Ebu Hureyre radiyallahu anh şunu söyledi:
" Siz, benim Rasulüllah aleyhissalâtü vesselâm'dan çok hadis rivayet ettiğimi söylüyorsunuz, fakat bunun sebebini sormuyorsunuz. O'nun zamanında ben; ne Muhacirler gibi alış veriş yapıyor, ne de Ensar gibi tarla ve bahçe işlerinde çalışıyordum. Bir şeyi bulunmayan bir adamdım ve karnım tok oldukça Rasulüllah aleyhissalâtü
vesselâm'dan ayrılmıyordum, dedi.
Içimdeki çocuğun hayalleri, sevinçleri ,coşkusu, sevgisi ,saflığı ve sıra dışılığı ,dışımdaki yetişkin Ben'in içine sığmıyor .Keşke mümkün olsaydı da hep çocuk kalsaydım. Acıyan yüreğim değil de, düştüğümde kanayan dizlerim, açıkan da ruhum değil ,sadece karnım olsaydı...
ekmek kırıntısına muhtaç karıncayım
nasıl karnım doyar avuçların olmadan?
sevgili!
söylesene
ne kadar ayrı kalabilir
bir akreple bir yelkovan..
Eh, hem pastam dursun hem karnım doysun diyemezsin ahbap!
"Sevmek üzerine ne kadar söz söylenirse söylensin tek cümle çalamaz bir çocuk gülümseyişinden. Tüm notalar biraraya düşse karışsa birbirine aşkla, çocuk yüzüne nakşedilmiş bir çift gözdeki masumiyetin uyumuyla baş edemez. " Karnım acıktı, üşüdüm, susadım "demek kadar dolaysız yaşamanın adıdır çünkü çocukluk.