Kayıtsızlık ve ihmal, çoğu zaman düpedüz sevmemekten daha fazla hasar yaratır.
İlgi duymak yaşamın yarısıdır, kayıtsızlık ise ölümün yarısıdır.
Arzu yaşamın yarısıdır; kayıtsızlık da ölümün.
İlgi duymak, yaşamın yarısıdır; kayıtsızlık ise ölümün yarısıdır.
Birbirimizin elini hiç bırakmadık, var gücümüzle sarıldık.
Şimdi ne mi diyorum?
Kanserin benden çekeceği var!
Hangi halkanın içine dahil olduğunu bilmeden ilerliyordu hayat. Her yeni gün, dünden kalanın aynısı gibi görünse de işaretler bir önermeydi. Kayıtsızlık ise kader kutusunun içinde gizliydi.
1990‘lı yılların en gözde kavramlarından “cool“ ise narsizim, ironik kayıtsızlık ve hazcılıkla yakından ilgilidir. İronik kayıtsızlık, kişinin gerçek duygularını gizleyerek bu duyguların tam tersini göstermesidir. Türkçeye “serin duruş“ olarak tercüme edebileceğimiz “cool” The Oxford English Dictionary’de şöyle tanımlanmaktadır.“ Heyecan ve coşku
duygusunu kaybederek, daha hevessiz ve tutkusuz hale gelme. Tutku ve duygulardan etkilenmeyen, heyecansız, uzun uzun düşünen, sakin.”
imrenen kişi öteki kişiye büyük hayranlık duyduğunu güçlü bir biçimde onaylar. her kim imrenilen nesneye lanet okursa, kötü sözleri ile birlikte onu över. işte başka bir nitelik daha; bu tür şiddetli bir imrenme uzun süre durağan kalamaz, bilinçli imrenme için yalnızca iki gelişme mümkündür. o, ya sonradan bir kayıtsızlık nesnesi durumuna gelen kişiden çekilmiştir
ya da nefret ve düşmanlıkla sonuçlanacaktır. imrenme baskı altında tutulduğu zaman yalnızca ikinci durum mümkündür, çünkü bilinçdışı yaşamamız kayıtsızlık sınıflandırmasını bilmez. düşüncelerimizde imrenmeyi nefret etmekle bağdaştırırız. dostça imrenme yoktur.
Farklılığın ve yoksulluğun kanıksanması, çeşitliliğin hoşgörülmesinden çok farklı kuşkusuz.Burada söz konusu olan, yanıbaşındakine karşı bir kayıtsızlık ve ilişkisizlik hali.