Peter Andreas Munch
Peter Andreas Munch

Thor, Odin’den sonraki en yüce tanrıydı. İnsanları ve insan-lara ait olanları, dev kılığına girmiş olan doğanın amansız güçle-rine karşı koruyan oydu. Bu yüzden bazı kuzey bölgelerinde hava ve iklim, yağmur ve hasat onun yönetimindeydi. Bereket tanrısı olmasına rağmen bu hâkimiyeti Vanir tanrılarıyla paylaşmak zo-rundaydı ama gök gürültüsü ve yıldırım,

İskandinav mitlerine göre sürekli devlerle savaş halinde olan Thor’un özel gücüydü. İlerledikçe tekerleklerinden yıldırım çıkan bir savaş arabası sürü-yordu10. Arabayı Tanngnjost11 ve Tanngrisni12 adında iki keçi çeki-yordu; Thor, bu keçileri öldürüp yer, sonra tüm kemikleri derile-rinin içinde toplayıp keçileri tekrar hayata döndürürdü. Genelde bu keçileri

sürdüğünden ona Binici Thor13 da denirdi. Ving-Thor, Lorridi ve Einridi gibi farklı isimlerle de anılıyordu

Peter Andreas Munch
Peter Andreas Munch

Bazı efsane anlatılarında geçtiğinde göre8 Odin’in ağaçta asılması, mızrakla yaralanması ve kendini kendine adaması gibi örnekler sonucunda Odin’e adamak için insanları asmak ve onları mızrakla yaralamak bir gelenek haline gelmişti. Bu sebeple ozanlar Odin’e “Asılmışların Tanrısı” ya da “Darağaçlarının Efen-disi” de diyorlardı. Odin, kuzgunlarını

asılmışların yanına gönde-rir ya da bizzat kendi bu darağaçlarına gider ve büyülü sözcük-lerle asılmış kişiyi konuştururdu.

MLA (Modern Language Assoc.)
Munch, Peter Andreas. İskandinav Mitolojisi : Tanrılar ve Kahramanların Efsaneleri. İstanbul, 2020.

APA (American Psychological Assoc.)
Munch, P. A. (2020). İskandinav mitolojisi :

tanrılar ve kahramanların efsaneleri. İstanbul.

Peter Andreas Munch
Peter Andreas Munch

Odin ve Frigg’in oğlu Balder, saflığın ve hürmetin tanrısıydı. O kadar parlak ve açık renkli bir tene sahipti ki uzuvlarından ışık saçılıyordu. Ayrıca bilge, dilbaz, kibar, hoşgörülü ve adildi, öyle ki onun yargılarından şüphe duyulmazdı. Evi olan kalesinin adı Bre-diablik’ti15, pak olmayan hiçbir şey orada barınamazdı. Eşi, Nep’in kızı sadık

Nanna’ydı. Adil Forseti, onun oğluydu. Balder, kardeşi Hod tarafından öldürülse de dünyanın yıkımından sonra tekrar hayata dönecekti.
15 “Uzaklara ışık saçan”

Peter Andreas Munch
Peter Andreas Munch

32TyrTyr, Odin ve Dev Hymir’in kızının birlikteliğinden olma oğ-luydu. Cesur ve gözü pekti. İnsanlar savaşta onun adını haykırır, o da onlara kahramanlık ve cesaret bahşederdi. Bu yüzden Tyr, asıl savaş tanrısıydı. İhtilaf çıkmasından zevk alırdı, uyum ve ba-rış için kılını dahi kıpırdatmazdı. Kumandanlar ve prensler, onun ismiyle tayin edilir, Tyr’ün

Akrabaları olarak anılırlardı. Kuzey’de (özellikle Danimarka’da) onun isminin abideleştirildiği birçok yer var, buna rağmen onunla alakalı çok az gelenek hayatta kalmayı başarabilmiş. Tyr’ün tek eli vardı, çünkü bir eli Kurt Fenris tara-fından koparılmıştı.

Peter Andreas Munch
Peter Andreas Munch

35ForsetiBalder ve Nanna’nın oğlu Forseti, adalet ve uzlaşma tanrısıydı. Ona ihtilaflarını anlatan kişiler, uzlaşmadan oradan ayrılmazlardı. Yargılama süresince oturduğu salon, Glitnir adıyla biliniyordu; bu salonun kolonları altından, çatısıysa gümüştendi. Forseti’ye ina-nan kişiler de muhtemelen az değildi, zira ona olan inancın bir kalıntısı, Norveççe bir yer

ismi olan Forsetelund’da (Onsøy, Øst-fold’da bulunan) bulunabilir.

