Osmanlı İmparatorluğu, çağın gerisinde kaldığından ortaçağ zihniyetinden kurtulamamış ve zamanla çökmüştür. Artık, iyice anlaşılmıştır ki, Osmanlı kültür mirası ve devlet kurumları, bugünkü toplumsal yapımıza temel olamaz. Hiçbir güç, bizi ortaçağ karanlığına mahkum edemeyecektir.
Şeytani şebeke,insanın geçmişini ilkel halde göstermeye gayret ediyor ki, geçmişte insanların sanayi diye ürettiklerinin başlarına gelen belalardan habersiz kalalım. Kalalım ki tarihten ibret almayarak azgınlıklara devam edelim.Kendi medeniyetimizdeki teknolojik gelişmeyi eşi benzeri olmayan insan evrimindeki en üstün teknolojik devir kabul edelim.Böylece kadim medeniyetlerin
kendi ürettikleri ürünler yüzünden fesada kapıldıkları aklımızın ucundan geçmesin.Eğer bu aklımızın ucundan geçerse kesinlikle şimdiki teknolojik gidişatımızı dönemin teknolojik gidişatı ile mukayese edilebilir ibret sahibi olarak sanayideki hadsizlikleri dolayısıyla onların başına gelen felaketlerin bizim başımıza gelme ihtimaline karşı bir fren mekanizmasını
geliştirebilirdik.Ancak birileri kulağımıza tarihte eşi benzeri olmayan çok üstün bir sanayiye sahip olduğumuzu fısıldarsa mantığınız 'bekleyip görelim' fikrinin bir adım ötesine geçemeyecektir.Neden birilerinin tarihin bize anlatıldığından bambaşka olduğunu açıklayacak her türlü veriyi çok farklı yollarla etkisiz hale getirmek için sistematik bir biçimde
çalıştığı daha iyi anlaşılmıştır kanaatindeyiz. Evvelki nesillerin modern uygarlıktan çok daha üstün teknoloji kullandığı gerçeği şeytani kadrolarca gizlenmektedir, ki ibret alacağımız bir örnek kalmasın da kendi ürettiğimizde boğulalım:
"Yeryüzünde gezip de görmezler mi kendilerinden öncekilerin sonları ne olmuş; onlar kuvvet bakımından daha üstündü
bunlardan ve yeryüzünün altını üstüne getirerek ekmişler ve orasını bunların imar ettiğinden daha da fazla imar etmişlerdi ve onlara da apaçık delillerle gelmişti peygamberleri; derken Allah zulmetmemişti onlara ve fakat onlar kendilerine zulmetmişlerdi."
(RUM/10)
"Görmediler mi ki biz kendilerinden önce nice nesilleri helak ettik.Yeryüzünde size vermediğimiz
bütün imkanları onlara vermiş gökten üzerlerine bol yağmurlar indirmiş altlarından ırmaklar akıtmıştık.Günahlarından ötürü onları helak ettik ve arkalarından başka bir nesil var ettik."
(EN'AM:6)
"Artık anlaşılmıştır ki, bol ve erişilebilir bilgi olmadan, ne inandığımız demokrasiye, ne de arzuladığımız ekonomik büyüme ve tüketici hakkına sahip olabiliriz.
Tarihsel açıdan yapay zekalı araştırmacılarının kendi alanlarındaki ilerleme hızlarını ya da gerçekleşecek önemli ilerlemeleri tahmin etme konusundaki sicilleri pek parlak değildir. Bir yandan satranç oynamak gibi bazı görevlerin şaşırtıcı derecede basit programlar tarafından yapılabildiği anlaşılmıştır makinelerin asla şunu ya da bunu yapamayacağını söyleyen
hayırcıların yanıldığı defalarca kanıtlanmıştır. Diğer yandan alandaki isimlerin daha tipik hatalarından biri de bir sistemin gerçek dünyadaki görevleri düzgün şekilde yaparken karşılaşacağı zorlukları hafife almaları ya da kendi gözde projelerinin ya da tekniklerinin üstünlüklerini abartmalarıdır.
Sayısız denemeler ile anlaşılmıştır ki, bir milletin bütün fertlerini aynı şekilde düşündürmek asla mümkün değildir. Fikir ayrılıklarına sadece münakaşa etmek hakkı tanınır.
"Eski Mısır'da tıbbın ulaştığı gelişmişlik düzeyi oldukça şaşırtıcıdır. Çünkü hiçbir tarihci milattan önce 3000'lerde yaşamış eski bir medeniyetten böylesine gelişmiş bir teknoloji beklemiyordu. Bugün X ışınları kullanılarak mumyalar üzerinde yapılan incelemeler sonucunda antik Mısır'da beyin ameliyatlarının yapılmış olduğu anlaşılmıştır . Üstelik
bu ameliyatlar oldukça profesyonel yöntemler kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Cerrahi operasyon geçirmiş mumyaların kafatasları incelendiğinde ameliyat yerlerinin düzgünce kesilmiş olduğu görülmektedir. Hatta bu insanların ameliyattan sonra hayatta kaldıklarını ispatlayan kaynamış Kafatası kemiklerine rastlanmıştır."