“Anadolu'nun bu yalnız kendisine mahsus dertleri yanında bunların gene yalnız kendisine mahsus çareleri vardır. Bunlardan en birincisi "rakıdır”.”
Yaramın nerede olduğunu bilmiyorum. Yalnız bir yerlerim acıyor. Çok acıyor...
İçimde öyle bir şeytan var ki... bana her zaman istediğimden büsbütün başka şeyler yaptırıyor. Onun elinden kurtulmaya çalışmak boş... Yalnız ben değil, hepimiz onun elinde bir oyuncağız... Senin dünyaya hâkimiyet planların bile eminim ki onun mahsulü...
Bir ümidim yok. Bu sondu. Artık hiçbir şeyin değişmesine imkân yok... Lüzum da yok. Demek böyle olması icap ediyormuş. Yalnız söyleyebilsem... Bir kişiye olsun içimi dökebilsem... Bunu sahiden istesem bile artık böyle bir insan bulmama imkân yok... Bende arayacak hâl kalmadı... Kalsa da aramam...
Her şeyi kafamda yalnız başıma saklayamayacağım.
Söylemek, bir şeyler, birçok şeyler anlatmak istiyorum.
Kime?
Şu koskocaman dünyada benim kadar yapayalnız dolaşan bir insan daha var mı acaba?
Kime, ne anlatabilirim?