Peter Andreas Munch
Peter Andreas Munch

Dev kurt adamların kalabalık neslinin annesi olan gudubet bir dev kadını, Ay ve Güneş’i takip eden ikiliyi parçalamaları için Skoll ve Hati adında iki dev kurt adamı doğurdu. Bu yüzden Güneş ve Ay gökkubbenin bir ucundan diğer ucuna gittikleri yolculukta acele etmek zorunda kalacaklardı, gelgelelim nihayetinde bu yarışı kaybedeceklerdi.

Peter Andreas Munch
Peter Andreas Munch

Yüce Tanrı Odin, Herkesin Babası unvanının yanında birçok farklı isme de sahipti. Ygg (Korkunç), Gangrad (Muzafferi Belir-leyen), Herjan (Cenk Tanrısı), Har (Ulu), Jafnhar (Yüce), Thridi(Üçüncü)6, Nikar, Nikud, Bileyg (Kurnaz Gözlü), Baleyg (Alev Gözlü), Bolverk (Talihsizliğin Yaratıcısı), Sigfather (Savaş ve Zafe-rin Babası), Gaut ya da Geat (Yaratıcı), Roptatyr,

Valfather (Katle-dilmişlerin Babası) gibi isimlerle de anılıyordu. Odin, tüm tanrı-lar arasında en bilge olanıydı. Bir mesele ortaya çıktığında herkes ona danışırdı. Dev Mimir’in kuyusundan bilgelik suyu içmişti. Bir gözünü Mimir’e rehin olarak verdiğinden tek gözlü, görece yaşlı bir adam olarak betimleniyordu.Aynı zamanda kalkan ve mızrak kuşanmış güçlü ve

yapılı biri olarak da resmediliyordu. Odin, tan-rılara ve kahramanlara ziyafet verdiği Valhalla ve Vingolf’ta yal-nızca şarap içerdi, şarap onun için hem et hem de içecek vazifesi görüyordu. Kendi payına düşen etlerden yemediklerini Geri ve Freki7 isimli iki kurduna yedirirdi. Odin’in ayrıca Hugin ve Mu-nin (Düşünce ve Hafıza) adında iki kuzgunu vardı, biri sağ biri sol

omzuna tünerdi. Odin, bilgeliğinin büyük bir kısmını bu kuz-gunlara borçluydu. Zira her gün evrenin uzak köşelerine uçarlar, gördükleri şeyleri Odin’e anlatmak için akşam yemeğinde geri dö
nerlerdi, bu yüzden Odin’e Kuzgunların Tanrısı da denirdi. Odin, Valaskjalf’taki ulu tahtı Lidskjalf’tan yaşanan tüm şeyleri görürdü. Sekiz bacaklı ve evrendeki en

hızlı at olan Sleipnir ile istediği yere giderdi. Mızrağı Gungnir ile nişan aldığı her şeyi vururdu. Değerli yüzük Draupnir’i yanından ayırmazdı, bu yüzükten her dokuz ge-cede bir aynı güzellikte sekiz yüzük daha düşerdi

Peter Andreas Munch
Peter Andreas Munch

Ymir’in bedeninden toprağı, gökyüzünü ve denizi yarat-tılar. Bedeni toprağın, kemikleri dağların ve kayalıkların, saçları ağaçların ve çimenlerin, kafatası gökkubbenin, beyni ise bulutla-rın biçimini aldı. Ymir’in bedenindeki larvalar, yeryüzünün altın-da veya kayaların içinde yaşayan küçük cücelere dönüştü.

Peter Andreas Munch
Peter Andreas Munch

Cansız bir doğayı şekillendirmekle yetinmeyip insanlar ve hayvanlar gibi duyarlı canlıları da yarattılar. İlk insan çifti olan Ask ve Embla, iki ayrı ağaçtan yaratıldı. Odin nefesi, Vili3kavrayış yetisi olan ruhu, Ve (Lodur) ise beden ısısını ve ten rengini onlara bahşetti. Bu ikili, tüm insan ırkının atası oldu.

