Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

İnsanın zihni neyle meşgulse rüyasında onu görür. Hele içiniz rahat olmadı mı, gerçeğe ne kadar da uyar rüyalarımız!

Hayati Otyakmaz
Hayati Otyakmaz

Bu dünyada üç türlü insan vardır:
Biri, akıl ve fikirleriyle yerinde, geleceği az çok gören ve düşünen, hiçbir anormallikleri olmayan kişilerdir..
İkincisi, yolların doğru veya eğri olduğunu binmekten uzak olan kimselerdir. Fakat bu duruma kendi istekleriyle değil, çevre etkisiyle düşmüşlerdir..
Üçüncüleri ise ne kendileri bir şeyden haberdardır ne

de yapılan ikazlara nasihatlara kulak asarlar. Sadece kendi arzularına uyar ve her şeyi bildiklerini sanırlar. Bunlar diğerlerinden daha zavallıdır..

Stuart Litvak
Stuart Litvak

Günümüzde içinde her türlü kitabın bulunduğu bir kitapçıya girilebilir ve kimilerinin kapaklarında şimdi tuhaf kaçan fakat etkili bir şekilde -veya bazı durumlarda etkisiz olarak - şu şekilde pazarlanan sözler bulunan, 'kendi kendinize-yapın' formatında geniş bir seçme eserler dizisi bulunabilir. Çoğu okuyucunun bildiği gibi/ kişi eğer tavsiye edilen bir kitap ismine

yönelmeden baskı sayısı fazla olan kitapların içine dalarsa beklenmedik ölçüde kafası karışabilir. Yemek pişirme ve araba tamiri gibi somut ve belirli konularda uzmanlık arayanlar genellikle kaşları fazla çatılmadan uygun bir öğretici kitap bulurlar.

Ne var ki konusu insan olan çalışmalar alanına gelince manzara değişir. Örneğin sağlık ve tıp, psikoloji ve

eğitim alanlarında öğüt çok daha dolaylı verilir, çoğunlukla bilgi ve analiz içeren satırların arası okunur, Bu konuların bilimsel çerçevesi nedeniyle acemi olanlar bunların içeriğinin büyük kısmının somut bir şekilde öznel 'olguya' dayandığını düşünmeye yönelebilirler. Ancak bununla temel bir aşinalık kazandıktan sonra kişi sunulan çeşitli materyallerin

geçerliliğini, konusunu ve çapını takdir etmeye başlar. Bu yön tayininden önce raflarda ihtiyaç duyduğu en faydalı kitabı seçebilir veya seçmeyebilir veya belki de çok daha sonra gerçekten doğru seçim yapıp yapmadığını anlayacaktır.

Felsefe, din ve mistisizmin ücra köşelerinde bu yön tayini işi daha karmaşık ve daha az anlaşılır hale gelir. Şevkli

okuyucu bunu tümüyle gözden kaçırabilir. Ezoterik kitap başlıkları aydınlanma vaadiyle, 'içine atla - su çok güzel!' diye bağırarak okuyucunun dikkatini çekmek için feryat ederler. O da genellikle buna uyar ve çok geçmeden su boyunu aşar.

Sufiler yanlış eğitilmiş bir kültürün tecrübesiz insanların olağanüstü tehlikeler içeren herhangi bir bilgi alemine

böylesine paldır küldür yaklaşımını tasvip ettiğini söylerler. Tıpkı sağduyunun, kendi başlarına elektrik tesisatı döşemeye kalkan, elinden iş gelen çoğu amatörün sonunda kolayca kendisini yaralayabileceğini ya da öldürebileceğini söylemesi gibi, bireysel olarak mistik ya da ezoterik bilgi arayışında da prensip olarak benzer bir ayrım gözetilmelidir.

Maalesef, Batıda durum genellikle böyle değildir. Ezoterik (ve özellikle 'okültl') arayışlardaki tehlikeler öncelikle tekamülle ilgili ve inceliklidir, fakat ortaya çıktıkları zaman kişiyi fiziksel bir hastalık ya da kaza kadar zayıf düşürürler. Buradaki büyük kayıp gerçek bir yerine getirme potansiyelidir. Aşkın zihin durumuna ulaşmak için arayış içinde olan kişi

gerçek ergisinin kendini bilmekle başladığını kolaylıkla unutabilir. İşte burada ihtiyat gereklidir. Bunun için, ezoterik-eğilimli kitap karıştırıcımız, önce içsel dürtülerini gözlemekten ve uygun psikolojik, sağaltıcı ya da eğitimsel dış kaynaklardan bilgi aramaktan yarar sağlayabilir. Bu şekilde sağlanan faydalar ayartıcı değil önleyici ve en azından bir

alıştırma olarak kesinlikle sağlıklı olacaktır.

