"Acı acı güldüğümü hissettim. İnsanlara olduklarından başka gözlerle bakmakta ısrar edişimi içerliyordum. Yirmi dört yaşına geldiğim halde hala çocukluğumun saflığından kurtulamamıştım."
...
Yabancıyım bu gürültü dünyasına ben.
Etrafımın sözlerine aklım ermedi,
Etrafım da bana kulak vermedi.
Senelerden beri hâlâ anlaşamadık,
Ben de kestim anlaşmaktan ümidi artık.
...
Çalmak ne demek ? Ne garip kelimeler kullanıyorsun ..
Insanları anlamakta hala pek gerisin ...
Zannediyorsun ki hepimiz bir makineyiz ve evvelden kurulduğumuz gibi işleriz bir bozukluk oldumu orayı derhal söküp atmak lazım .!
En kuvvetli insanın bile bazen ne kadar zayıf anları ,istediğinin tam aksini yapmaya mecbur olduğu dakikaları bulunduğunu nasıl inkar ederiz
..'
“Sonra çıkıyorsun dışarı, bakıyorsun güneş hala tepede. bir cigara yakıyorsun ve yıllardır kurduğun cümleyi bilmem kaçıncı kez kuruyorsun: “napalım, kısmet değilmiş…”
Bir zamanlar birbirlerinden ayrılmak, birbirlerini kaybetmek ihtimalinin korkusunu çekmiş olmasalar, belki de birbirleri için ne kadar kıymetli olduklarını hâlâ bilmeyeceklerdi.
Bir zamanlar birbirlerinden ayrılmak, birbirlerini kaybetmek ihtimalinin korkusunu çekmiş olmasalar, belki de birbirleri için ne kadar kıymetli olduklarını hâlâ bilemeyeceklerdi.
Anlaşamayacağımızı anlarsak veda eder ayrılırız... Bu o kadar mühim bir felaket mi? Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz?
En sevdiği arkadaşları bile onu bazen şaka olsun diye aldatırlar, hiç lüzumu yokken yalan söylerlerdi.
...
fakat hayreti hala geçmemişti: Niçin durup dururken yalan söylemek ihtiyacını duyuyorlardı?