Hilal Erkan
Hilal Erkan

Oryantalist ve sömürgeci söylemde Doğu, çöl ve ormanlarının ilkel ancak verimli topraklarını Batılı sömürgeci erkek özne için saklayan, el değmemişliği ve bekâretiyle efendisi tarafından keşfedilmeyi bekleyen dişi bir arzu ve fantezi nesnesine dönüştürülür.

Brent Adkins
Brent Adkins

Ego, kederin yarattığı keyifsizlikten kurtulmak için, kendini doğal olarak kendini yeni bir sevgi nesnesine bağlayıp yasın ızdırabından feragat edecekmiş gibi görünür.

Brent Adkins
Brent Adkins

Ego, kederin yarattığı keyifsizlikten kurtulmak için, kendini doğal olarak yeni bir sevgi nesnesine bağlayıp yasın ıstırabından feragat edecekmiş gibi görünür. Ne var ki, Freud'un ruhsal topolojisi bunun önüne geçer. İnsanların halihazırda ikame bir sevgi nesnesi kendilerini çağırdığında bile, libidinal bir konumu asla memnuniyetle terk etmedikleri genel bir gözlem

konusudur. Freud şunu öne sürer: bir kayıp durumunda, gerçekliği değerlendirme yetisi, sevilen nesnenin bundan böyle mevcut olmadığını gösterir ve tüm libidinal yatırımın ondan geri çekilmesini talep eder. Bu geri çekilme işlemi öyle hemen gerçekleşmez. Kayıp ve kayıp nesneden her türlü bağın geri çekilmesi arasında geçen o zaman zarfı, yas çalışmasının

gerçekleştirildiği evredir. Daha kesin olarak söylenirse, yas çalışması, libidinal yatırımların şu sevilen kayıp nesneden geri çekildiği ıstıraplı bir görevdir. Melankolide, yasta olduğu gibi, dünyadan benzer bir geri çekilme ve keder hali görülür, fakat aynı zamanda kendini önemseme duygularının anlatımını kendini suçlama ve kendini yerme duygularının bulduğu

ölçüde azalması ve sanrısal bir cezalandırma beklentisiyle sonuçlanmasıdır.

Reyhan Ünal Çınar
Reyhan Ünal Çınar

Ersatz nostalji, geçmişte yaşanmışa duyulan bir özlem ya da aktarılan bir hafızayla oluşmuş ikinci kuşak travmaların (second generational traumas) yaşadığı duygusal bir durum anlamına gelmemektedir. Tam tersine iktidarlar ya da sermaye sahipleri metalaştırdıkları geçmişi ve onu çağrıştıran günümüz mallarını hiç yaşanmamış, deneyimlenmemiş olan bir sözde

geçmiş kurgusu ile birer tüketim nesnesine ve geçmişe özlem duyan insanları da onların Yeni Osmanlıcılık ambalajı ile sundukları malları satın alan birer tüketiciye, müşteriye dönüştürmektedir.

Hope Mirrlees
Hope Mirrlees

"... ölüm, insanı bir tür sanat nesnesine dönüştürürdü(insan sadece soyuyla hatırlanırdı), tüm ameller ve tutkular basitleşir, en güzel haliyle dönüp kalırdı; insanların gözlerini diktiği, mutlak surette sessiz bir şeydi ölüm ve karşılığında onlara geri bakamazdı."

Hope Mirrlees
Hope Mirrlees

"...ölüm, insanı bir tür sanat nesnesine dönüştürürdü (insan sadece soyuyla hatırlanırdı), tüm ameller ve tutkular basitleşir, en güzel hâliyle donup kalırdı; insanların gözlerini diktiği, mutlak surette sessiz bir şeydi ölüm ve karşılığında onlara geri bakamazdı."

