Errico Malatesta
Errico Malatesta

Bırakalım bizi saf duygusallar olarak adlandırmaya devam etsinler, ama biz, özgürlüğün şu an için değil, ancak gelecekteki toplum için iyi bir ilke olduğunu öne süren gerici, otoriter ve yıkıcı teoriye şiddetle karşı çıkmalıyız. Mevcut tiranlıklar bu teori adına kurulmuştur ve insanlar bu yönetim
biçimlerinde yer almayı kabul ettikleri sürece de kurulmaya

devam edecektir.

Errico Malatesta
Errico Malatesta

“Biz insanları değil, düşünceleri takip ederiz ve bir ilkeyi bir insanda cisimleştirme alışkanlığına karşı çıkarız.”

Errico Malatesta
Errico Malatesta

Şiddete başvurulmalıdır, çünkü değişimi sağlayan devrimci şiddet, insanlığın büyük çoğunluğunu köleliğe mahkûm eden daha büyük ve kalıcı şiddeti engellemenin tek yoludur.

Errico Malatesta
Errico Malatesta

Biz özgürlük ve aşkın zaferi için mücadele ediyoruz.

Errico Malatesta
Errico Malatesta

Şiddetli maddi ve entelektüel ihtiyaçları olan, ancak kendilerini tesadüfen ezilenler arasında bulan ve ne pahasına olursa olsun özgürlüğe kavuşmanın yollarını arayan, buna ulaşmak için zorba olmaktan çekinmeyen, güçlü, zeki, ihtiraslı bireyler vardır: İçinde yaşadıkları toplumda kendini hapsedilmiş hissederek tüm toplumları küçümsemeye ve onlardan nefret etmeye

başlayan bireyler kendini insan topluluğundan tecrit ederek yaşamak istemenin saçma olacağının farkına vararak toplumu ve tüm insanları boyunduruk altına almaya ve kendi arzularını tatmin etmeye çabalarlar. Bazen de, eğer çok bilgililerse, kendilerini süpermen olarak görürler. Vicdani kaygıları yoktur; “hayatı yaşamak” isterler; devrimle ve geleceğe yönelik tüm

özlemlerle alay ederler, ne pahasına ve kimin hayatına malolursa olsun yarını düşünmeden hayatın tadını çıkarmak isterler; bir saatlik “doyasıya
yaşam” (onlar bu kelimeleri kullanırlar) için tüm insanlığı feda edebilirler. Onlar asidir, fakat anarşist değillerdir. Başarısız burjuvaların zihniyet ve duygularına sahiptirler ve başarıya ulaştıklarında sadece

gerçek burjuva olmakla kalmazlar, onlardan daha da çirkin davranışlar gösterirler.

Errico Malatesta
Errico Malatesta

Düşmanlık, maddi nedenlerden çok manevi nedenlere dayanır. Doğanın güçlerinin tüm insanlığın yararına en iyi şekilde kullanılması konusunda patronlarla emekçiler arasın da asla samimi bir anlaşma olmayacaktır, çünkü her şeyden önemlisi patronlar patron olarak kalmak ve işçilerin emeğini kendi yararlarına kullanıp daima daha fazla güç sahibi ol mak isteyecek ve

diğer patronlarla rekabete gireceklerdir; diğer taraftan emekçiler ise, her zaman patronlarını doyurmak zorunda kalacak ve daha fazla bir şey isteyemeyeceklerdir!

Errico Malatesta
Errico Malatesta

Ben, örneğin, yemek yerken, açlıktan ölen insanları düşündüğümde yediğim şeyden tat alamam; çocuğuma oyuncak aldığımda onun gösterdiği mutluluk beni memnun eder, fakat ucuz bir oyuncakla mutlu olabilecekken buna
sahip olamayan çocukları, gözlerini iri iri açmış bir halde mağazaların vitrininden oyuncaklara bakarken gördüğümde bu
mutluluk kısa sürede

acıya dönüşür; eğlenceli vakit geçirirken hapishanede ömür tüketen talihsiz insanlar aklıma geldiğinde ruhum acıyla dolar; zevkli bir işle uğraşırken ya da
bir konu üzerinde çakşırken benden daha yetenekli olup da yaşamını sıkıcı, çoğunlukla faydasız ve zararlı işlerle uğraşarak harcamak zorunda olan insanları düşündüğümde vicdan
azabı duyarım.

Errico Malatesta
Errico Malatesta

İnsanın, diğer insanların baskısından kurtulmuş olsa bile doğanın düşman güçlerine hâlâ maruz kaldığına; tek başına bunların üstesinden gelemeyeceğine, ancak diğer insanlarla güçlerini birleştirerek bu doğa güçlerini evcilleştirip kendi yararına dönüştürebileceğine inanırlar. Maddi ihtiyaçlarını tek başına çalışarak sağlamak isteyen insan kendi

işinin kölesidir..

Errico Malatesta
Errico Malatesta

(...) geçimini bilimsel dergilere ve diğer yayınlara katkıda bulunarak sağlıyor ve nispeten rahat koşullarda yaşıyordu; bununla birlikte çoğu kol işçisinden daha iyi şartlara sahip olduğu için bir tür vicdan azabı duyuyor ve bu küçük konfor nedeniyle daima af diler görünüyordu. Kendi kendine ya da benzer koşullardaki insanlarla konuşurken genellikle şunları söylerdi:

“Eğer kendimizi eğitebildiysek, yeteneklerimizi geliştirebildiysek; eğer entelektüel memnuniyete sahipsek ve kötü sayılamayacak maddi koşullarda yaşamımızı sürdürüyorsak, dünyaya geldiğimizde tesadüfen içinde bulunduğumuz koşullar emekçilerin sömürülmesiyle yaratıldığı içindir; ve bu
nedenle emekçilerin özgürlüğe kavuşması için mücadele etmek bizim

görevimiz, ödememiz gereken bir borçtur.”