“Genç kuşağa Türk olduklarını öğretmek, kim olduklarını hatırlatmak zamanının geldiğini kaçınılmaz bir gereklilik olarak gösteriyordu.”
Bu önlemlerin asıl sorumluluğu İttihad fırkası üyelerinindir. ittihad anti-Ermeni önlemleri Türk hükümeti üzerindeki boğucu hâkimiyetine dayanarak aldırabilmişti. Gerçekten de, savaş zamanının olağanüstü koşullarında Osmaniı hükümetinin de facto iktidar yapısını tam kavrayabilmek, ancak yürütme gücünün eylemlerinin çoktan yetkisiz bırakılmış olan
yasamanın sınırlamalardan büyük ölçüde kurtulmuş olduğunu kavramakla mümkün. [1]
...Bütün bu kısıtlayıcı, denetleyici eğilimlerin anlamı nedir? Herhalde devlet her şeyin ve herkesin üstünde olmak istemektedir. Ve işte burada da Batı'daki gelişmelerden farklı bir durumla karşılaşıyoruz. Feodalite bıraktığı kaçaklar, sızıntılarla, birikimlerle kapitalizme gebe kalırken Osmanlı devleti değişmez bir düzen (nizam-ı kadim) kurmak iddiasıyla sistemin
her yanını sıkı sıkıya tıkayarak değişen dünya içinde değişmeyen bir dünya olmaya çalışmıştır.
Kuşkusuz henüz değişmemiş bir dünya ortamında böylesine istikrara yönelik bir devlet düzeni hem insan hem toprak üzerinde çağdaşlarından daha etkin olacaktı. Nitekim zamanının en geniş siyasal sınırlarına egemen olabilmek ve yine en kozmopolit bir
nüfuzu altı yüzyıl boyunca yönetebilmek ister istemez kişilerin aleyhine ve devletin lehine bir otorite düzeniyle olabilmiştir. Böylece merkezde güçlü ve istikrarlı, çevresinde ise saldırgan ve yayügan bir dünya devleti ortaya çıkmıştır.
İşte bu otoriter/totaliter devlet yapısı yeryüzünün büyük dönüşümlerinden uzak kaldığından "Büyük Türk"
durağan bir dünyanın özenilen bir oyuncusu iken değişen dünyanın şaşkın ve uyumsuz bir seyircisi oluverecektir.
Film biterken, bu kez güzelim tulum sesine, duduk eşlik etmeye başlıyor... Ve ben bir kez daha hayran olup bu eşsiz renklere, müziğin damarlarımda dilediğince hüküm sürmesine müsaade ederken, film, ekranda beliren şu ithafla bitiyor;
"Her daim düşlerinin peşinden koşan, sabırsızlık zamanının güzel çocuklarına..."
Gerek Fransız sosyal bilimcinin gerekse Ali Şeriati' nin çözümlemelerinin ortaya koyduğu ortak tema, insanın; zamanın ve mekanın inşa edici etkisi altında yaşadığıdır. İnsan, mekanının ve zamanının çocuğu gibidir bu çözümlemelemelerde. Bir tarz kader olan bir determinasyon süreci ile birlikte insanlar verili şartların belirleyiciliğinde yaşamaktadırlar.
Metodolojik plan düzeyinde Marcel Mauss'un sağladıkları çok önemliydi. Yüksek Öğrenim Pratik Okulu'ndaki dersleri, başka araştırmacıların yetişmesine ve geleceğin sömürge yöneticileriyle geleceğin sömürge yargıçlarının aydınlatılmasında katkıda bulundu ve düzenli izleyicilerinin sayılarının az olmasından da yararlanarak, zamanının büyük bölümünü onlara
ayırdı.
Otokratik rejimlerin çoğu baskı ve sadakatin bir birleşimi üzerinden iktidarda kalır . Savaş zamanının getirdiği kayıpları telafi etmek için yurttaşlara daha yüksek oranda vergiler getirmenin kamuoyunun sadakatini azaltması muhtemeldir.
Ekranın mavi ışığı beyni gündüz olduğu konusunda kandırmaktadır. Sonuç olarak bize uyku zamanının geldiğini söyleyen melatonin hormonu salgılanmamaktadır.