Hz.Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:
" Peygamberimizin Ehl-i beytini sevin. Zira bu sevgi Allah'ın sizin üzerinizde farz kıldığı bir haktır. Eğer böyle yaparsınız sizin de Allah'ın üzerinde hakkınız olur. Aceba Allah-u Teala 'nın (Şura 23) te buyurduğuna bakmaz mısınız?"
Burada bir başka incelik daha vardır. Şöyle ki:
Allah Teâlâ seni sevdiğinde, aslında kendisini sevmiştir. Çünkü sen O'nun kudretinin eserisin, O'nun sanatısın, O'nun hikmetisin. Öyleyse seni sevdiği zaman aslında kendi sanatını sevmektedir.
Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem hayatı boyunca esnememiştir. Aksırdıktan sonra Elhamdülillah der ve '' Hakk Teala aksırmayı sever, esnemeyi sevmez ¹ '' buyururlardı.
Akıl ne zaman halis olur? Size bir cevizi misal vereyim. Ağaçtan taze yeşil bir ceviz düşse hemen alıp yemeye başlasanız, ağzınıza önce yeşil bir kabuk gelir. Onu almak gerekir. Onun altında sert bir tahta gibi kabuk vardır. O da atılmalıdır. Onun altında ise bir zar vardır, onu da atmalıdır.
Ondan sonra kalan kısım yenilebilir. İşte onu yemelidir. Aynen ceviz gibi
aklın etrafında da kabuklar vardır. Onları at o zaman o akıl laf anlar, öbür kısımları anlamaz.
Bazıları diyor ki: "Biz niye anlamıyoruz?" Biz de hemen anlamadık, kaç kere tekrarladık. Kaç kere indik çıktık. Kayseri'de bir sene okudum, üç sene Of ta okudum. İcazet aldım.
Tekrir de yapıyordum. Beni beğeniyorlardı. Ama sanki o yazıların üzerinde perde vardı,
anlamıyordum. Dört sene sonra o perdeler kalktı, anlamaya başladım. Demek bu ilim sabır ister.
Bir zamanlar İngiliz casusu bir kız Müslümanların sırlarına vakıf olmak için medreselerimize talebe olarak geldi. Davası uğruna inançsız olduğu halde beş vakit namaz kıldı. Hatta işrak namazı kılmak için kerahat vaktinde Allah-u Teala'yı zikreden diğer talebeler
ile beraber oturup işrak vaktini bekledi, işrak namazını kıldı.
Allah-u Teala o kız çocuğuna: "Sen İslam dinini yıkmak için işrak bekledin." diyecek. Onun ayıbını ortaya çıkaracak, onu rezil edecek. Müslüman olduğu halde Resulullah'ın sünneti olan işrak namazını kılmayan Müslüman kızına da:
"İngiliz'in kızı dini yıkmak için işrak bekledi,
müslümanın kızı dini dikmek için işrak beklemedi," diyecek.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Sizler, kendinizden önce geçen milletlerin yoluna karışı karışına, arşını arşınına, tıpa tıp muhakkak uyacaksınız. O dereceye kadar ki, şayet onlar daracık bir keler deliğine girmiş olsalar, siz de muhakkak onlara uyarak oraya gireceksiniz, onlara tabi
olacaksınız.” (Buhari)
Şehitler öldürüldüğü zaman Allah'ın huzuruna gelirlermiş, Allahu Teâlâ onlara benden birşey ister misiniz diye sorarmış, onlar ise istemezlermiş, Allahu Teâlâ bir daha sorduğunda ise, bizi bir daha dünyaya gönderde şehitliği bir daha yasayalım, senin yolunda yine öldürülelim, derlermiş. Allahu Teâlâ ise, dünyadaki hayatı bitenleri bir daha dünyaya göndermem, bunu
bildirdim dermiş.
Şehitler öldürüldüğü zaman Allah'ın huzuruna gelirlermiş, Allahu Teâlâ onlara benden birşey ister misiniz diye sorarmış, onlar ise istemezlermiş, Allahu Teâlâ bir daha sorduğunda ise, bizi bir daha dünyaya gönderde şehitliği bir daha yasayalım, senin yolunda yine öldürülelim, derlermiş. Allahu Teâlâ ise, dünyadaki hayatı bitenleri bir daha dünyaya göndermem, bunu
bildirdim dermiş.
Ebu Hureyre diyor ki; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bize bir gün hutbe irad etti ve şöyle buyurdu:
"Ey insanlar! Allahu Teâlâ size haccı farz kılmıştır. Bu emre uyarak siz de haccediniz."
Bir adam, "her sene mi haccedeceğiz?" diye sorunca; efendimiz sükut etti, cevap vermedi. Adam soruyu üç defa tekrarladı. Bunun üzerine Rasûlullah (sallallahu
aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu;
"Şayet "evet" deseydim, her sene size haccetmek farz olurdu, siz de buna güç yetiremezdiniz. Ben sizi kendi halinize bıraktığım zaman sizde beni kendi halime bırakın. Çünkü sizden öncekiler çokça soru sormalarından ve peygamberlerine muhalefet etmelerinden dolayı helâk olmuşlardı. Size neyi emretsem gücünüz yettiğince yerine
getiriniz. Size herhangi birşeyi de yasaklarsam onu da terk ediniz."
Allah Teala Hazretleri:
- Ya Musa! Karun ve adamları senden dört defa yardım istediler. Kabul ve affetmedin. Eğer bana bir kere, "Aman ya Rabbi" demiş olsalardı hepsini affederdim buyurur.