Bugün memlekette hüküm yürütenler bizi sevmiyorlar. Eh cümle alem gördü ki, biz de kendimizi onlara sevdirmek uğraşmadık.
"Öykü bir kedi gibidir, sen onu okşamak istediğin zaman değil de, o kendini sevdirmek istediği zaman yanına gelir."
"Yavrunuza en anlamlı mirasınız kitaplarınız ve okumayı sevdirmek olacaktır."
“..aşk için sıra dışı bir tarife rastlamıştım. Bir aşığın tüm çabalarının, kendisini sevdirmek için olduğu yazılıydı. İlginç… Gerçekten aşık olan kişinin yaptığı davranışlar bu değil mi? Onun sevgisini kazanmak için çabalamak… Böyle bir ihtiyaç hissetmek gerçekten çok düşündürücü… ”
Faniler, her yıl gibi bu yıl da ufukları tarassuda (gözlemeye) başladılar. Herkes baharı bekliyor. Nisanın güneşsiz geçen günleri gözlerdeki bekleyişe bir başka gerginlik, bir başka sabırsızlık verdi. Yüzlerini bahar güneşine karşı tutmak için sabahları parklara koşmak isteyenleri aldatan fersiz güneşin birden sönüşü, yüzlere dargın bir eda perdesi çekiyor.
Kim bilir, belki de tabiatta vakit, adeta kendisini sevdirmek için, bilerek veya bilmeyerek, çekinen kadınların düşüncesine benzer bir şey gizli. Gerçekten bahar ve güneş nazlandıkça, yüzlerimizi çevreleyen hasret, gittikçe daha ateşli, daha ergin oluyor.
Güneşin her görünüşünde tabiatın güldüğü dakikayı uzatmak arzusu, çehrelerde dalgalanan bir
dua halinde. O zaman baharı, güneşten, renkten ve ılık rüzgardan ziyade bu arzuda buluyoruz. Bahar ele geçince ve günler baharın kucağında kocaldıkça hasretimiz de sönüyor. Faniler için bahar ve güneş hasretiyle gergin bir ruh mu yoksa birbirine benzeyen bahar ve yaz günlerinin tek renkliliği içinde gevşeyen bir ruh mu iyi? Ben ruhun düşünüş ve seziş kudretini canlı
bulunduran gerginliği tercih ediyorum.
Seviyorum.Artık bunu inkar edemem.Seviyorum fakat neden, ne için seviyorum?Bu aşkın sebebi nedir, bu sevda neden doğdu?Kalbim parçalandıktan, gönlüm kanadıktan, ruhum yeise düştükten sonra birçok erkek etrafımda döndü ve beni teselli etmek arzusuna kapıldı.Hiçbiri emellerine muvaffak olamadılar.Kendilerini sevdirmek değil, hatta hoş bile gösteremediler.Bunun ötekilerden ne
farkı var?Neden onları sevemedim, sevemedim de buna âşık oldum?
Şeytan, yapılması gereken işleri ve çalışmaları ertel etmek ve insanlara tembelliği sevdirmek suretiyle onların uzun emellere kapılmalarını sağlamaya ve bu şekilde onları aldatmaya çalışır.
“İnsanları ilginç bir şeyler öğrenmek için dinlemezsiniz. Bunu kibarlık etmek ve kendinizi sevdirmek için yaparsınız çünkü konuşmayı herkes sever.”