Aile olmanın bilincini kaybetmiş bireyler, ulu bir çınarın en tepesinde bir yaprak gibidir. Ne kadar tepede olurlarsa olsunlar ve ne kadar yeşil, köküne ve dallarına tepeden, en yüksekte olmanın şeytani gururuyla bakmanın cezasını, yağmurda ilk ıslanan ve sonbaharda ilk kuruyan yaprak olup düştükleri zaman çekerler.
Millet tarihin, tarih de milletin ifadesidir. Bir milletin çocukları kendilerine ait olan dinî, millî ve tarihi bilgileri yani kim olduklarını, nasıl bir tarih ve ecdada (soya) sahip bulunduklarını, öğrenmeden, millî şahsiyetlerini kazanmadan yabancı milletlerinin kültür baskısı altına düşerlerse, bu yabancıların tarihleri ve millî kahramanları gözlerinde
büyür.Kendilerini böyle bir tarihten ve millî şan, şeref ve kahramanlardan mahrum zannederek millî gururları kırılır, izzeti nefisleri harap olur kendilerini küçük görürler. Bu vaziyet onları ecdada, dine, tarihe ve mukaddes geleneklere karşı yanlış düşüncelere sürükler. O zaman bütün kabahati, millî mukaddesata, dedelerine ve tarihlerine yükletirler. Daha ileri
gidecek olurlarsa mensup oldukları milletle alâkalarını kesmeye kalkarlar, komünist olurlar.
“Özlemek nedir?” diye soracak olurlarsa eğer sana;
“Hasretin buram buram kokarken sokağımda, sana bir
adım atamamak,” dersin.
Doğanın dengesi zaten bozulmuştu, belki de geri döndürülemez şekilde. Vespler yok olurlarsa da, geriye bıraktıkları kalıntılardan bambaşka bir dünya ortaya çıkardı.
- " (…) Hayatımız bize ne kadar iyi görünürse görünsün, kırık kalpli insanların dünyasında yaşıyoruz!
Annelerimiz ve babalarımız ne denli iyi olurlarsa olsunlar, kusursuz olamazlar.
Onlar Havva ile Adem'in çocuklarıdır.
Bu yoldan yaralanmadan geçme şansımız yoktur..."
Sessiz ve aptallardı, her ikisi de nezaket gösterdiklerini ve seslerine bir şekilde hakim olurlarsa duygu selini bastıracaklarını düşünüyorlardı. Dile getirdikleriniz güçlenir ama hiç dile getirilmeyenler de insanın yüreğinde derin yaralar açar, o yüreği paramparça eder de dudakların arasından tek hece olsun kaçmaz. Sessizlik her durumda umutsuzdu , zaten tanrının da
ağzından kaçan bir şey vardı; kızınkine karşılık bir iç çekiş.
Zaten bu dünya içerisinde ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, Tanrı’ya söz geçiremezler.