Özgürlük sevgiden gelir Sevgi ne kadar büyükse özgürlük de o denli büyük olur.
"Yeni Kara'da doğduğum için çok şanslıyım. Öteki türlüsünü düşünmek... İç savaşla baş etmeye çalışan bir ülkede doğsam neler olurdu? Ya da kıtlıkla? En kötüsü, ya bir kadın olarak özgürlük düşmanı ülkelerin tekinde doğsaydım?"
Medler'in yasaları, sadece kendilerine değil imparatorluk içerisindeki öbür halklara da özgürlük ve adalet sağlandığından dolayı da önemlidir.
Sizi bir televizyonda gördüm. Güzel takım elbiseler giymiştiniz. Yüzünüzde sahte bir tebessüm vardı, sahte bir mazlumiyet. Biz, diyordunuz, sadece özgürlük götüreceğiz, başka ne amacımız olabilir ki? Şimdiye kadarki özgürlük götürmeleriniz bunun bir garantisi değil mi? Yalanınız herkes tarafından duyuluyordu. Önünüzdeki sayısız mikrofon ve kameranın sahipleri de
yalanlarınıza tanıktılar ama diyemiyorlardı, yalan konuşuyorsun! Kibar ve ciddi ciddi sorular soruyorlardı. Siz de ciddi, umursar edalarla cevaplar veriyordunuz. Şunların, diyordunuz içinizden, topunun canı cehenneme, bitse de şu oyun bir an evvel başlasak özgürlük ihracına.
Bombaları yağdırmaya başlasak, ağzımızdan kurbanların kanları akmaya başlasa, vahşi
çağrımıza uyanlarla birlikte her tarafı yağmalasak, işkencelerden geçirip karşı duranların defterini dürsek. Çok keyifliydiniz, özgürlük diyordunuz, mutlaka özgürleştireceğiz ve özgürlükten yana olanlarla işgal ettiğimiz ülkelerde tepineceğiz. Gözlerinizde bir kısıklık, dilinizde bir intikam çığlığı vardı.
Zavallıydınız, muhtaç gözlerle
efendilerinizin bakışlarından medet ummaktaydınız, sefil duruşunuz tarihin en kötü fotoğrafı olmayı hak ediyordu.
Mesela bir sabah gözlerimizi hapishane avlusunda açar,
En güzel özgürlük şarkısını söyleriz.
Tel örgülerden bir hırka dokur,
Mülteci bir çocuğun üstünü örteriz.
Bilmiyorum ki
Benimle bu kavgaya tutuşabilir misin?
İnsanlara eşit davranmalı, dayanışma, yardımlaşma ve özgürlük gibi düşüncelerin ortaya çıkışına temel oluşturmalı.
"Benim kızım da, eşim de oruç tutarlar. Niçin tutuyorsunuz demem. Oğlum Can tutmaz. Ona da niçin tutmuyorsun demem. İnanç özgürlük işidir bu işler. Herkesin ağzına yumruk tıkamak hoşlanmadığımız şeylerdir. Keşke her çeşit düşüncenin tartışılabildiği, fikirlerin karalanmadığı bir ortam yaratabilsek..."
Her insan kendi yarattığı hapishanede hem mahkumdur hem gardiyan. Ayağımızdaki prangalar inançlarımız, demir parmaklıklar korkularımız, belinde anahtarla nöbet bekleyen gardiyan kaygılarımızdır. Özgürlüğümüzü ilan etmedeki kararlılığımız ise yöneticiliği ele geçirmiştir.
Özgürlük içeride başlar. Mahkum özgürlüğe karar vermişse inançlar, korkular,
kaygılar yerle bir olur ve yönetici emreder:
Gardiyan! Kapıyı aç, mahkumu serbest bırak!
Doğa tüm çeşitlilikleri, renkleri ile bir özgürlük alanı olma kimliğindedir. Benzer şekilde bir arada buluna kültürler, farklılıklar eşit temelde buluştuğu sürece özgür duruşlarını korurlar.