Bu koskoca dünyada kendisini düşünen bir tek kişi bile mevcut olmadığına o kadar emniyeti vardı ki; acı bir kabadayılıkla kendisi de hiç kimseyi düşünülmeye layık bulmuyor, fakat bundan sebebini anlayamadığı bir üzüntü duyuyordu.
Şu anda bu koskoca dünya üzerinde kendisini düşünen bir tek kişi bile mevcut olmadığına o kadar emniyeti vardı ki, acı bir kabadayılıkla kendisi de hiç kimseyi düşünülmeye layık bulmuyor fakat bundan, sebebini anlayamadığı bir üzüntü duyuyordu.
“Bu ana kadar olan tecrübeleri, hayalinde yaşattığı hadiselerin asla vaki olmadığını ona öğretmişti. Bunun sebebini emellerinin genişliğinde ve imkânsızlığında değil, talihin düşmanca oyununda buluyordu.”
Düşüncelerini hangi istikamete koşturursa koştursun, karşısına kimse çıkmıyordu. Şu anda bu koskoca dünya üzerinde kendisini düşünen bir tek, kişi bile mevcut olmadığına o kadar cesareti vardı ki acı bir kabadayılıkla kendisi de hiç kimseyi düşünülmeye layık bulmuyor fakat bundan, sebebini anlayamadığı bir üzüntü duyuyordu.
"Bizim, sebeplerin üzerinde durmamız lazım." Örneğin bir hastalığı görüyorsunuz, onu gelişigüzel tedavi edemezsiniz ki. O hastalığın sebebini bulacaksınız.
Turan: yani din kesinlikle bilimin önüne engel değil.
Sezgin: hayır! Biz geriliğimizin sebebini yanlış olarak dine bağlarsak da, ben dini himaye etmiyorum., ben tarihi bir hakikati müdafaa ediyorum. Aksi takdirde biz kendimizi tamamıyla kafamızı kuma sokmuş bir devekuşu haline getirmiş oluruz.
"Yani din kesinlikle bilimin önüne engel değil."
"Hayır! Biz geriliğimizin sebebini yanlış olarak dine bağlarsak da, ben dini himaye etmiyorum, ben tarihi bir hakikati müdafaa ediyorum. Aksi takdirde biz kendimizi tamamıyla kafamızı kuma sokmuş bir devekuşu haline getirmiş oluruz."