Muallime dudak büken ey gafil uyan!..
Para değil bu mesleğe onu bağlayan,
Hocalığın sihirli bir iptilasıdır...
Ölecekler bırakmadan belki hiçbir iz;
Fakat dünkü talebeler, bunu biliniz:
Muallimler, asırımızın evliyasıdır...
Muallime dudak büken ey gafil uyan!..
Para değil bu mesleğe onu bağlayan,
Hocalığın sihirli bir iptilâsıdır...
Ölecekler bırakmadan belki hiçbir iz;
Fakat dünkü talebeler, bunu biliniz:
Muallimler, asrımızın evliyasıdır...
Muallime dudak büken ey gafil uyan!..
Para değil bu mesleğe onu bağlayan,
Hocalığın sihirli bir iptilâsıdır...
Ölecekler bırakmadan belki hiçbir iz;
Fakat dünkü talebeler, bunu biliniz:
Muallimler, asrımızın evliyasıdır...
Muallime dudak büken ey gafil uyan!..
Para değil bu mesleğe onu bağlayan,
Hocalığın sihirli bir iptilâsıdır...
Ölecekler bırakmadan belki hiçbir iz;
Fakat dünkü talebeler, bunu biliniz:
Muallimler, asrımızın evliyasıdır...
Oysa birazcık uyuyabilsem. Başka hiçbir isteğim yok. Sanıyorum ki yarım saatçik olsun bir yağmur uykusuna düşebilsem üzerime sihirli bir el değmiş gibi bütün yaralarım sağalmış olarak uyanacağım. Oysa bin yıldır uykusuz gibiyim ve böyle giderse bir bin yıl daha kirpik kirpik üstüne indiremeyeceğim.
Göremediğin hedefi asla vuramazsın. İnsanlar tüm yaşamlarını refaha ulaşmanın tutkusuyla daha mutlu, daha dolu dolu geçirme hayalleri kurarak tüketirler. Ancak yaşam amaçlarını, yaşamlarının gerçek anlamı üzerinde derin derin düşünüp amaçlarını bir kenara yazmak için ayda on dakika harcamanın önemini kavrayamazlar. Hedef koymak yaşamını muhteşem hale getirir.
Dünyan zenginleşir, daha haz verici, sihirli bir yer olur.
"İlk kez o gün bir şeyler çizmek için kalem almıştı eline. O küçücük parmakları arasında kalem bir hayli iğreti dursa da daha ilk denemesinde yaşında beklenmeyecek kadar simetrik çizgiler, şekiller ve resimler çizmişti. Kendisini, sihirli bir asa tutuyor gibi hissetmiş ve boş kağıdın üzerini hayalleriyle doldurmuştu. "
J. Cassidy'e göre "Küreselleşme, yirminci yüzyıl sonlarının sihirli kelimesi"ydi ve gücünü hem muazzam miktarlarda sermayeden, hem de "paranın evrensel dili olan İngilizce'den" alıyordu. Cassidy, küreselleşmenin gelecek yüzyılın en önemli siyasal sorunu haline geleceğine inanıyordu.