Albus Dumbledore
Albus Dumbledore

Bazı olaylar vardır, tek bir parça olmadan çözemezsiniz. Dört metrelik bir ifritin canına okumak da böyle bir şeydi işte..

Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

... Ortaçağ araştırmaları anlayışının akıntısında, 12. yüzyıldan itibaren İspanya dışı Avrupa'da kendini gösteren teknolojik yenilikler, yeni doğa bilimleri ve felsefi düşüncelerin tarihlendirme ve köken sorununu Arap-İslam bilimlerinin resepsiyon ve özümsenmesi bütünselliğinde çözme fırsatı da çoğu kez kaçırılmıştır.

Osman Cengiz
Osman Cengiz

İlmî ve Fikrî Zihniyet Ayrımı

Bir mektep/ekol, varlık, bilgi ve değer anlayışları bakımından kurumsal bir kimliğe sahipken bir zihniyet, mektep gibi kurumsal sayılmaz. Zihniyet, zekânın, ortak bilinçte bulduğu problem çözme metodu olduğundan, bir mektebe mensub olmak başka, bir zihniyeti benimsemek başkadır.

Mesela Çivizâde, Ebussu’üd ve

Birgivî aynı mezhebe/mektebe mensup olmalarına rağmen, zihniyetleri farklıdır. Bir kişinin zihniyetinin farklı olması, onun bir başka mektepten beslenmiş olmasını -böyle bir şey mümkün olmakla birlikte-zorunlu kılmaz. Belki de bu, ilmî zihniyet (bilgi alanı) ve fikrî zihniyet (düşünce alanı) metodlarının ayrılmasından kaynaklanıyor olabilir. Benim burada zihniyetle

kastım ise fikrî zihniyettir.

İlmî ve fikrî zihniyet ayrımı mühim gözükmektedir. Zira insanî evrende ilk ortaya çıkışı itibariyle bilginin/Önermenin var oluşu, daha önce gerçekleşmiş bir düşünceyi zorunlu kılar. Zira “bilgi” yani mevzuya (mahkum aleyh) mahmuIün (mahkum bih) yüklenmesiyle oluşan kadıyye bir sonuçtur. Sebebi ise kendisinden önceki

“düşünce”dir. Peki, düşünce, var olmak için bilgiye muhtaç mıdır? İlmin maluma tabi olduğunu söyleyen geleneğe göre bu sorunun cevabı olumludur. Fakat Ekberî gelenekten bağımsız düşünürsek cevabı olumsuz da verebiliriz.

Zira insanî evrende duyu organlarıyla elde edilen “veri”, o anda akıl yoluyla “bilgi”ye dönüştürülür. Bu anlatılanlara

göre söylemek gerekirse ilmî zihniyet, doğal olarak fikrî zihniyet tarafından kuşatılmıştır. Tam bu noktada inançlarını makul anlam ve bağlamından koparıp onları statik kavrama yoluyla niteleyen veya inanç alanını genişletenler, hayatın güncelliğine dokunulmasını inanç sahasına dokunma eylemi sayacakları için rahatsız olurlar.

Neticede ise bahsi geçen

doğal durum bozulur ve tam tersi gerçekleşir: ilmî zihniyet, fikrî zihniyeti kuşatır onu donuklaştırır ve böylece önermeler, zihni esir alır. Zira inanç, bilgiden ibarettir. Mesela “Ateş kutsaldır” önermesi bir inançtır. Bütün inançlar önermelerden oluşan “bilgiler” iken hiçbir düşünce, inanç değildir. Zira düşünce, süreç iken inanç, yargı ve sonuçtur.



Bütün bu anlatılanlardan sonra diyebilirim ki Çivizâde ve Bügivî’nin dinî mezhep/mektep olarak selefi olduğunu iddia etmek XIX. asırda ortaya çıkan bir akıma mensubiyet iddiası olacağından anakronik bir tavır sayılmalıdır. Yukarıdan beri izah edildiği üzere selef kavramı, XIX. yüzyılda kazandığı SeleIîyye manasını hiçbir zaman taşımamamıştı.

Vehhâbîlik nasıl ki yakın geçmişte İbn Teymiyye, uzak geçmişte de Ahmed b. Hanbel ile meşruiyet kazanmak istemiş ve bunu başarmışsa, Kadızâde hareketi de Birgivî’yi bir meşruiyet vasıtası olarak kullanmıştır.

