Duygularla bağlanan köprüler yıkılmaya mahkumdur.
![Argün Albayrak](images/avatarlar/pexels-daria-shevtsova-161.png)
![Kâmil Yazgıç](images/avatarlar/pexels-marius-venter-165.png)
Bir gün bana: “Oğlum..." dedi, “hürriyet, ilim ve irfan sahibi olanların hakkıdır. Bilgiden evvel hürriyet isteyenler, çıkacakları yeri tayin etmeden merdiven arayanlara benzer. Merdiveni boşluğa dayayanlar, yıkılmaya mahkûmdurlar. Bilgisizlerin hürriyeti, binasız merdivene benzer. Bunun içindir ki siz hürriyet istiyorsanız, her şeyden evvel, bu zavallı milleti, onu
hazmedecek kemale kavuşturmaya, yani okutmaya çalışın!"
![Celal Öney](images/avatarlar/pexels-daria-shevtsova-161.png)
Osmanlı Devleti’nin Suriye bölgesinde, Müslüman halkın erkek çocukları için cami kenarlarında Küttab adı altında oluşturulmuş olan ve Kur’an okumayı öğreten okulların dışında pek bir eğitim faaliyeti yoktu. İmparatorlukta millet sisteminin uygulanmasından dolayı her millet kendi okulunu açmakta serbestti. Eğitim sayesinde misyonerlik faaliyetlerine yeni bir anlayış
kazandıran ABD’li misyonerlerin bu sayede hangi tür imkânlara kavuştuğunu belirten Amerikalı Protestan misyoner James Barton, aşağıdaki tespitlerini sıralamaktaydı:
‘’Eğitim verilen çocuklar sayesinde misyonerler, aileler ile kolay bir iletişim kurabildiler. Açılan okullarda yerel halktan personel istihdam edilmesi ve ayrıca yerel öğretmenlerin yetiştirilmesi,
misyonerlerin halk arasına sızmasını mümkün kıldı ve halkın misyonerlere karşı olan önyargıları yıkılmaya çalışıldı. Çocuklarının modern bir eğitim almasını isteyen ailelerin talepleri Osmanlı Devleti tarafından kısa sürede karşılanamayacağı için Protestan misyoner okullarının bu ihtiyaca kısa sürede cevap verebilecek bir potansiyele sahip olması misyonun
birçok sahada etkinliğini artırdı.’’
![Can Dikmenli](images/avatarlar/pexels-leonie-fahjen-928.png)
"Hayal kuramamaya başlayan insanın, bütün umutları yıkılmaya başlamış demekti..."
![Canan Olpak Koç](images/avatarlar/pexels-elijah-o'donnell-4.png)
"Okuyan insan geçmişi bilir. Hâlâ dimdik ayakta duran camilerin, katedrallerin, kalelerin duvarlarında taşın soluk alıp verişini duymak; yıkılmaya yüz tutmuş çeşmelerin, hanların kalıntıları arasında yok olan yaşantıların işleyişine tanıklık etmek değildir sadece geçmişi bilmek. Mantıksız görünen mücadelelerin mantığını anlamak, yıkılan bir duvarla
aslında hangi medeniyetin de yıkıldığını görebilmek için okumak yegâne öğretmendir."
![Canan Olpak Koç](images/avatarlar/pexels-daria-shevtsova-161.png)
Okuyan insan geçmişi bilir. Hala dimdik ayakta duran camilerin, katedrallerin, duvarında taşın soluk alıp verişini duymak; yıkılmaya yüz tutmuş çeşmelerin, hanların kalıntıları arasında yok olan yaşantıların inleyişine tanıklık etmek değildir sadece geçmişi bilmek. Mantıksız görünen mücadelelerin mantığını anlamak, yıkılan bir duvarla aslında hangi
medeniyetin de yıkıldığını görebilmek için okumak yegane öğretmendir.
![Gamze Nur Bayer](images/avatarlar/pexels-leonie-fahjen-928.png)
Hayat ve tarih öğretti bunu bana. Mutluluğun ve yükselişin simgeleri, gözle görülebilen ve elle tutulan belirtileri, ancak her şey ters gitmeye ve yıkılmaya başladığında ortaya çıkar. Bu tür dış belirtilerin ortaya çıkması zamanla olur, tıpkı şu gökyüzünde parlayan yıldızın sönmeye mi ya da bütünüyle sönmüş mü olduğunu bilemediğimiz gibi.
![Zeki Hayran](images/avatarlar/pexels-riccardo-bresciani-307.png)
“Şerî’atin usulünü yitiren Hakk’a ulaşmaya güç yetiremez.” … marifet ve hakikat binası şerî’at temeli üzerine yapılır. Temelsiz bina ise yıkılmaya mahkûmdur…” S:39
![Aydanur Aktaş Hıra](images/avatarlar/pexels-elijah-o'donnell-4.png)
Hakikat bilincini alan kişinin farkındalığı artıp idraki açıldığında, kendini uykuda tutan zanları yıkılmaya ve nefsi gerçeğe uyanmaya başlar. Bilinçaltı kayıtları sıfırlandıkça kişi dünya yükünden kurtulur ve kendine gelir. Bilinçaltı kayıtlarını sıfırlayabilmenin en emin ve en kolay yolu, kişini güvenip sevebileceği uyanmış bir rehber eşliğinde, hakikat
bilgilerini alarak, özüne doğru bir farkındalık yolculuğuna çıkmasıdır.