Depresyondaki hastaların yaklaşık üçte ikisi intihar etmeyi düşünür ve %10-15'i intihar girişiminde bulunur.
Hastalar, genellikle düzenlemeye başladıkları ve intiharı tasarlayabilecek ve uygulayabilecek gücü kendilerini bulduklarında intihar girişiminde bulunurlar.
Cinsel aşk, burjuva ekonomik faaliyetinin talepleriyle uygunluk içinde kendiliğinden karakterinden sıyrıldı; göreve ve alışkanlığa indirgendi; başlıca işlevi, bireysel sermaye birikimi döneminde ekonomik aygıtların yeniden üretilmesi için gerekli hazır bir fiziksel ve ruhsal bağlamı sürdürmek haline geldi. Cinselliğin bu değer kaybı, Fromm’un belirttiği gibi, burjuva
toplumu içindeki bütün insan ilişkilerinin şeyleşmesine karşılık düşüyordu. “ Bu şeyleşmeyle birlikte, insanın kendi cinsinden herkesin kaderine yönelik kayıtsızlığı burjuva dünyasındaki ilişkileri karakterize etmeye başladı; başkaları için bireysel sorumluluğun zerresi, birini karşılıksız sevmenin belirtisi yoktu”
Olumlayıcı kültür aynı zamanda
topluma püriten bir cinsel ahlak
empoze etmek suretiyle cinselliğin serbest kalmasında üstü kapalı şekilde var olan devrimci potansiyeli yok etme girişiminde bulunurken, libidinal enerjileri baskı altına almak, böylece dinden spora ve kitlesel eğlencelere kadar bir telafi hazları ağı yaratmak için alternatif kanallar açma işlevi görür. Son olarak, iletişimsel eylem
yapılarına dayanarak, böyle bir toplum ve kültürü, kamusal ve özel dil arasındaki -yani sınıf iktidarının kurumlarından çıkmış resmî semboller ve tanımlar ile insanların günlük hayatlarından doğan özel anlamların ve bireyselleşmiş ihtiyaçların ifadesi arasındaki- keskin kopukluğun karakterize ettiği şeyler olarak betimleyebiliriz.
..Aile Akademisi Derneği ve SEKAM’ın bu raporu, yaklaşık 40 yıldır bu politikayı uygulayan ülkelerde kadının ve ailenin durumu çok daha iyi olması gerektiğini, sözü edilen sorunların çözümünde kayda değer bir ilerleme görülmediğini tespit ediyordu. Araştırmanın bulgular bölümünde, bu ülkelerin araştırmaya konu olan 5 değişkenin35 tamamında da Türkiye’den
daha kötü durumda olduğu tespit ediliyordu. Bu sonuç, toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının bu sorunların çözümünde etkisiz kaldığını ortaya koyması açısından önemlidir. Rapor şu can alıcı soruyu soruyor: Niçin kadın ve aileye ilişkin sorunların çözümünde toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının uygulanmasında ısrar ediliyor? Eğer toplumsal cinsiyet
eşitliği politikaları bu sorunların çözümünde etkili olsaydı, öncelikle uzun yıllardır bu politikayı en iyi şekilde uygulayan ülkelerde işe yaramış olması gerekmez miydi?36
Nitekim bu bağlamda şu satırlar hayli önemli açıklamalar içermektedir:
Toplumsal cinsiyet eşitliğinde model olan İskandinav ülkelerinde şiddet ve tecavüz oranları
ürkütücü seviyelerdedir. Uluslararası Af Örgütü’nün raporuna göre Finlandiya’da her yıl 50.000 kadın tecavüz ve cinsel şiddete maruz kalmaktadır. Danimarka’da 2017 yılında 24.000 kadın tecavüze uğramış veya tecavüz girişiminde bulunulmuştur. Konu ile ilgili Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Kumi Naidoo, cinsiyet eşitliği açısından ilk sıralarda yer