Özelde Osmanlı genelde ise bütün Müslüman coğrafyalar için konuşursak fıkıh ve tasavvufun pratik hayatı “etkileme ve kolaylaştırma”

cephesinden belirleyici bir role sahip olduğunu kaydetmeliyiz.163 Selefiliğîn, bulunduğu kültüre göre pratik hayattaki karşılığı kadar Müslüman toplumda yayıldığı da ilave edilebilir.

Ferhan Ercan
Ferhan Ercan

Dinsel terörün önlenebilmesi, onun nedenlerinin ortadan kaldırılmasıyla olanaklıdır. Başka bir ifade ile; toplumda ortaya çıkabilecek sorunların çözülmesiyle olanaklıdır. Çözümler hem mevcut sorunları çözmeli, hem de gelecekte ortaya çıkabilecek olası sorunları da çözmeğe olanak tanımalıdır. Yani toplum, demokratik, çağdaş, evrensel, laik, bir yönetim

yapısına kavuşturulmalıdır. Gerçekte sorunsuz bir toplum sadece düşlerde var olabilir. Ancak insanca olanı sorun çözme iradesinin sistemin varlığında yer almasıdır.

Simam Melammu
Simam Melammu

Hava durumu, zarar, doğal güçler. Bir şeylerin bozulması.Girişim.

Hagalaz için hava önemli bir faktördür ve doluyu temsil eder. Onun işareti beklenmedik bir dolu fırtınası gibidir. Hayatınızın temel taşlarının bozulmasına benzetilebilir. Hayatınızda bir duraksama dönemini, kesintiyi, gecikmeyi veya ters yönde tam bir değişikliği de gösterebilir.
Acı,

sıkıntı, hastalık anlamına da gelebilir. Ancak Hagalaz bunları yaşayacaksın diye sakın karamsarlığa da kapılma der. Sadece bu yıkıcı etkilere hazırlıklı ve dayanaklı olmanı tavsiye eder. Her insanın hayatında zorluklar oluşabilir ancak bu korkulacak bir şey değildir. Bir dolu fırtınasının etkisi çok güçlüdür, oysa bir dolu tanesini avucunuzla yakaladığınız

anda erir ve suya dönüştüğünü görürsünüz, öyleyse sorunları birer birer çözme yoluna gitmeniz gerektiğini de tavsiye eder. Ulaşmak istediğiniz hedeflerin basamaklarını tırmanmanız
gerekir, her basamakta kendine göre bir zorluk vardır. Hedeflerinize basamakları
tırmanmadan ulaşamazsınız. Ancak unutulmamalıdır ki Hagalaz diğer runeler ile

bağlantılıdır. Yorumlanmasının şeklide diğer runelere göre olmalıdır.

Shane Hegarty
Shane Hegarty

hisler sorun çözme becerimin önüne geçiyor ve sağlıklı düşünmemi engelliyordu.

Rengin Zembat
Rengin Zembat

Anlatım yöntemi
tartışma
örnek olay
gösterip yaptırma
problem çözme
bireysel çalışma
#genel öğretim yöntemleri

Meltem Küskü Schmidt
Meltem Küskü Schmidt

Cep telefonu kullanmak veya video oyunu oynamak gibi ön lobu az uyaran aktiviteler sonucunda motivasyon azalır, hafıza daha kötü çalışır, problem çözme becerileri düşer, karar vermede zorluklar görülür, kişilik ve ruh hali değişimleri olur.

Timothy W. Childs
Timothy W. Childs

[Trablusgarp Savaşı], Türkiye’nin tavrı sonucunda değil, İtalyanların ipotek koydukları Afrika topraklarını ele geçirme çabası nedeniyle ortaya çıkan sorunu, silahla çözme girişimiydi.’

Hidayet Oğuzhan
Hidayet Oğuzhan

Doğu Türkistan'da bir sıkıntı olduğunda ilk akla gelen şeyse Türk dünyasıdır ancak Türk dünyasının halklar içinde bir söylem ve özlemden ibaret boş bir hayal olmasından ötürü Çin'i bu zulümden caydırabilecek bir otorite de fiilen mevcut değildir. İslam alemine bakacak olursak İslam coğrafyasının birçok yerinde savaş ve kargaşanın yanı sıra rejim, ekonomik,

siyasi, içtimai ve ahlaki çöküntü gibi birçok sıkıntı vardır. İslam ülkeleri içinde birlik ve beraberlik yoktur, bu nedenle en basit meseleyi çözme kabiliyeti ve etkileri olmayan bu ülkelerin "İslam İşbirliği Örgütü", "Arap Birliği" adı altında yaptıkları toplantılarında alınan boş kararlar, tesirsiz açıklamalar ve çok sert kınamalar olmanın ötesine

gidememiştir.