Peter Andreas Munch
Peter Andreas Munch

Ardından Surt, tüm dünyaya alev püskürtecek ve her şey yok olacaktı. Vahşi ve savaş dolu düzen sona erecek, yeni bir hayat başlayacaktı. Denizin içinden, tarlaları ekilmiş tohumlar olmadan bile mahsul veren yeşil, hoş ve yeni bir toprak parçası yükselecekti.

Peter Andreas Munch
Peter Andreas Munch

Edda metinlerindeki mitolojiye göre on iki büyük ilah (za-ten sırasıyla belirtildi) Odin’in yanı sıra; Thor, Njord, Frey, Bal-der, Tyr, Heimdal, Bragi, Forseti, Hod, Vidar, Vali ve Ull. Bunların ardından, Æsir’in önde gelenleri içinde en çok bahsi geçen kişi, her ne kadar daha çok bir düşman olarak görülse de Loki ya da Lopt’tu. Loki aslında bir devdi. Babası Dev

Farbauti, annesiyse Dev Kadını Laufey ya da Nal ismiyle tanınıyordu. Buna rağmen Odin’in üvey kardeşi oldu ve Æsir üyelerinden biri olarak kabul gördü. Erkek kardeşlerinin adı Byleist (ya da Byleipt) ve Helblin-di’ydi. Loki yakışıklıydı, aynı zamanda kurnaz ve kötü niyetliydi. Doğrusu, yaptığı kötülükler yüzünden zaman zaman iyilik yap-mak zorunda kalmış ya da

çok ihtiyaç olduğunda zekâsını Æsir hizmetine sunmuştu ama tüm bunlara rağmen aslında gizli gizli onlara düşman, devlere dost olarak kaldı. Loki, Balder’ın ölümü-nün asıl planlayıcısıydı. Son günde devlerin kumandanlarından biri olarak tekrar görünecekti, ama asıl fenalığı çocukları yapacak-tı. Loki’nin Jotunheim’deki Dev Kadın Angerboda’dan üç

çocuğu oldu: Fenris, Jormungand ve Hel. Fenris, yırtıcı bir kurttu ve Kurt Fenris olarak biliniyordu. Jormungand, zehir saçan iğrenç bir yı-landı. Hel ise korkunç bir cadıydı. Bu üçüne çocukken Jotunhe-im’de bakıldı. Tanrılar, Loki’nin döllerinin büyük kötülükler ya-pacağını önceden biliyorlardı. Bu yüzden Herkesin Babası Odin, bu çocukların huzuruna

getirilmesini emretti. Tanrılar, çocukları öldürmek istiyorlardı çünkü kaderin döngüsü kırılamazdı, ancak
İskandinav Mitolojisi40kutsal Valhalla salonu da kirletilmemeliydi. Bu yüzden tanrılar bu üç çocuktan kurtulmak için farklı yollar aradılar. Hel, Nifl-heim’in derinliklerine hükümdar olarak gönderildi ve orada ister insan olsun ister başka bir yaratık,

yaşlılıktan ölenlere hükmetme-si emredildi. Jormungand’ı evrenin derin denizine bıraktılar; bu yılan orada o denli büyüdü, o denli gelişti ki nihayetinde dünyayı çevreleyip kendi kuyruğunu ısırabilir hale geldi. Bu yüzden ona Midgard Yılanı denmeye başlandı, zira tüm Midgard’ı çevreliyor-du. Öte yandan Kurt, Asgard’da beslendi. O kadar vahşiydi ki Tyr hariç hiç

kimse, ona yemek götürmeye cüret edemiyordu. Tan-rılar, Kurt’un çok hızlı geliştiğini görünce telaşa düştüler ve onu sıkı sıkıya bağlamak istediler. Kurt’a, onun gücünü test etmek, yalnızca bir oyun olsun diye getirdikleri zinciri kırıp kıramayaca-ğını görmek istediklerini belirttiler. Kurt, onların oyununa geldi ve bağlanmayı kabul etti, fakat çok geçmeden

prangalarını par-çaladı. İlkinden iki kat dayanıklı bir zincir daha getirildi ve Kurt aynı şekilde onu da parçaladı. Bunun üzerine Herkesin Babası, Skirnir’i Kara Elfler’in yurdunda yaşayan ünlü cücelere gönderdi ve onlardan Kurt’un kıramayacağı bir zincir dövmelerini istedi. Cüceler, buna uygun olarak bir kedinin ayak seslerini, bir kadının sakalını, bir dağın

