Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

Türkiye'nin mamul mallar ithal eden, tarım ve maden ürünleri ihraç eden bir ülke olması hükümeti oldukça rahatsız etmekteydi. Maliye Vekili Ahmet Ferit (Tek) Bey'in 1921'de yaptığı açıklamasında: “Bize en lazım şey, fabrika gene fabrika (dır). Türkiye çalışıyor, üretiyor fakat ürünlerinden başkaları yararlanıyor. Alın teri dökerek elde ettiğimiz hammaddeleri yok

pahasına harice satıyoruz. Sonra yabancılar bu maddelerin şeklini değiştirerek bize iade ediyorlar. Kırk kuruşa bir okka yün veriyoruz, aynı yünü bin iki yüz kuruşa bir metre kumaş halinde yalvararak geri alıyoruz" demekteydi. Ferit Bey'in bu açıklamaları yaşanan rahatsızlığın en açık göstergesiydi. Bu nedenle hükümet hızlı bir iktisadi kalkınma ve bunun için de

hızlı bir sanayileşme faaliyetinin gerçekleştirilmesi üzerinde duracaktı.

Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

Namık Kemal, Osmanlı Devleti'nin zirai ve sanayi bakımdan dışa bağımlı bir hale gelmesi üzerine: "Bir fabrikamız yok; mülkümüzde sanat nasıl ileri gider? Bir şirket tesisine muvaffak olamadık; ticaret böyle mi terakki bulur. Bir Müslüman bankası var mı? Aramızda servet ne ile vücuda gelir?" diyerek milli kalkınma yolunda banka ve sermaye ile finansin, fabrika ve şirket ile

de işletmenin önemine dikkat çekti.

Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

BBYSP (Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı), 1934-1938 yıllarını kapsamaktaydı. Türkiye, bu plân ile endüstrileşme kararını 1934 yılında verdi ve ilk beş senelik plâna şu sanayisi kollarını dâhil etti:
a. Mensucat sanayisi (pamuklu, yünlü, kendir)

b. Maden sanayisi (demir, sömi-kok, kömür, bakır, kükürt)

c. Selüloz sanayisi (kâğıt, karton,

sunî ipek)

d. Seramik sanayisi (şişe, cam, porselen)

e. Kimya sanayisi.

Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

BBYSP (Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı), 1934-1938 yıllarını kapsamaktaydı. Türkiye, bu plân ile endüstrileşme kararını 1934 yılında verdi ve ilk beş senelik plâna şu sanayisi kollarını dâhil etti:
a. Mensucat sanayisi (pamuklu, yünlü, kendir)

b. Maden sanayisi (demir, sömi-kok, kömür, bakır, kükürt)

c. Selüloz sanayisi (kâğıt,

karton, sunî ipek)

d. Seramik sanayisi (şişe, cam, porselen)

e. Kimya sanayisi.

Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

1913'te dışa bağımlılık oranı kimya sanayisinde %85.7, tekstilde %76.5, deride %64.1, toprak mamullerinde %57.2, ahşap ürünlerde %42.2 ve gıdada %39.2 idi.

Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

İstiklal Savaşı’nın başarıyla sonuçlanmasından sonra, kazanılan siyasi bağımsızlığın, ekonomik atılım ve yatırımlarla perçinlenmesi yönünde ciddi adımlar atıldı. Bir tarım ülkesi konumunda olan Türkiye’nin, sanayileşme hamleleri, “üç beyazlar” olarak nitelendirilen; un, şeker ve pamuk alanında hayata geçirilecekti.

Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

Şeker, insanoğlunun tarih boyunca vazgeçemediği belli başlı tüketim maddelerinden birisi olup, birçok medeniyet tarafından, 'kral yemeği’ olarak tanımlanmaktaydı. Bu değerli yiyecek, aristokrat sınıf dışındaki orta sınıf için erişilmesi bir hayli zor olan ve ancak altın karşılığında elde edilebilen bir meta idi.

Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

Fabrikaların sunduğu refah ortamı içinde nitelikli insan yetiştirmek elbette ki en üst düzeyde tutulmuş bir hedefti. Bilindiği üzere insan gücünün önemli bir kısmını savaş alanlarında yitiren ve sanayi toplumu vasfı taşımayıp tarım ülkesi hüviyeti gösteren bu genç cumhuriyet, elbette ki sanayileşme yolunda hem işçi hem de kalifiye eleman sıkıntısı çekmekteydi.

İşte fabrikalar bu açığı kapatmak için bir okul vazifesi görmekteydi.

Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

“Çükündür”, Uşak Bölgesi halkının pancara verdiği mahalli bir deyim olup, öz Türkçe’dir. Bu ürün, pancar gibi beyaz değil, pekmez rengindedir. Bu ürün, şekerin kıt ve pahalı olduğu önceki dönemlerde, kaynatılıp, yumuşatılarak yenirdi. Böylece, şeker tadı ve gıdası alınmış olurdu. Pancar, çükündürün ıslah edilmiş ve beyaz renk verilmiş cinsidir

Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

Devamlı olarak bakım isteyen şeker pancarı bitkisinin yetişmesi için, ekim yapılacak olan tarlanın sulanması, çapalanması, otlar ve taşlardan temizlenmesi ve gübrelenmesi gerekmekteydi. Hâlbuki çiftçi, bu tarz bir çalışmaya alışkın değildi. Çiftçiyi, bu kültürün icaplarına alıştırmak lazımdı. Yıllardan beri yerleşmiş olan tek ürüne dayalı tarım

kültürünü, pancar ziraatı yoluyla, birçok ürünü bir seferde yetiştirecek bir kültüre çevirmek, sanıldığı kadar kolay bir iş değildi.

Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

1931 yılında ise melastan ispirto üretmek için Uşak Şeker Fabrikasının yanında bir ispirto fabrikası kuruldu ve Türk sanayine yeni fabrikalar kazandırıldı.

Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

1931 yılında ise melastan ispirto üretmek için Uşak Şeker Fabrikasının yanında bir ispirto fabrikası kuruldu ve Türk sanayine yeni fabrikalar kazandırıldı.

Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

Kapitülasyonlar dışında Osmanlı Devleti'nin ekonomik bünyesini sarsan ikinci önemli unsur ise Balta Limanı Antlaşması (1838) idi. Bu antlaşma ile İngiltere'ye verilen mali imtiyazlar ilerleyen yıllarda Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinin bir kısmını da içine alan bir Serbest Ticaret Anlaşmaları sürecini beraberinde getirdi. Bundan dolayı ülkedeki dokuma üretimi iç

piyasanın talebini karşılayamadı. Sektördeki işsizlik önemli boyutlara ulaştı. Öyle ki İstanbul'daki dokuma sanayisinde 1838'de üç bin beş yüz usta, kalfa ve çırak çalışırken 1866'da usta ve kalfa sayısı kırka kadar geriledi.

Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

Nuri Bey, 1906-1907 tarihlerinde şeker hakkında yapmış olduğu çeşitli araştırmalar sonucu şekerin, Hindistan’da kamıştan, Avrupa’da ise pancardan üretildiği bilgisine kavuştu

Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

Şeker pancarı tarımı, buğday tarımına göre yedi kat daha fazla istihdam sağladığı” için Uşak Şeker Fabrikasının kurulması, nüfus artışına neden olmasa da nüfus göçünü önledi.

Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

Siirt Mebusu Mahmut Nedim (Soydan) Bey ise: “Sanayisi olmayan memleketler şeklen istiklal sahihi olsalar bile, hakikatte müstemleke memleket vaziyetinden kurtulamazlar. (Mahmut Nedim Soydan, “Sanayileşme Yolunda”, Ayın Tarihi, S 9 (1-31 Ağustos 1934), Ankara. 1932, s. 127.)

Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

M.Kemal Paşa, 1923’te Sovyet elçisi Aralov ile yapmış olduğu bir görüşmede: “ Türkiye de sınıflar yok, Türkiye’de işçi sınıfı yok. Çünkü gelişmiş bir sanayi yok. Bizim burjuvazimizi ise burjuva sınıfı haline getirmek gerekiyor. Ticaretimiz çok cılız. Çünkü sermayemiz yok. Yabancılar bizi eziyor. Benim amacım, ulusal ticareti kalkındırmak, fabrikalar açmak,

yer altı zenginliklerini meydana çıkarmak, Anadolu tacirine yardım etmek, ......... dedi. (S. I. Aralov, Gözleri Çeliktendi Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Anıları, İstanbul, 2008, s. 316-318.)

Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

Birkaç çiftçi bu durum karşısında: "Bu gâvur icadıdır... Bununla ziraat yapıldığı takdirde, tarlamızın bereketi kaçar..." diyerek dağıtılan pullukları geri verdiler. Bunun üzerine, yol kenarındaki tarlalar pulluklarla işlendi. Sürülen bu tarlalarda mahsul iyi olunca, karasaban atıldı ve ertesi yıl, ambarda pulluk kalmadı.

Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon 21 Kasım 1922’de başlayan Lozan görüşmeleri esnasında: "Sız Türkler, kapitülasyonları kaldırabilirsiniz, fakat biliniz ki az bir zaman sonra kapitülasyonlar sizin talebiniz üzerine yeniden kurulacaktır' diyerek İsmet Paşaya banknot dolu bir cüzdan gösterdi .....

Mehmed Gökhan Polatoğlu
Mehmed Gökhan Polatoğlu

1705’te Nürnberg’de, Franciscus Philippus Florinus adlı bir kimyager tarafından ilk defa pancara “şeker pancarı” adı verildi. 3 Mart 1709’da Berlin’de doğmuş olan kimyager Andreas Sigismund Marggraf’, 1747’de pancarın %1,3 şeker ihtiva ettiğini tespit etti.