Mevlana Celâleddin Rûmi :
Ey efendi , benimle boşuna kavga etme. Bu böyledir. Hakikat budur ki, hepimiz bir zerreyiz, güneş O’dur(Hz.Ali). Biz hepimiz damlayız, deniz O’dur.
“ Alt yapısı olmayan bir şehir gibiyim,ne zaman hüzünlensem gözlerimi su basıyo”
-Mevlana Celaleddin Rumi
Ve Sultan Veled (k.s.) buyurdular ki:
"Bir gün pederim Hazret-i Mevlana Celaleddin (k.s.) dedi:
-Bahaeddin! Eger dilersen cennet-berinde (cennette) olasın. Her kiş ile dost ol ve kimse için gönlünde kin tutma! deyip bu beyti okudu:
Önde olmak istersen hiç kimseden önde olma
Merhem gibi yumuşak ol, diken olma
Hiç kimseden sana kötülük gelmemesini
istiyorsan
Kötü söyleyici, kötü öğretici, kötü düşünceli olma
İsmail Ankaravi, 17, yüzyılın ilk yarısında yaşamış, Ankara doğumlu, İstanbul'da mukim bir Osmanlı arifi ve Mevlevi şeyhidir. İstanbul ahalisini marifet ve tevhid yoluna irşad hizmetiyle birlikte, Ankara ve Konya şehirlerinde, İstanbul Galata Mevlevihanesi'nde telif eniği eserleriyle tasavvufi-irfani geleneğe önemli katkılarda bulunmuştur. Osmanlı kültür hayatında en
fazla kitap yazanlardan biri olarak dini ilimlerin çoğunda yaklaşık 28 adet eser kaleme almıştır. Eserlerindeki tasavvuf düşüncesinin temelinde Şeyh-i Ekber Muhyiddin İbn arabi ve Hz. Hüdavendigar Mevlana Celaleddin Rümi'nin marifet (bilgi) ve aşk doktrini vardır. Bu doktrini layıkıyla yansıttığı en hacimli eseri Mesnevi şerhidir. Şerh, sadece Osmanlı muhitlerinde
değil, modem dönem Batı dünyasında ve İran'da da tanınmaktadır.
İngilizce konuşan dünyaya Mesneviyi tercüme ve şerheden Reynold Alleyne Nicholson büyük oranda Ankaravi şerhinden istifade etmiş; İran'da İsmet Settarzade büyük bir himmet göstererek Ankaravi şerhinin tamamını Türkçe'den Farsça'ya tercüme etmiştir (Tahran: İntişarat-Zerrin hş. 1380).
Geçmişte ve günümüzde, Doğu'da ve Batı'da, toplumun çok farklı kesimlerince en fazla okunan ve üzerinde çalışma yapılan eserlerden biri Hz, Pir Mevlana Celaleddin Rümi'nin Mesnevi-i Şerifidir. Yaklaşık 25 bin beyit ve altı defterden (cilt) oluşan Mesnevi izerine osmanlı tasavvf düşüncesi geleneğinde yapılan en yetkin çalışma, İsmail Rüsühi Ankaravi'nin (ö.
1041,/1632) Mecmüatü'l-Letaif ue Matmüratü'l- Maarif adlı tam Türkçe
Mesnevi şerhidir (yorum-açıklama). Eser, bilindiği kadarıyla bir Mevlevi dedesinin yazdığı ilk tam Türkçe şerhtir.
Mevlânâ Celâleddin Rûmî'ye nispet edilen ve: "Yine gel, yine gel, ne olursan ol, yine gel" diye başlayan meşhur rubâî de aslında Mevlânâ'dan iki asır önce yaşayan Ebû Saîd-i Ebü-l Hayr'ın şiirleri arasında yer almaktadır.
... Sığınmaya mecbur olduğu dağlarda haydut bir kürt tarafından 1231 tarihinde hançerlenerek hayatı, şanına yakışmayan bir ölümle bitti. Tek başına öldüğü için birçok yalancılar ortaya çıkarak kendilerini Celaleddin diye satmak istediler ki, bunlardan bir tanesi birçok yıllar sonra Amu-derya nehri kenarında asılmıştır.