köklerini, bir ayının sinir uçlarını, balıkların nefesini ve kuşların salyasını kullanarak istenen zinciri dövdüler. İşte kedilerin pati seslerinin, kadınların sakalının ve dağların kö-künün vs. olmamasının sebebi budur. Gleipnir adı verilen zincir, bir ipek kadar ince ve yumuşaktı. Æsir Tanrıları, Kurt’u Lyngvi adasındaki Amsvartnir isimli göle götürdüler

ve orada ona Gle-ipnir ile bağlanmak isteyip istemeyeceğini sordular. Bir hile ol-duğundan şüphelenen Kurt, bunu tek bir şartla kabul edecekti; içlerinden biri, zincirin kırılmaması durumunda, teminat olarak en baştan elini kurdun ağzına koyacaktı. Bu denli bir riski üst-lenmek istemeyen Æsir Tanrıları, şüphe dolu gözlerle birbirlerine bakıyorlardı. Nihayetinde Tyr öne

çıktı ve elini Kurt’un ağzına yerleştirdi. Ardından Kurt bağlandı. Kurtulmak için ne kadar ça-balarsa çabalasın zincir bir o kadar sıkılaşıyordu. Hiçbir şekilde zinciri koparamıyordu, nihayetinde Æsir’in de onu salmak gibi bir niyeti olmadığını görünce Tyr’ün elini kopardı. Sonra Æsir,
41Tanrş Mitlerizincirin bir ucunu büyük bir taş levhadan geçirdi ve

iyice yere gömüp üstüne de kocaman bir kaya devirdi. Öfkeden kuduran Kurt, etraftaki her şeyi ısırıp parçalamaya başladı. Bunun üzerine tanrılar, Kurt’un ağzına bir kılıç yerleştirdiler, öyle ki artık çenesi genişçe açık kalacaktı. Kasvetle uludu, ağzından akan salya bir nehir oldu. Dünyanın sonu gelene dek bu şekilde bağlı kalacaktı, ancak nihayetinde

özgürlüğüne kavuşacak ve tanrıların en kötü düşmanı olduğunu kanıtlayacak, hatta Odin’i bile yutacaktı. Fakat Kurt, Vidar tarafından öldürülecekti.

Peter Andreas Munch
Peter Andreas Munch

Asgard’ın en görkemli salonu, Æsir’in zi-yafet salonu olan Valhalla’ydı. Odin burada yalnızca Æsir üyeleri için değil, aynı zamanda göçmüş kahramanlara (einherjar), yani ölümden sonra huzuruna çıkmış cesur savaşçılara da ziyafet veri-yordu. Valhalla’da 640 portal bulunuyordu, bu büyülü kapılardan tek seferde 960 savaşçı geçebiliyordu

Peter Andreas Munch
Peter Andreas Munch

Njord (Njorðr, aslen Nerpuz) rüzgârın yönünü tayin eder, denize ve ateşe hükmederdi. Denizde ve av peşinde onun ismini ananlara iyi talih bahşeder, toprak ya da kıymetli eşya gibi zen-ginlikler dağıtırdı. Çok eski bir zamanda Vanaheim’den gelmişti. Öyle ki zamanında Æsir ve Vanir, bir barış antlaşması imzalayarak her iki tarafın karşılıklı olarak bir rehine

göndermesini kararlaş-tırmıştı; Æsir Hoenir’i, Vanir ise Njord’u gönderdi. Sonra tanrılar, hep birlikte bir saksıya tükürdüler ve salyalarından bir insanı, Bil-ge Kvasir’i yarattılar. O zamandan sonra Njord, bir Æsir tanrısı olarak görüldü ve onların en önde gelenlerinden oldu. Noatun adı verilen evi deniz kenarındaydı, duvarlarının hemen dışında kuğular ve

her türden su kuşları yüzerdi. Tanrı Frey ve Tanrıça Freyja onun çocuklarıydı. Eşi, çocukların üvey annesi, dev kadın Skadi’ydi. Æsir, zamanında Skadi’nin babası Thjazi’nin ölümüne sebep olmuştu; bu yüzden dev kadın, silahlandı ve babasının ölü-münün telafisini istemek için Asgard’a gitti. Æsir, uzlaşma sağla-mak için kadının kendi aralarından birini

eş olarak seçebileceğini söyledi. Ancak tanrıların yalnızca ayaklarını görebilecekti, yani kadın seçimini sadece ayaklara bakarak yapacaktı. Bunun üzerine Skadi, gözlerini biçimli iki ayağa dikti ve bu ayakların Balder’ın ayağı olduğunu düşünerek seçimini yaptı. Fakat seçimi Balder de-ğil, pek iyi anlaşamadığı Njord’tu.