Bu kitapta sunulan bilgi ve düşünceler en iyi şekilde (yukarıdakilerin ışığı altında) Doğuyla ilgili, fakat tarz olarak Sufilerin kendi yazdıkları kitaplardan farklı olarak telakki edilebilir. Sufiler yazılı materyalleri çok ustalıklı ve teknik bir şekilde bir tepki ve algı alanı yaratmak üzere kullanırlar.

Ne var ki, bu şekilde kullanımın ancak, belli bir öğrencinin olduğu yerden olmak istediği yere gitmek için neye gereksinimi olduğunu tek başına bilebilen yaşayan bir öğretmenin yönettiği gerçek bir okulun 'uydurma olmayan' çerçevesi içinde mümkün olduğunu vurgularlar. Başka herhangi bir formatın en iyi haliyle eksik, en kötü haliyle de gerçek tehlikenin pusuda olduğu

bir arena olduğunda ısrar ederler.

Sadece burada değinilen unsurlar göz önüne alındığında, potansiyel heveslilerin öz-potansiyel ve aşkınlıkla ilgili materyali yanlış okuma eğiliminde olmaları şaşırtıcı değildir, yani, sıklıkla bilgiyi işlevle, yüzeysel olanı esas olanla vs. karıştırırlar. Bu kitaba Sufizmi öğreten bir araçtan ziyade Sufizm üstüne

bir yorum olarak yaklaşılmalıdır- Kitabın içerdikleri, insanın kaderiyle ve kültür akımlarıyla birlikte devinen yaşayan bir Sufizm şeklinin hala mevcut olduğunu onaylamaktan başka bir şey başaramayan belli bir se viyede ilgiyi yansıtmaktadır.

Sufi akımına bir başlangıç olarak yazar okuyucunun ilerki sayfaları bilgilendirici ve faydalı bulacağına inanıyor ve

bu konunun içine dalmanın canlandırıcı ve keyifli olacağını umuyor.

Lev Çestov
Lev Çestov

Eserlerinde çoğu zaman insanı ve insanın içinde bulunduğu yol ayrımlarını inceleme altına alan Tolstoy, ünlü eseri Anna Karenina’da karakterlerini iki gruba böler.

Birinci gruptakiler kurala uyar ve Tolstoy’un kendini resmettiği Levin’le birlikte iyiye ve selamete doğru yönelirler; ikinci grup ise kendi mizaç ve eğilimlerinin peşinden giderek kuralları ihlal

ederler. Bu ikinciler, eylemlerinin cüretine ve kastına bağlı olarak başarısız olur, az ya da çok ama kesin olarak ve sert bir biçimde cezalandırılırlar.

Hamza Karaoğlan
Hamza Karaoğlan

Hristiyanlığa göre Yeni Uyurların uyanma zamanı

Süryani tarihçiler Ashab-ı Kehf’in uyumasının 249-251 yilları arasında hüküm süren Kral Dakyanus döneminde, uyanmalarının ise Kral Küçük Theodosius zamanında (450) olduğunu söylerler. Mar Yakub Esseruci (521) yazdığı kasidesinde “Kral Dakyanus, krallığına bağlı köyleri ve şehirleri gezmek için yola

çıkar ve Efsus şehrine gelir. O şehirde bulunan Zeus, Apollon ve Artemis’e tören yapar. Halk onun emirlerine uyar ancak onlardan birkaç asil genç onun emirlerine uymayarak putlara tapmayı kabul etmezler.” diyerek Yedilerden bahseder.

Murat Padak
Murat Padak

Kalk ve uyar ! Eğer kalkmayı biliyorsan ! Eger uyarmayı biliyorsan ! Bilmiyorsan otur !

Shari Y. Manning
Shari Y. Manning

Eğer suçluluk duygunuz yükseldiğinde daha yüksek olan sinyale uyar ve telafi etme dürtünüzle hareket ederseniz (çiçek alırsanız), kendi suçluluğunuzu pekiştirirsiniz ve bunu aşmanızı daha zor bir hale getirirsiniz.

Sümeyra Yaman
Sümeyra Yaman

Duası bilinmez uyar mı ölüsüyle gömülen
Tam uyar
Parmağıma bol değil.