Usame Kemali
Usame Kemali

Milletler Cemiyeti Meclisinde 20 Eylül 1924 günü başlayan görüşmede Türkiye'yi yine Fethi Bey temsil etti. Fethi Bey, Türk tarafının Lozan'dan beri sürdürdüğü çizgiyi koruyarak Musul'un geleceğine Musul halkının karar vermesi yani bölgede plebisit(halk oylamasi) yapılmasını önerdi. Ingiliz temsilcisi Lord Parmoor ise sorunun Musul'un geleceği ile ilgili olmayıp

Turkiye-Irak sınırının saptanmasına yönelik teknik bir sorun olduğunu öne sürerek plebisit önerisine karşı çıktı. Ingiliz temsilcisi sorunun çözümü için tarafsız üyelerden oluşan bir komisyonun yerinde incelemeler sonucunda hazırlayacağı rapor üzerinde görüşülüp bir karara varılmasını önerdi. Milletler Cemiyeti Meclisi 30 Eylülde ingiliz önerisini onaylayarak

Musul sorununu incelemek üzere bir komisyon oluşturulmasını önerdi.

Katerina Poladjan
Katerina Poladjan

"Sen de ister misin sigara içmek, kapıda durmak ve orada soğuk merdivenlerde oturup titremeni, bir karara varamamanı, bir şey düşünememeni ve kendine şaşırmanı, bir yandan da karar veremediğin ve bir şey düşünemediğin için mest olmanı izlemek ister misin?

Erkan Yılmaz Büyükköprü
Erkan Yılmaz Büyükköprü

Hakkımızda yapılan soruşturmada "kovuşturmaya yer yoktur" kararını veren savcı tekin küçük, yazmış olduğu kararda bugüne kadar hiçkimsenin bilmediği bu konuya da dikkat çekiyordu. "16.03.2013 tarihinde soruşturma savcısına teslim edilen ve içerisinde devlet sırrı niteliğinde bilgiler olduğu kabul edilen hard diskin, savcı mustafa bilgin tarafından bilirkişilere teslimi

sırasında, tekrar imajlarının alınması ile ilgili ve bu imaj alma işleminin kimler tarafından yapıldığı ile ilgili dosya içerisinde herhangi bir tutanak bulunmadığı" nın tespitini yaparak karara geçirdi. Yani savcı hard diski bilirkişilere vermiş, vermiş olduğu hard diskten ayrıca imaj(kopya) alınmış ve bunlarla ilgili hiçbir tutanak tutulmamıştı. Yani ne imajı

kimin çıkardığı ne de imajın kime verildiği belliydi.

Wilhelm Adolf Carl Sternheim
Wilhelm Adolf Carl Sternheim

Şu karara varıyordu : ulusun otuz milyon budalaya sahip olduğu bir tek duygu vardı : para ve bunu elde etmeyi başaran herkes.

Herwig Wolfram
Herwig Wolfram

"Hun akınları Germen göçünü hızlandırdı ve Roma topraklarında krallıkların kuruluşuna vesile oldu. 'Eski krallık' ile 'Ordu krallığı' arasındaki çekişme, nihai ve değiştirilemez olarak yeni krallık formunun lehine karara bağlandı."

Büşra Kır
Büşra Kır

Devlet yönetiminde Kağan'ın kararı, Hatun bu karara katılmadıkça geçerli sayılmıyordu.

Greg Gilbert
Greg Gilbert

"O kimdi? Bu kolay bir soru değil ve bunun temel sebebi de, İsa'nın geçmişte veya şu anda kim olduğu noktasında toplum genelinde kabul gören bir karara varamıyor olmamızdır. Artık çok az kişi O'nun var olduğu gerçeğinden şüphe duyuyor."

Güray Alpar
Güray Alpar

Çingeneler 9. yüzyılda Hindistan'dan dünyaya yayılmışlardır.1400'lü yıllarda Eflak'ta kazığa oturtuluyorlardı. Hollanda'da 18. yüzyılda av partisinde öldürü­len 2000' e yakın Çingene'den söz edilir. 1589 yılında Danimarka, 50 yıl sonra İsveç'te Çingenelere ölüm cezası verilmesi karara bağlanır. İngiltere'de asılıyor, Fransa' da dağlanıyorlardı. Almanya,

İspanya, Hollanda, Portekiz, Danimarka, İskoçya, Polonya, Litvanya, Slovakya ve İsveç'te akla gelmedik işkencelere maruz kalıyorlardı. Bu akıl almaz insan hakları ihlalleri daha sonraki tarihlerde de devam etti. 1725 yılında Prusya'da bütün Çingenelerin asılması kararı alındı. Il. Dünya Savaşı sırasında ise 200.000 Çingene Al­manlar tarafından katledildi.Üzerlerinde

deneyler yapıldı.1941 yılında baş­layan bir Alman kampında 23.000 Çingene tuzlu suyun insan üze­rinde etkisini ölçmek için işkenceye tabi tutulmuş ayrıca deri ve göz üzerinde asit dökme yöntemi ile renk değiştirme deneyleri yapılmıştı

Alper Işık
Alper Işık

Lozan’da süren uzun müzakerenin neticesinde azınlıklar konusu karara bağlanmıştır. Buna göre Türkiye’de sadece gayrimüslim azınlıkların varlığı kabul edilmiş ve başkaca bir tür azınlığın varlığı kabul edilmemiştir. Bu kabule göre azınlığın ölçütünün dini olduğu da söylenemez. Çünkü Lozan’da din, azınlık tanımında başlı başına bir farklılık

unsuru olarak yer almaz. Lozan’a göre sadece gayrimüslimler azınlık korumasından yararlanır. Şüphesiz din ölçütü azınlık tanımında kullanılsaydı günümüzde Aleviler de bu korumanın kapsamına girebilirdi.

Alper Işık
Alper Işık

1929 Mayıs’ında İstanbul Belediyesi, Türkçeden başka bir dille müşteri çağıran seyyar satıcıların satış yapmasını engellemeye yönelik bir karar almıştır. Bu karara parelel olarak İzmir Belediyesi de 1933 Mart’ında satışlarında Türkçe kullanmayan seyyar satıcıların cezalandırılması yönünde zabıtalara talimat vermiştir.