Sabahat Aktürk
Sabahat Aktürk

Her şey, her eşya kuşlara şahitlik edecek. Örneğin bir halının üstünde namaz kılana namaz kıldı diye, zina edene zina etti diye şahitlik edecek. Her eşyayı kullanırken dua edelim inşallah. Örneğin; çorap, ayakkabı giyerken Allah'ım ayaklarımı kaydırma, diye dua edelim.

San'an Âzer
San'an Âzer

« Sarraf »
Haci Rıza (Sarraf) aslen Tebriz Türklerindendir. Hâltercümesi hakkında malûmat elde edilememiştir. 200 sahifelik divanının yalnız 8 sahifesi farisicedir. 1325 hicri yılında vefat ettiğini (Salik) adlı bir şair, divanın sonunda yazmaktadır. Taş basması divanı gazel, mersiyelerden ve kasidelerden ibarettir. Aşağıdaki şiirler onundur:

GAZEL

Şerâr-i Şem’i âhımdan menim; pervaneler yandı
Özüm yandım kül oldum sehlidir bigâneler yandı.
DeyüN Mecnune: bil bihânuman olmaklığın kadrin
Şuâ’ı hüsnü Leylâden serâser hâneler yandı.
Yanarsan ey gönül, gel turreyi cânâne el vurma
Niçin?! meşşâteler çenginde gördüm, şâneler yandı.

TERCİ’ BENDİNDEN BİR

PARÇA;
Meni çerh-i felek âvâre kıldı hânümanımdan
Kenâr etti kenar-i Hüsrev-i şirin zebanımdan
Elim çıktı gülümden, gülşenimden gülistanımdan
Tarik-i âşk’de men çekmişem el bâş-ü canımdan..
Olan Mecnun gibi Zencir-i âşka beste canım vay!
Vatan âvâresi, gurbet esiri hasta canım vay!

Celal Öney
Celal Öney

Osmanlı Devleti’nin Suriye bölgesinde, Müslüman halkın erkek çocukları için cami kenarlarında Küttab adı altında oluşturulmuş olan ve Kur’an okumayı öğreten okulların dışında pek bir eğitim faaliyeti yoktu. İmparatorlukta millet sisteminin uygulanmasından dolayı her millet kendi okulunu açmakta serbestti. Eğitim sayesinde misyonerlik faaliyetlerine yeni bir anlayış

kazandıran ABD’li misyonerlerin bu sayede hangi tür imkânlara kavuştuğunu belirten Amerikalı Protestan misyoner James Barton, aşağıdaki tespitlerini sıralamaktaydı:

‘’Eğitim verilen çocuklar sayesinde misyonerler, aileler ile kolay bir iletişim kurabildiler. Açılan okullarda yerel halktan personel istihdam edilmesi ve ayrıca yerel öğretmenlerin yetiştirilmesi,

misyonerlerin halk arasına sızmasını mümkün kıldı ve halkın misyonerlere karşı olan önyargıları yıkılmaya çalışıldı. Çocuklarının modern bir eğitim almasını isteyen ailelerin talepleri Osmanlı Devleti tarafından kısa sürede karşılanamayacağı için Protestan misyoner okullarının bu ihtiyaca kısa sürede cevap verebilecek bir potansiyele sahip olması misyonun

birçok sahada etkinliğini artırdı.’’

Burak Armağan
Burak Armağan

Erdem Bayazıt şiiriyle
Hz. Peygamber'in vefatı... #8Haziran632

#ÖlümRisalesi
...

Evrenin Efendisinin
Kavuşmak vakti gelmişti sevgilisine.

Hayatın menbaı
Merhametin son durağı
Madeni, muhabbet ocağının
Ateşler içindeydi
Yatağında.
İltica etmişti sanki Kainat
Kutsal tenine
Hayata şafak olan

alnında
Ter taneleri
Her biri insanlık çilesinden
Bir haberdi sanki.

