Samet Zenginoğlu
Samet Zenginoğlu

Gerçekten garip birer canlıyız. Meleklerden üstün de olabiliyorsun, hayvandan aşağı da. Lakin daha insan olmayı bile beceremiyoruz ki...

Fatma Nilgün Meral
Fatma Nilgün Meral

Wim Wenders'in bir yazısı vardı. Şöyle diyordu: İnsanı hayvandan ayıran en önemli özelliğin düşünmek olduğunu öğrettiler. Maalesef çok sonra öğrendim ki bütün hikaye duygudadır, sonrasında ifadede biter her şey. O duygu bazı insanlarda doğuştan açıktır, gönül gözü misali... Bazılarında çapalamak gerekir. Bütün mesele budur. Şu da var tabii, kimde neyin ne

zaman açılacağı da hiç belli olmaz, hani son nefes bile bir umut olabilir...

Çınar Ürün
Çınar Ürün

İnsanlar hayvandan üstün yaratık olmalarına rağmen, hayvanların da insandan üstün tarafları vardır. Meselâ onların içinde hiçbir müşrik ve munkir, hiçbir yalancı-dolandırıcı ve sahtekâr yoktur!


Alban G. Widgery
Alban G. Widgery

İnsanı hayvandan ayıran, onun toplumsal örgütlenmeye olan egilimidir. İnsanlar bütün isteklerinin tatmin yolunu bulamazlar. Fakat toplumsal durumlarını mümkün kılacak şeyi terk edebilirler. "Genç yaşlıya, ast üste hizmet eder. Bu evrenin uyduğu bir kuraldır. Eğer insanlar toplumsal durumlarını terkedip birbirlerine yardım etmekten vazgecselerdi, bu yoksulluk olurdu.

Yığınlar içinde sosyal farklılaşma olmasaydı, bu sürekli tartışma kaynağı olurdu."

Beth Lewis
Beth Lewis

Avlandığın alanı temizlemek, hem iyi bir terbiye aldığını hem de ayıları ve diğer hayvanları ön kapına çekmeyecek kadar akıllı olduğunu gösterir. Kurallara göre, bir çukur kazıp hayvandan kalanları geldikleri yere göndermen gerekir. Onları derince gömer ve teşekkür edersin.

Guillaume Bıgot
Guillaume Bıgot

Artık insan "doğası" yoktur. Tarih öncesinden itibaren, daima unutmaktan korkan bir insan "kültürü" vardır. İnsanı hayvandan ayıran tek şey bilgisini aktarmaktır.

Mark Hawthorne
Mark Hawthorne

Bana kalırsa toplum olarak nasıl bazı hayvanları sevip diğerlerini yediğimiz sorusunun cevabı, pek çok insanın genellikle etin bir hayvandan geldiğini düşünmemesi, en azından bilinçli bir şekilde tüketilmediğidir. Onlara göre et, marketten satın alınan ya da restoranda sipariş edilen, steril, hayvanın ölümünün şiddetinden arındırılmış bir şey.

Necati İlmen
Necati İlmen

Hayvan gibi de olamazsın." dedi Bediüzzaman. "Çünkü hayvanın mazi ve müstakbeli yok. Ne geçmişten elemler ve teessüfler alir ve ne de gelecekten endişeler ve korkular gelir. Lezzetini tam alır. . Rahatla yaşar, yatar, Hâlıkına şükreder. Hatta kesilmek için ya yatırılan bir hayvan, bir şey hissetmez. Yalnız bıçak kestiği vakit hissetmek ister, fakat o his dahi gider, o

elemden de kurtulur. Demek en büyük bir rahmet, bir şefkat-i ilâhiye, gaybı bildirmemektedir ve başa gelen şeyleri setretmektedir. Hususen masum hayvanlar hakkında daha mükemmeldir. Fakat ey insan, senin mazi ve müstakbelin akıl cihetiyle bir derece gaybîlikten çıkmasıyla, hayvana gelen istirahatten tamamen mahrumsun. Geçmişten çıkan teessüfler, elim firaklar ve gelecekten

gelen korkular ve endişeler, senin cüz'i lezzetini hiçe indirir. Lezzet cihetinde yüz derece hayvandan aşağı düşürür. Madem hakikat budur. Ya aklını çıkar at, hayvan ol, kurtul veya aklını imanla başına al, Kur'an'ı dinle, yüz derece hay vandan ziyade bu fâni dünyada dahi safi lezzetleri kazan."

İbrahim Bayram
İbrahim Bayram

Mustafa Sabri’ye göre Batılı psikoloji bilginleri, insanla hayvan arasında derece değil, mâhiyet ve tabiat farkı olduğuna yönelik açıklamalar yapmaktadırlar. Hayvan ile insan arasında böylesine keskin bir fark varken, üstelik Kur’ân da bu farkı ortaya koymuşken, bu farkı kaldırma yönündeki teşebbüslere bazı Islâm âlimlerinin onay vermesi doğru bir yaklaşım

değildir. Insan ile maymun arasındaki ara halkaların kendisiyle tamamlanacağı düşünülen kafatası kemiklerini araştırmak ve gelecekte bunun bulunacağı beklentisine girmek tuhaftır. Ne bulunursa bulunsun bu, aradaki şeklî benzerliğin ötesine gidemez. Mantıkî olarak onlar bu yolla asla maksatlarına ulaşamazlar. Zira sonuç itibariyle insanı hayvandan ayıran şey, eskilerin

tabiriyle mânevî bir husüsiyyet olan nefs-i nâtıkadır.

Bu ise insanın âzâlarında ve duyu organlarında bir mahalli bulunmayan mânevî bir durumu ifade eder. Insanla maymun arasındaki benzerlik sadece organik yönden olabilir. Bu ise, iki tür arasında bir geçiş sağlama yolu değildir. Bir yerde, delil getirilmeye çalışılan husüsun aksine bir ihtimal söz konusu ise

orada bir istidlalde bulunulmaz. Buna göre yapılan kazılar ve beklenen kalıntılar yoluyla bu nazariyyenin katiyyen sübüt bulacağı yolundaki istidlal kapısı kesinlikle kapalıdır.273

Mustafa Sabri, Darwinizm’in şu ana kadar ileri sürdüğü ve bundan sonra ileri süreceği hiçbir kanıtın, türler arasındaki geçişi tecrübeyle ortaya koyma anlamı

taşımayacağını düşünmektedir. Ona göre insanla maymun gibi herhangi bir hayvan arası daki kayıp halka hep var olacak ve bu halka sonsuza kadar kayıp kalacaktır. İlmî bir meselenin kesin bir şekilde nasıl ispat edileceğini bilen ve tecrübeye dayalı akım lar etrafında koparılan tantanalara aldanmayan bir kişi şunu gözden kaçırmaz: Evrimciler hâlihazırda, hayvandan

insana iki türün fertleri arasındaki bir geçişi (hisse dayalı şekilde) ortaya koymaktan kaçınıp, geçmişe dair bir takım kanıtların keşfedildiğini ileri sürmektedirler. Bu yaklaşımlarıyla da evrimciler şu âna dair tecrübeyi gözden kaçırıp, onu geçmişin karanlık vadilerinde ortaya koyma çabalarına girişmiş olmaktadırlar?“

Gilbert Simondon
Gilbert Simondon

Çünkü insan temelde hayvandan üstün
değildir, tam aksine hatalar yapar, akla başvurmak zorundadır; oysa hayvanların bu akla ihtiyaçları dahi yoktur, bu da onların
üstünlüğünü gösterir.