Dürüst ve adilseniz de azade değilsiniz kötünün ettiklerinden,
Bulaşmadı mı sanırsınız mücrimin fenalığı ellerinize?
Dostum, kim size misafirperver değilsiniz diyebilir, evinizin önünden geçtiği halde kapınızı çalmamışsa?
Kim sizi sağır ve kayıtsız görebilir, hiçbir şey anlamadığınız tuhaf bir dille sesleniyorsa size?
Yani imposter sendromu yaşamaktaysanız ruhsal olarak hasta değilsiniz demektir. Nitekim o kadar çok insan yaşamlarının bir noktasında imposter sendromu çeker ki bu neredeyse normaldir!
Ve yoksul olmak demek, dehşetten asla uzak değilsiniz demektir. Otobüs durağında, markette, okul yolunda, çeşmede, tarlalarda, fabrikada, sokak aralarında asla güvende değilsiniz.
Gelin yada kayinvalide olun farketmez bilin ki problem siz değilsiniz fakat siz, çözümün büyük bir parçasisiniz.
Kayinvalide ve gelini şu masala benzetiyorum.
Iki kirpi varmiş. Mevsimlerden kişmiş. Kirpiler üşümüş. Birbirlerine sokulmuşlar, dikenleri birbirine batmiş. Uzaklaşmişlar, üşümüşler. Yaklaşmişlar, dikenleri birbirine batmış. Uzaklaşmışlar,
üşümüşler. Aralarindaki mesafeyi bulamadıklarindan donup gitmişler...
Beni durdurabilecek sisteme sahip değilsiniz ; sistemleriniz de beyinleriniz gibi yetersiz.
Belki direkt olarak ölüm ile karşı karşıya değilsiniz fakat ne kadar “kaliteli” bir ömür yaşayacağınızı yedikleriniz belirleyecek
(..) Yine de ne yazık ki haklı olmak tek başına özgürleştirici değil. İyileşme ancak bugün geçmişle ilgili hissettiklerinizi yeniden düzenlediğinizde oluşmaya başlar. Mutlaka yaşananları bağışlamak zorunda değilsiniz ama en azından olan bitenlere duyduğunuz öfkenin size zarar vermesini engellemek iyi bir başlangıçtır. Böylece zihninizle geriye dönüp
baktığınızda önceden ızdırap verici olaylar sizin için yaşanmış ve bitmiş bir süre sonra, ki bu bazıları için biraz daha uzundur. Olgunlaştırıcı birer deneyime dönüşmüştür.
Bakın söylüyorum size ,özel değilsiniz . Ta ki kendinizi özel yapana, kendinizden özel biri, özel bir şey yaratana kadar