Peter Andreas Munch
Peter Andreas Munch

30FreyFrey, Njord’un oğluydu. Yakışıklıydı, babasından bile daha yüce ve daha cesaretliydi. Havayı ve tarımı yönetiyordu. Refah, sevinç ve huzur onun ellerindeydi. Tıpkı Njord gibi Frey de Va-nir’in Çocuğu, Vanir Tanrısı olarak biliniyordu. Ayrıca Mevsimle-rin Tanrısı ve Varlık Veren isimleriyle de anılıyordu. Alfheim ve Işık Elfleri’nin hükümdarıydı.

Peter Andreas Munch
Peter Andreas Munch

Heimdal, başlıca tanrılardan bir diğeriydi. Kayıtlara göre yüce ve kutsal olarak kabul ediliyordu, ayrıca Ak Tanrı unvanını taşı-yordu. Dünya sınırları içinde bir sabah vakti, mucizevi bir şekilde dokuz dev bakireden doğmuştu ve besinini topraktan çekmişti. Bazıları, onu Odin’in oğlu olarak görüyordu. Dişleri altındandı. Gece gündüz fark etmeksizin yüzlerce mil

alanı rahatça görebili-yordu, toprak üstünde büyüyen çimenlerin ve koyunların sırtında uzayan tüylerin sesini duyabiliyordu. Bu sebeple tanrılara yaraşır bir gözcüydü. Devlere karşı koruduğu Bifrost’un yakınlarında ya-şıyordu. Gjallar Boynuzu adı verilen devasa bir borazanı vardı. Borazanını üflediğinde sesi tüm diyarlardan duyulurdu. Gökkub-benin ucundaki evi,

Gök Dağı (Himinbjorg) adını taşıyordu.

Peter Andreas Munch
Peter Andreas Munch

Dört büyük tanrı Hod, Vali, Ull ve Vidar hakkında İskandi-nav kaynaklarında çok az referans var. Odin’in oğlu Hod, gözleri görmemesine rağmen dinçti. İstemeden Balder’ın ölümüne sebep olan da oydu. Ardından Vali tarafından öldürüldü, evrenin yıkı-mı gerçekleşmeden de bir daha geri gelmeyecekti. Vali (daha az doğru olmakla beraber Snorri onu Ali olarak

adlandırır) Odin ve Rind’in oğluydu. Valaskjalf’ta kendine ait bir evi vardı, cesur bir savaşçı ve iyi bir okçuydu. Balder’ın ölümü sonrası Hod’u öldü-rüp intikamını alana dek ne yıkandı ne de saçlarını kesti. Evrenin yıkımından sağ çıkacaktı. Vidar da Ragnarok’ten sonra geri döne-cekti. Vidar, Odin ve Dev Kadın Grid’in oğluydu, Thor’dan sonra

tanrıların en güçlüsüydü. Az Konuşan Tanrı olarak da biliniyordu. Vidar, Tanrıların Alacakaranlığı Ragnarok geldiğinde, Kurt Fen-ris’in boğazını kalın çizmeleriyle yarıp Odin’in öcünü alacaktı. Vidi’de yaşıyordu. Ull ise yakışıklı bir tanrıydı, güçlü bir okçu ve iyi bir kayakçıydı. İnsanlar, birebir mücadelede onun yardımını isterlerdi. Sif’in

oğlu, Thor’un üvey oğluydu. Evi ise Ydalir ismini taşıyordu

Peter Andreas Munch
Peter Andreas Munch

Ragnar esir alındı ve Ella’nın emirleri üzerine yılanlarla dolu bir çukura atıldı. Ancak gömleği onu yılan ısırıklarından korudu, ne zaman ki bu gömlek sırtından çıkarıldı Ragnar yılanların zehri karşısında yenik düştü. Ölmeden önce bir dize okudu:”Domuzun çektiği acıları öğrenince, küçük domuzcuklar kim bilir nasıl hırıldayacak.”