Bir an oldu
Aralandı gözleri
Sonsuzu kuşatan bakışları
Süzdü ciğerparesi Fatıma'yı
Süzdü tek tek çevresindeki
Can dostlarını
Kıpırdadı dudakları, dedi :
-Ebu Bekir kıldırsın namazı
Sonra daldı daldı uyandı

Son defa

aralandı
Bakışları
Yöneldi bir noktaya
Karar kıldı bir noktada
Ve dedi:
-Merhaba ey refik-i ala!

Olacak oldu
Akıllar kamaştı
Kalpler tutuştu
Feryat ve figan gökleri tuttu
Çekti kılıcını Faruk olan
Sıçradı orta yere:
-Kim derse "O öldü", öldürürüm!

Ayrılık ateşinden
Ateşin şiddetinden

Sanki bendler çözülmüş
Felekler çökmüştü
Şuur tutuşmuş
Akıl iflas etmişti.

Sonra Sıddıyk olan
Yetişti geldi
Baktı baktı yatağında hareketsiz yatan sevgiliye
Mağarada arkadaşına Hicrette yoldaşına
Sonra baktı çevresine
Mahşerden önce mahşer hali yaşayan
Ashabına
Aline

Ebu Bekir dedi:
-Ey

nas, susun!
Kim ki Resulullaha tapmaktadır
Bilsin ki Resul ölmüştür
Kim ki Allah’a tapmaktadır
Bilsin ki Allah ölmez
Hayy ve Layemuttur

Ey nas, susun!
"İnna Lillah ve inna ileyhi raciun".

Sonra eğildi sevgilinin yüzüne
Sürdü bulutlanmış gözlerini
O güzeller ülkesine
Baktı baktı ve dedi:

-Hayatında

güzeldin
Ölümünde güzelsin
Öldün
Bir daha ölmeyeceksin!

(s.a.v)

Hüseyin Akkaya
Hüseyin Akkaya

Dilde yer yoktur gama şimdi sürur eyyamudur.
Saltanat tahtın müşerref kıldı Sultan Mustafa

Fatih Yıldız
Fatih Yıldız

Kulun dünyada işlediği amelin ceza ve mükâfatlarını dünyada görmeyip de âhirete ertelenmesi Hakk'ın yücelik ve azametinin şanından değildir. Amelin karşılığı âhirete mahsus ve münhasır olmadığından amel edenin karşılığını dünyada da verir ve ihsan eder,

Şöyle buyurur ki:

Kendine layık olan taat hizmetine seni muvaffak kıldı ve ehliyet

hizmetini sende ortaya çıkardı ise bu ihsan yeterli bir yüce karşılıktır. Senin vasıfların; taatte tembellik, özensizlik, dikkatsizlik, zillet (381) ve hakarettir. Böyle olduğun ve hak etmediğin halde Mâlikü'l-mülk'ün hizmetini yerine getirmeye muvaffakiyet ve ehliyete erişmek büyük nimettir.

Hürriyet Gösteri
Hürriyet Gösteri

Resülüekrem kâfirlerin sayıca üstünlüğüne bakıp bir gölgeye girdi. İki rekat namaz kıldı :
"Yarabbi, dedi. Vaadini yerine getir, beni bozguna uğratma. Şayet bugün İslam topluluğunu yok edersen yeryüzünde artık sana kulluk edecek bulunmaz. "

Müslüm Yılmaz
Müslüm Yılmaz

her nefesde Hû'dur işi kim ki kıldı şükr-i Hû
âşık-ı serbâz olanun fikri Hû'dur zikri Hû

el çeküp dünya evinden Hû yolunda verdi cân
şol ki Hû'dan lezzet aldı fikri Hû'dur zikri Hû

kıl müderris arif isen Hû yolunda terk-i can
ârif-i Hû olanun çü fikri Hû'dur zikri Hû

İbn Şihab ez-Zühri
İbn Şihab ez-Zühri

''Vallahi , gökten bir münadi 'Allah , yalanı helal kıldı ' diye seslense ben yine de yalan söylemem.