Sınırlı aklıyla sınırsızı anlayamayan insanın sığındığı kelimedir şans.
Delikanlı hayvandır velhasıl kedi... Bir kedi tanıyıp da hayran olmamak mümkün değildir... Âşık mı olacaksınız, önce kedileri sevmekle işe başlayın...
Bir kediyi sevemeyen, onun iç dünyasını anlayamayan insan, aşkı nasıl hissedebilir?
Yaptığım seçimin sonuçlarıyla yüzleşmek zorundaydım. Gözümden akan yaşa engel olamadım. Dudaklarımdan fırlayan çığlığım sonsuzlukta yankılanıp geri döndü. Zaman yavaşladı. Savaş durdu. Askerlerin kılıçları bir cam gibi parçalanıp etrafa savruldu. Neler olduğunu anlayamayan sayısızca korkulu göz birbirine bakmaya başladı.
12 Eylülün gerçek nedenini -sonuçlarına bakarak- bir türlü anlayamayan bir vatandaş, Evren'e sorar:
«Paşam, sahi siz bu 12 Eylülü kime karşı yaptınız?»
Evren, karşılık verir:
«Valla doğrusunu istersen ben de pek iyi hatırlamıyorum. Ama galiba sabaha karşı yapmıştık!»
Zaman öyle bir zamandı ki kolayca elde edilen Meşrutiyet'te her şahıs, kendini o işte gizli ve önemli roller oynamış gibi göstermeye çalışıyordu. Böylelikle kendinde hayali bir büyüklük kuruntusu hissedenler çoktu. Gazetelerde basın özgürlüğünü kötüye kullanıyorlardı. Meşrutiyet demenin kanun devri demek olduğunu bir türlü anlayamayan sayısız kimseler de
akıllarına eseni yapmakta serbest oldukları kanaatindeydiler. Velhasıl nizam, intizam ve itaatin olmadığı bir zamandı.
Çocuklara sevmediği şeyleri zorla yedirirsen neyin hoşuna gittiğini anlayamayan hissiz, hevessiz insanlar haline gelirler.