Hamza Karaoğlan sözleri

Dinler tarihinde semboller, bir inancın dışa yansımasını ve aynı zamanda dini canlılığı sağlamakta, dinin içselleştirilmesine katkıda bulunmaktadır. Çünkü toplumsal yapılar kırılgandır. Kırılgan olduğu içinde bunun dini ritüeller ve Yedi Uyurlar’da olduğu gibi dini sembollerle Canlı tutulması gerekmektedir. Dolayısıyla Ashab-ı Kehf gibi mitoslar kendi

kültürümüzden farklı öğeler taşımasına rağmen partikülaristik bir eylemden ziyade birer entegrasyon mekanizmalarıdır.

Uykuda kaldığımız sürenin, mitolojik fantazilere yetmemiş olmasından mı yoksa insanların yaşadığı sorunların, açmazların ve çaresizliğin büyüklüğünün itkisiyle mi bilinmez ama sonradan kutsallaştıracak bir mağarada yaşamı dondurup, sorunlarım çözüldüğü, hayatın biraz daha düzeldiği bir gelecekte ortaya çıkma istepi birçok dinde, mitolıjide ve

söylencelerde kendine yer bulabilmiştir. Yedi Uyurlar, bazen kutsal addedilen bir kitabın sayfalarına bazen kulaktan kulağa aktarılan bir şiirin dizelerinde bazen de zamanın ilginç bir şekilde yonttuğu taşlardaki izlerde ortaya çıkması ve arkadan gelen kuşaklarca ilgi odağı olması kültür tarihimizin mutlaka incelenmesi gereken konulardan birisidir...

Dinler tarihi çoğu zaman uzun yaşamak ya da ölümsüz olmak isteyen insanların hikayelerini ele alır. Ölümsüz olma ve uzun uyku döneminden sonra uyanma motifinde öne çıkan sembol mağara kültüdür. 19. yüzyıla kadar Almanya ve İskoçya’da yaygın olan efsanelere göre, insanları mağarada cüceler korumuş, kaybolan çobanlar, çiftçiler ve mezarlık görevlileri mağaralarda

uzun yıllar uyumuşlardır.

Değerlendirme:
Yedi Uyurlar mitosunun özü Paganist anlayışa karşı çıkmaktır. Gençler Dakyanus’u Tanrı kabul etmenin yanlış olduğunu görür ve şehirden kaçmaya karar verir. Oysa uyandıklarında tüm kurumlarıyla Hristiyanlığın formal hale geldiğini görürler. Tevhid anlayışına sahip Yediler Efsanesi ruhunun Hristiyanlık Teslis inancıyla çeliştiği

görülmektedir. Dolayısıyla Kur’an’da geçen bu olayın Hz. Musa’dan önce yaşayan bir kavme ait olması muhtemel gözükmektedir.

Yahudilikte uyuyup uyanma motifi: Abimelek Kıssası

Abimelek havanın sıcak olduğu bir günde incir taşımaktaysan bir ağaca rastlar. Yorulduğu için bir süre dinlenmek ister ve o ağacın gölgesine oturur. Başını da incir sepetine yaslar ve bu şekilde uykuya dalar ve hiç uyanmadan altmış altı yol süreyle uyur. Sonunda uykusundan uyanır ve “Keşke biraz daha uzun

uyuyabilseydim çünkü yeterince uyuyamadım, zira başım ağrıyor” der. Sonunda Abimelek yerinden kalkar incir sepetini omzuna alır ve Jerusalem’e döner. Fakat ne şehri ne ailesini ne de evini tanıyabilir.

Hristiyanlığa göre Yeni Uyurların uyanma zamanı

Süryani tarihçiler Ashab-ı Kehf’in uyumasının 249-251 yilları arasında hüküm süren Kral Dakyanus döneminde, uyanmalarının ise Kral Küçük Theodosius zamanında (450) olduğunu söylerler. Mar Yakub Esseruci (521) yazdığı kasidesinde “Kral Dakyanus, krallığına bağlı köyleri ve şehirleri gezmek için yola

çıkar ve Efsus şehrine gelir. O şehirde bulunan Zeus, Apollon ve Artemis’e tören yapar. Halk onun emirlerine uyar ancak onlardan birkaç asil genç onun emirlerine uymayarak putlara tapmayı kabul etmezler.” diyerek Yedilerden bahseder.

Müslüman Halk Kültüründe Yedi Uyurlar

Yedi Uyurların isimlerini manalı bulan insanlar o isimlerin feyz ve bereket getireceğine inanmıştır. İsimlerin yazılı olduğu kağıdın; Eğer bir gemiye asılırsa o geminin batmaktan kurtulacağına, ezilip bir hastaya içirilirse hastanın iyileşeceğine, uyuyamayanların kağıdı başlarının altına koyduklarında uykusunun

geleceğine inanılmaktadır. Yangına atılırsa yangının söneceğine, çok ağlayan bebeğin yastığının altına konulursa ağlamasının hemen kesileceğine, doğumda zahmet çekmekte olan bir kadının uyluğuna bağlanırsa doğumun kolaylaşacağına da inanılmaktadır.