Yeni kurulan Cumhuriyet için, eski ve hanedan izlerini taşıyan İstanbul’dan modern ve yeni Cumhuriyet başkenti Ankara’ya yaklaşırken Anadolu’nun içlerine doğru ilerledikçe artan bir modernlik ve refah düzeyinden daha gurur verici bir şey düşünülemez.
Afganistan Savaşı'nın sonlarına yaklaşırken ortaya çıkan El Kaide terör örgütü bu savaşın en önemli sonuçlarından biridir. Örgütün kökeni Sovyet Ordusuna karşı Afganistan'da savaşan Arap gönüllülerine dayanır. 1988 yılında Sovyet Ordusunun Afganistan'dan cekilecegi anlaşıldığında Abdullah Azzam, Arapların oluşturduğu bu silahli gücü dağıtmak yerine onları
daha büyük bir görevde kullanmayı tasarlamıştır. Bu görev, islam dünyasının yeniden fethedilmesidir. Azzam, bu silahli gücü ümmete liderlik edecek öncü savaşçılar olarak düşünmüş ve onları sağlam temel anlamına gelen El Kaide el Sülbe olarak adlandırmıştır.
Adım adım yaklaşırken sana
Adın yazıldı harf harf sol yanıma
Sen tebessüm ettikçe bana
Aşk dedikleri mucize
Senin her tebessümünle
İşlendi hayatıma...
Tembellik, gevezelik hep daha çekicidir. Akşam, zavallım umutsuzca yatağa giderken geçen akşamdan biraz daha karamsardır. İşine yaklaşırken bırakamadığı tembellik aslında mutsuz olmasına neden olur.
Mücadele etmeden mutlu olunmaz, her mutluluk az çok bir çaba ister.
Bir zamanlar on sekiz yaşından küçükleri kendi oyunlarına dahil etmek isteyenlerin aç gözlerini hatırlatıyor. Otobüs durağa yaklaşırken kalkıyorum. Yağmur birden indiriyor. Kemiklerim sızlıyor.
"Ateizm" terimi tam da modernitenin doğum sancıları hissedilmeye başlandığı zaman icat edilmişti: Teizmin hakikatine doğrudan ve dışarıdan meydan okuma olarak ateizm modern bilgi kuramı ile hassasiyetlerinin gün yüzüne çıktığı bir zamanda ortaya çıktı; entelektüel bir fenomen olarak gelişen ateizm modernitenin kendisi geliştikçe giderek saygınlık kazanıp daha geniş
bir etki alanına sahip oldu. Gerek modernite gerekse ateizm yirmi birinci yüzyıla yaklaşırken parçalanıp dağılarak yerlerini daha bulutsu ve alacalı bir şeye bırakmaya başlamadan önce yirminci yüzyılın ortalarında/ sonlarında "tam tepeye" ulaşmış gibi görünür. Daha o zaman modernite ile ateizmin kendilerine ait yazgıları birbirine geçmiştir sanki. Böyle paralel bir
gelişme tesadüf olabilirdi kuşkusuz, ama kültürel duyarlılıkların ve ateizmin kendisinin gelecekteki gelişiminin hala tartışmaya açık olduğunu teslim etmek gerek. Bundan sonraki bölümlerde ateizm ile modernite arasındaki bağın tesadüfi olmaktan uzak kaldığını tartışırken aslında ateistik bir anıt olan modernitenin kendisinin yalnızca kademeli olarak bile olsa gün
ışığına kavuştuğunu savunacağım.
Nerede doğduğun değil, nerede öldüğün mühimdir. Doğduğun anı hatırlamazsın, ama ölüme yaklaşırken her şeyin farkındasındır.