Çıra gibi yanıyor, ateş gibi sıçrıyordu savaş. Kıvılcım ateş topuna dönmüştü.Fitne tohumları veriyordu yavaş yavaş, biraz su dökmek lazım sadece üzerine.Birileri tarlayı sürüyordu. Tohumlar hazır, su bol, toprak alabildiğince çoktu.Plan belliydi.Böl, parçala, yut meyveleri. Meyvenin adı fitne....
“Kibriti çakıp her şeyi bir alev topuna dönüştürmekten beni alıkoyduğun için teşekkür ederim.”
Türkiye her cümlesi ‘şiddet’ ima eden bir diplomasi tarzıyla Öcalan’ın Türkiye’ye iadesini isteyip bastırınca Abdullah Öcalan dokunanın elini yakan bir ateş topuna dönüştü, birbirini izleyen olaylar başladı ve uluslararası bir serüvene dönüştü. PKK yöneticileri, legal-yarı legal bütün ilişkilerini seferber ederek Öcalan’a “siyasi mülteci” olarak
kalabileceği bir ülke arayışına girdiler. Böyle olunca, Rusya ve îtalya gibi bazı ülkelerde, önceki yıllar boyunca PKK’ya destek vermiş siyasiler için, “kara gün dostu” olup olmama sınavı başladı. Gri sahnede ilk görünen, Rus milliyetçisi parlamenter Jrinovski oldu; Öcalan’ı Moskova’ya davet etti. Uzun yolculuklar böyle başladı.
Bakkal topuna ne kadar sert vurursan
Gideceği yer o kadar belirsiz
Rastlantılar kaçınılmaz - olasılıklar imkansız
Biz kağıt uçak yapan güzel çocuklar
Biz kazanacağız en sonunda - biz
Bu dünya hâlâ bizim
Faraşını bekle faşizm
Bir araştırma sonucuna göre futbol topuna kafa atan bir oyuncunun hayatında daha sonraki yıllarda uzun vadeli beyin hasarı ve hafıza sonları olabilmektedir.
Aşırı hırs, zayıf karakterle buluşunca; etrafı yakıp kavurarak yok olan alev topuna döner.