla, Kemalist kesimde meydana gelen “laiklik elden gidiyor” endişesinin yaşandığı 2000’li yıllar

Türkiye’sini yaşamış birisiyim. Siyasetin ancak bir tarih tabanına oturtularak var olduğundan hareketle gerçekten de Türkiye’de farklılaşan siyasi hareketler ile bir hafıza patlaması yaşanmaktaydı. O zaman ise “Neden farklı hatırlıyoruz?” sorusu benim için önemli bir soru haline geldi.