Oğuz Atay
Oğuz Atay

Eskiden güneşin doğuşu ile korkularım dağılırdı. Şimdi her sabah yeni korkularla uyanıyorum.

Nilgün Marmara
Nilgün Marmara

Neyi söylemek sözden geride?
Geceleri böyle eksi imgelerle
böyle ağlatı başlığı
karanlık böyle, tersi çardağın!

Neyi söylemek sözden geride?
Sevgileri böyle duruk ellerle
böyle görünür yüzeyel
tekrarlı böyle, gölü acının!

Neyi söylemek sözden geride?
Yıldızları böyle gedik payları
böyle

göğün gözü tuhaf
ayla böyle, ruhu örtünün!

Neyi söylemek sözden geride?
Sevinçleri böyle yarım sunaktan
böyle söylenir doğuşu güzel
akçıl böyle, sesi aşkın!

Neyi söylemek sözden geride?
Geçmişi mi böyle giz sanrıdan
böyle bilinir kargışı tende
Her böyle anlatılmaz...

Beyhan Uygur
Beyhan Uygur

Kuş uçsa mutlu olan ben,
Güneşin doğuşu dahi,
Acı veriyor bedenime.

Abdullah Erol
Abdullah Erol

Bürokrasi bir olgu olarak, modern zamanlarda teknolojinin yaygınlaşması ve denetleme aracı olarak kullanılması ile daha da belirginleşti. Jeremy Benthamen'nın “panoptikon” olarak ifade ederek kurguladığı hapishane; aslında modern devletin hiyerarşik yaklaşımının vücut bulmuş bürokrasisine iyi bir örnektir. “ Bu bürokratik tahayyül, daha sonraları postmodem bir

yaklaşımla Michel Foucaultun Hapishanenin Doğuşu * adlı çalışmasında tekrar gündeme taşındı. Söz konusu eserde, panoptikon bir tahayyül içeren modem devlet modelinin iktidar ile toplum arasındaki ilişkiler üzerinden, iktidarın bireyi nasıl bir bürokratik sarmalla kontrol ettiği ele alındı. Daha sonraları Zygmun Bauman da benzer bir eleştiri yapıyordu. Bauman'a göre

modern bürokrasi “bir sürü ahlaklı kişiyi en olmadık, hem de ahlaksızca bir sonucun peşinden giderken koordine edebilme” yeteneğine sahiptir. Yine Bauman modem bürokrasinin çok planlı rastlantı içermeyen bağlantılar oluşturarak özel yaşam alanını oldukça daralttığı ya da yaşam alanı bırakmadığı iddiasını ileri sürer. *

Panafizik Dergi
Panafizik Dergi

“Ne tuhaftır ki saatten bihaberseniz ancak bir süre sonra günün hangi parçasında olduğunuzdan emin olabilirsiniz. Geceyi sabah edenler çok iyi bilirler ki günün doğumu ile batımı aynı şekli verir gökyüzüne. Ben bunu ölümle yaşamın birbirini takip eden kusursuz döngüsüne benzetiyorum. Bakmak istersek ölümün içinde doğuşu bulabiliriz. Ve bazen hepimiz kendi

hayatının içinde tekrar tekrar ölüp sonra kendini yeni baştan var eden Anka kuşları olabiliriz.”
- Merve YÜKSEK

Panafizik Dergi
Panafizik Dergi

“Ne tuhaftır ki saatten bihaberseniz ancak bir süre sonra günün hangi parçasında olduğunuzdan emin olabilirsiniz. Geceyi sabah edenler çok iyi bilirler ki günün doğumu ile batımı aynı şekli verir gökyüzüne. Ben bunu ölümle yaşamın birbirini takip eden kusursuz döngüsüne benzetiyorum. Bakmak istersek ölümün içinde doğuşu bulabiliriz. Ve bazen hepimiz kendi

hayatının içinde tekrar tekrar ölüp sonra kendini yeni baştan var eden Anka kuşları olabiliriz.”

Mehmet Kızılay
Mehmet Kızılay

Gözlerin ülkemin doğusu ve batısı, alnın ve çenen kuzey ve güneyi. Bütün yönler sana çıkıyor, ülkemde artık. Bütün işaret levhaları seni gösteriyor. Bir sana bakıyorum, bir de sana.

Ahmet Burak Turan
Ahmet Burak Turan

"Eski Türklerde bir âdet olarak ölüler kil küplerden mezarlara konurdu. Bununla bağlantılı olarak da yer altına giden bir geçit ya da daha derin anlamda yeniden doğuşu simgeleyen bir ana rahmi olarak ele alınırdı.
Bu durum Küpegiren'in yeryüzünden kurtulmak için neden kil küp kullandığını açıklıyor."

Zoltan L. Torey
Zoltan L. Torey

İnsanın kendine yönelik işlevlerine zemin oluşturan değişimler yavaş yavaş gelişmiştir; ancak konuşma alanları motor uzantısını ele geçirdikten sonra dilin gelişmesi ve onu yöneten bilinçli bir benliğin doğuşu da artık kaçınılmaz olmuştur.