Muharrem Aslan
Muharrem Aslan

Özleyeceğim seni
Onurlu birlikteliğim
Eylül Perisi
Tuttuğun aşk olsun
Özgürlük olsun
Kadınca bastığın her kıtanın
Şairi olayım

Oğuz Gökmen
Oğuz Gökmen

Padişah, III üncü Sultan Selim, saat tam 10 da şahane bir kayıkla geldi ve "Büyük lmrahor"un köşküne indi. Bizler, kendisinden yirmi adım kadar mesafede bir dişbudak ağacının gölgesinde bulunuyorduk. Biraz sonra verilen bir emirle geçit resmi başladı. Kıt'alar derenin sol kenarındaki yamaçtan aşağı inmeğe başladılar. Kıtalar ahşap bir köprüden geçerek, derenin sağ

tarafındaki yolu takiben geliyorlardı. Önce süvari kıt'aları geçtiler, Deli'ler, Zaim'ler, Timarcı'lar, Silfilıtar'lar ve Sipahi'ler bir tüfek, iki pistol ve bir kılıç ile donatılmış idiler. Bundan sonra mızraklı bir süvari kıt'ası geçti, bunların da evvelkiler gibi pistol'leri ve kılıçlan vardı. Her kıtanın önünden bir veya iki sancak geçiyor, en arkadan da su

taşıyıcılar, sakalar geliyordu. Bu sakaların binmekte oldukları atların terkisinde sığır derisinden yapılmış iki büyük su tulumu bulunuyordu. Bu güzel kıtaların tertibinde ve geçişinde en kötü intibaı bırakan bir şey, askerlerin taşımakta oldukları silahların değişik şekilli, çeşitli ayn çaplarda oluşu idi. Süvarilerin kıyafetleri de pek muntazam değildi. Bir

kısmı eski, partal elbiseler giymişler, diğerlerinin üzerinde ise gayet muntazam ve yeni elbiseler vardı. Kıt'a subayları, atlarının ve eğer takımlarının güzelliğinden, giyim kuşamlarından ve nihayet kendilerine refakat eden seyislerinden belli oluyordu.

Guillaume Bıgot
Guillaume Bıgot

Christoph Colomb oraya 12 Ekim 1492'de ayak bastı.
Yeni bir kıtanın söz konusu olduğunu Colomb hemen fark etmedi. Bunu anlayan Alman bir coğrafyacıydı ve "yanlışlıkla" kıtaya Venedikli bir denizci olan Ameriko Vespucci'nin adını verdi. Kendini Hindistan'da zanneden Kolomb işte bu yüzden oradaki yerlilere "Indian" (Hintli) dedi.

Enes Fatih İmre
Enes Fatih İmre

Burası:
Ne Şarkın, ne Garbın, ne Asya’nın ne de Avrupa’nındı.
Cihanın, yedi Kıtanın başkentiydi İstanbul...

Türk Düşüncesi Dergisi
Türk Düşüncesi Dergisi

Anadolu'da siyasi birliğin bozulmasının ardından 13. yüzyılın son demlerinde küçük bir beylik olarak ortaya çıkan Osmanlılar, zamanla sınırlarını Afrika'ya doğru ilerleterek kıtanın ortalarına kadar nüfuz alanını genişletmişti.

Colin McEvedy
Colin McEvedy

Angıllar ile Saksonlar artık Britanya'ya iyice yerleşmişti. Bunun bir sonucu, ellerinde tuttukları toprakların Angıl ülkesi, nihai olarak da Ilİngiltere (Angle-land, Eng-land) diye tanınmasıydı. Britonları kolaylıkla yerlerinden etmişe benziyorlar; tek yenilgilerini 490 civarında, güneybatıda bir yerlerdeki Badon dağında tattılar. Bu küçücük olay
-bir dalaşmadan

öte bir şey olamazdı- daha sonra büyük bit zafer olarak
gösterildi. Güya Arthur isimli bir kahramanın kazandığı zaferlerden biriydi. Bu her
şeyin başlangıcı oldu; Kelt ozanları hikayeyi tekrar tekrar işleyip sonunda bütün İngiltere'yi ve kıtanın da büyük bölümünü fetheden tamamen hayali bir Kral Arthur
yarattılar.

Avni Okar
Avni Okar

Balkan Harbi'nin ikinci safhasında Yeşilköy ve Hadımköy civarında, kalkan iki tayyare (hatta bir defasında bir kıtanın kurmaybaşkanı olanı merhum ENVER PAŞA dahi bu uçuşlardan bir tanesine rasıt olarak iştirak etmiş) Bulgar Ordusu durumunu tetkik etmiştir. Bu cephedeki uçuşları yapan tayyareciler Sâlim, Fethi, Fêsa, Nuri Beyler'dir.

Carolyn Fry
Carolyn Fry

5 gemilik keşif grubu Eylül 1519’da 270 kadar adamla İspanya’dan ayrıldı. Güney Amerika kıyılarında kıtanın diğer tarafına çıkan bir geçit arayan Macellan , en sonunda bugün kendi adıyla anılan güneydeki fırtınalı boğazlarda ve sonrasında “Pasifik” adını verdikleri görece sakin sularda yol aldı.
...önlerindeki okyanusun ne kadar büyük olduğuna dair en

ufak bir fikirleri yoktu.Aslında 4 aylık bir deniz yolculuğu onları bekliyordu.