alan İskandinav ülkelerinin şok edici derecede yüksek tecavüz oranlarına sahip olmasının bir çelişki olduğunu ifade etmiştir. Benzer şekilde toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı politikaların uygulanmaya başlamasından sonraki süreçte de, ülkemizde istatistikler şiddetin azalmadığını göstermektedir. Adalet Bakanlığı verilerine göre aile ve asliye mahkemelerinde
onaylanan kolluk kuvveti kararları her geçen yıl artmaktadır. Bir bakıma uygulamada olan İstanbul Sözleşmesi ve dayandığı toplumsal cinsiyet perspektifinin hem ülkemizde hem de dünyada şiddeti önlemedeki başarısı oldukça tartışmalıdır.37
Lacan, bakışın, uzlaşımsal kadın ya da erkek öznenin kendini eksiğe karşı sağlamlaştırdığı başka etkinliklerde de oyuna dahil olduğunu Seminar Xl' da ve imgesel üzerine metinlerinde belirtir; ki
"fark"ı oluşturan da bu etkinliklerdir. En sık rastlanan, kendine düşlemsel bir kimlik edinerek, öznenin, arzunun içinde ileriediği boşluğu doldurma girişiminde
bulunmasıdır. Kurucu imgenin başkalığını ve dışsallığını yadsıyan bu görsel yanlış tanımayı kavramlaştırmakta kullanacağımız başlıca modeli bize elbette ayna evresi verir. Özne, cismani bir sömürgeleştirme vasıtasıyla erotik nesneyi
kendi imgesinde yeniden kurabilir. Meconnaissance'ın bu biçimini
tasavvur etmede en paradigmatik modeli fetişizm
sağlar. Son olarak özne genellikle, bakışı gördüğü her şeyin noktasal kaynağı yaparak dünyayla mülkiyetçi bir ilişki içine girer. Lacan, "temsillerin bana ait yönü mülkiyeti çok andırır"derken, bu görsel deformasyonların sonuncusuna neyin karıştığını belirtir.
#Kitapyorumu
#EylülKitapYorum
#EvdeKalKitapOku
Aydan Yıldız Güneş
#Tutunmak
#Giyen Pişman Giymeyen Pişman
Ayşe hanım eşinin kendisini aldatmalarına ve şiddet uygulamasına dayanamaz 3 çocuğuyla evi terk eder.Çocukları Trabzon'a babaannelerine bırakıp kendiside zengin bir ailenin yanında hizmetçi olarak çalışır.Babaannelerinde kalan çocuklar
kimi zaman açlık kimi zaman da dayak yiyerek bu olaylardan en çok da küçük olan nasiplenerek günlerini geçiriyorlarmış.Bir gün bir kadın gelmiş küçük olan kim olduğunu sorduğunda ben sizin annenizim demiş.Anneleri gelmiş fakat 2 büyük çocuğun okul yaşına geldikleri için onları almaya geldiğini küçük olanın biraz daha babaannede kalması gerektiğini söylemiş.Peki
annesi onu da almaya gelecek mi? Annesinden, kardeşlerinden ayrı yaşayan bir çocuk bir araya geldiklerin de bir aile olabilecekler mi?Ve o küçük yüreğiyle bu olanlara ne kadar katlanabilecek?
#Üç Günlük Renkli Dünya Ve Karanlık Günler
Ah be Türkan sen bu kadar acı dolu bir hayatı hak etmedin
Sorumsuz evladına sahip çıkmayan bir aile ve tek başına hayata
TUTUNMA çabası.Baskılara dayanamayarak yapılan yanlış bir evlilik sonucunda akıl almayacak olaylar acılar.Bütün çocuklarına pervane olan aile Türkan'ı dışlamış yok gibi davranarak gencecik bir insanın hayatını karartmalarına rağmen her zorluğa göğüs gererek hayata tutunmanın hikayesi.
#Ateşten Günler
15 Temmuz darbe girişiminde yaşanan çok acı
olaylar.Ahmet, annesi Zeynep hanım, Ayşe hanım,Rıza ve Mehmet'in o gece hainlere karşı verdikleri mücadeleyi ve VATAN uğruna nasıl canlarını siper ettiklerini o gece yaşanan vahşeti anlatıyor.Sanki o günü tekrar yaşadım bu hikayeyi okurken.Rabbim bu Millete birdaha böyle bir acı yaşatmasın inşaAllah.
Daha birçok kısa hikaye var okumanızı tavsiye ediyorum.
Yazarımızın kalemi daim yolu açık olsun inşallah.
" Zarafet girişiminde bile bulunsanız , asıl amacınız berraklık olmalıdır . "