Türkiye Klinikleri Psikoloji Dergisi
Türkiye Klinikleri Psikoloji Dergisi

Psikotik hastaların kullandığı dil, temsiliyetler düzeneğinden ziyade emredici, çoğunlukla dışarıdan yaptırımcı biçimdedir. Paranoyaklarda bu özellik daha belirgindir, hasta başka tarafından yönetildiği duygusuna sahiptir. Aktarımda bu önemlidir, nitekim analist kolaylıkla bir perseküsyon nesnesine dönüşebilir. Şizofren hastalarda bu durum daha bulanık ve daha

yayılmış olup dağınıktır. Paranoyak hastalar söylemiyle dünyayı kurgularken; şizofren hastanın ilgi alanı bu değildir. Şizofren hastalar, azalmış da olsa dille beden ilişkisini kurmaya çabalar. Manide, dil nesnesiz, metonomik bir dildir, kendiliğinden akar, hiçbir yere tutunmaz, bir yerden başka bir yere geçer (coq à l'âne). Melankolide ise, özne artık konuşamaz, kendi

nesnesine indirgenmiştir, adeta atık konumundadır (déchet).Bu farklı psikozların hepsinde yukarıda açıklanan “Baba-nın Adı”nın işlevsizliğinden, defosundan söz edilir ve bu defonun tamiri dille olan tekil ilişkiye göre değişkendir. Bu klinik, tekilin kliniğidir, özelin (particularite) değil, yani tekildir ama özel değildir. Psikotiklerle çalışmada öncelikle dil ile

yaşayan arasındaki bozukluğu saptamak önemlidir. Bunu dildeki bozukluk olarak değil, dil ve içindeki yaşayanla ilgili bağlantı bozukluğu olarak anlamak gerekir. Lacan psikotiklerdeki sorunu, yaşam duygusunun eklem yerindeki defo/bozukluk/hata olarak tanımlar.

Ionna Iordanou
Ionna Iordanou

Gizli ihbarların kaybolma ya da kamuya açık alanlarda gelişigüzel bırakıldıklarında yanlış ellere düşmelerini engellemek için, yetkililer 16.yy ortası itibarıyla şehirdeki önemli yerlere Venediklilerin ihbarları atabilecekleri tahta posta kutuları yerleştirmeye başladılar.
Kutuların gösterişsiz ön cephelerinin yerine maskeli yüzler ya da San Marco aslanını

simgeleyen aslan ağzı konulmuştur.
Bu posta kutuları, şehri ve çevresini meraklı gözlerin sürekli gözetleme nesnesine çevirdikleri için bugünkü güvenlik kameralarının tam manasıyla öncüleriydi.

Yeşim Gökben Özmen
Yeşim Gökben Özmen

François Brune bir söyleşisinde [Taarruz (Anonim) 2005, 89. 108], reklamcıların hem reklamını yaptıkları şeyi bir arzu nesnesine dönüştürerek doğal olmayan bir istek ortamı oluşturduklarını hem de bu şekilde reklamı yapılan her şeyi 'arzu nesnesi’ haline getirdiklerini ifade ederken; insanların arzularına seslenen ve onları uyandıran bu durumun bir anlamda mutlu

olabilmeyi de zorlaştırdığını ve hattâ imkanla'rını yok ettiğine işaret eder. izleyiciyi, yani bir anlamda tüketiciyi izlediği, gördüğü reklamı yapılan ürün, yaşantı, tarzın ulaşılabilir olduğunu, tek yapması gerekenin istemesi olduğuna inandırmanın zor olmadığını ekleyen Brune, TV reklamlarında renkli ve imrenilir olarak görülen her şeyin mutluluğun

tanımı veya aracısı olduğuna ikna edilen izleyiciye ‘sende de olmaması için hiçbir sebep yok, bu mutluluktan bu rahatlıktan ve bu konfordan sen de faydalanmalısın' düşüncesini kolaylıkla ifade edebildiğini ve de etkisinin de yadırganamayacak kadar çok olduğunu söyler.

Adnan Esenyel
Adnan Esenyel

Demek ki felsefe de diğer tüm etkinlikler gibi ancak nesnesine gidilerek tanımlanabilir haldedir.