Byron Reese
Byron Reese

Savaşlarda kullanılan robotlar ordulardaki insan kayıplarını azaltacak. Bunun tüyler ürpertici bir yan etkisi vardır: Bu, savaşın politik maliyetlerini düşürerek savaş halini yaygınlaştırabilir.

Ahmet Burak Turan
Ahmet Burak Turan

“Ulu Tengri’nin böyle hatalar yapması mümkün olmayacağından, bir köstebeğin çirkin ve kör gözleri, kurbağanın siğilli vücudu ve yılanın soğuk derisi hep Abaasıların işi olarak bilinir.”

Abaası: İnsanlara zarar veren, doğada bulunan köyülüklerin kaynağı olduğuna inanılan tehlikeli ve ürpertici ruh.

Kalender Durukan
Kalender Durukan

“Haydar’ın kızıl tayı öldü baba!” dediğinde Ali, Haydar’ın aradaki palamut ağacına varacak kadar büyüyen gözleri, geri geri gelerek palamut ağacından pencereye, pencereden o iç geçirten ürpertici rüzgârın içine karışarak duvardaki İsa’nın kalbine, İsa’nın kalbinden kucağındaki kuzunun gözlerine, kuzunun gözlerinden Haydar’ın yüzüne tekrar

yerleşince, şahlanan bir kızıl tayın sesiyle kendine geldi Haydar.

Mehmet Ekinci
Mehmet Ekinci

Tamamı ile ölü olduğuna ancak: kulaklarını tırmalayan tüyler ürpertici çığlıkların etrafındaki et yığınlarına ait olmadığını görünce anladı. Çığlıkların ölü insanlara ait olduğunu anlaması kendisinin de ölü olduğunu gösteriyordu. Etrafındaki et yığınlarına son kez baktı, onlar ne tüyler ürpertici çığlıkları işitiyor, ne de hemen yanlarındaki

ölü bedenlerini görüyorlardı...

(Sancılar ve Sanrılar adlı henüz basılmamış olan kitabımından.)

Stephen Knight
Stephen Knight

Bugünkü Masonların duvar işçisi seleflerinden devraldıkları yedi temel prensip vardır:
1. Üç dereceli üyelerden kurulu bir teşkilat.
2. Loca adı verilen bir birlik.
3. Masonluğun doğuş tarihine ait 100 küsur efsanevî el yazması. Bunlar arasında en eski olanı, 1390 tarihini taşıyan Eski Ahitler (Old Charges) adı verilen manzum bir belgedir.
4. Üyeler

arasında Biraderliği ve karşılıklı menfaat bağlarını pekiştirici âdetler.
5. Locaların faaliyetlerine dair tam bir gizlilik yasası. “Eski Ahitler”de loncalar için gizliliğe riayet hususunda belirtilmiş basit hükümler vardı ve üyeler, “Tanrı yardımcınız olsun” parolasıyla bir araya gelirlerdi. Hıristiyan cemaatlere yakışır bir şekilde, ürpertici yeminler

yoktu.
6. Bir tanışma parolası: Özellikle 1550 tarihlerine inen bir İskoçya “Mason sözü” ki, yazılı olmamakla beraber Mahabyn Mababone ve hatta Matchipin şeklinde de telaffuz edilirdi.
7. Tam bir Hıristiyan kuruluşu. O kadar ki, aslında “Eski Ahitler” dahi, Orta Çağ Roma Katolik doktrinlerinden sızmış açıklamalardı.
Aslında işçi sendikası

niteliğinde olan bir teşkilat böylece kendi gayesinden kopuyor ve Katolik inançlar reform hareketlerinin gölgesinde kalıyordu. Nihayet bilimlerin gelişmesiyle Hıristiyanlık da geri planda kalmış ve bütün bu gelişmelerden sonra 17. asırdan geriye yalnız dışa kapalı, gizli bir cemiyet çatısı kalmıştır.

Cevdet Çaldağ
Cevdet Çaldağ

Terk etmiş olduğumuz mevzilere vardığımda şöyle bir manzara ile karşılaştım: Mensup bulunduğum taburun emir zabiti ile on erin orada gözlerinden süngülenmek suretiyle şehit edilmeleri bizleri son derece üzdü. Bunlar esir edildikten sonra süngülenmişler, işte yunanlı denilen medeniyet canavarlarının vahşeti; tüyler ürpertici bu manzara hiçbir düşmanda

görülmemiştir.

Richard Awlinson
Richard Awlinson

Önceki gün ceset tarlasına dolan kargalar ve çakallar geride ürpertici bir tablo bırakmışlardı. Ira'nın kulakları gitmiş, Phineas'ın ayak parmakları kemirilmiş, Ogden'in gözlerinden birini kargalar oymuştu.Geri kalan devriye birliğinin durumuysa daha feciydi. Vücutları parça parça olmuş ve etrafa saçılmıştı.

Katie Hurley
Katie Hurley

Sürekli gülümseyen bir insan, aslında ürpertici bir derinliğe sahip olan düşüncelerini gizliyordur.

Thierry Hentsch
Thierry Hentsch

Özetle, gerek Bizans Hıristiyanları, gerekse Küçük Asya ve Suri­ye'de yaşayan Hıristiyanlar'la İslam dünyası arasında, Batılı dindaşla­rıyla olduğundan çok daha fazla yakınlık vardır. "Bir Bizanslı Kahi­re'de veya Bağdat'ta kendini evindeymiş gibi hissederken, Paris'e ya da Goslar'a, hatta hatta Roma'ya gittiğinde yabancılık çekiyordu." Zaten bize bıraktıkları

tanıklıkların neredeyse tamamında "Batılı in­sanların vahşeti"ni dile getirmekte Yunanlılar'la Müslümanlar fikir birliği içindedir. Kudüs'ün zaptının ardından yaşanan tüyler ürpertici kıyımın bu imgenin yayılmasında az payı olmamıştır ve sırası geldi­ğinde Müslümanlar'ın da "kafirlere" karşı açacakları cihatta epeyce et­kili olacaktır.