Tabiatta hiçbir şey,kuma kabul etmez.
İlkelerin, prensiplerin olduğu kalpte iltimas olmaz...
Gönlüm bir hareket, bir çare arıyor ama aklım, beynim, düşüncelerim cevap vermiyordu.
Gönlümün tüm aramaları cevapsız kalıyor, beni harekete geçirecek uzuvlarıma ulaşamıyordum.
Gönlümün aramalarına aklım cevap vermiyor, ulaşamıyordum.
Gönlümün aramalarına ulaşamıyordum.
Gönlümün yapmak istediğine ulaşamıyordum.
Artık bir uzvum cevap
vermişti. Yüreğim.
Yüreğim yanıyordu.
"Çok küçük ve önemsiz değişiklikler, çok büyük ve öngörülemez sonuçlara sebebiyet verebiliyor yani."
"Giden sadece baba ve oğul değildi. Onlarla birlikte idealleri, ilkeleri, prensipleri, hedefleri de gidiyordu işte. Hak, hukuk, adalet, eşitlik, kul hakkı velhasıl değerlerin hepsi..."
Gönlüm bir hareket, bir çare arıyor ama aklım, beynim, düşüncelerim cevap vermiyordu.
Gönlümün tüm aramaları cevapsız kalıyor, beni harekete geçirecek uzuvlarıma ulaşamıyordum.
Gönlümün aramalarına aklım cevap vermiyor, ulaşamıyordum.
Gönlümün aramalarına ulaşamıyordum.
Gönlümün yapmak istediğine ulaşamıyordum.
Artık bir uzvum cevap
vermişti: Yüreğim..
Yüreğim yanıyordu."
Cayır cayır yanan odun sobası... Ritmik hareketler ile fokurdayan demlik ve harlandıkça çaydanlıktan soba üzerine dökülüp âdeta ateş üzerinde dans eden su damlaları... Demini ağır ağır alan çay ve yıllandıkça değer kazanan paha biçilmez dostluk...
İlkelerin, prensiplerin olduğu bir kalpte iltimas olmaz.