Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

"Yalnız merak ettiğimiz bir cihet var. Evet birçok şeyler kahrolsun, mahvolsun, yere batsın! Fakat ne yaşasın? Birçok şeyin aleyhindesiniz. Gazete yırtıyor, kitap yakıyor, profesör ve rektör dövüyorsunuz. Neyin uğrunda, neyin lehinde bağırıyor, heyecanlanıyorsunuz? Evet ikide bir 'Yaşasın Türk Milleti' diye bağırdığınız oluyor ama bu Türk Milletinin yaşaması için

birazcık gayret sarfettiğinizi de göremedik..."

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Çok güzel, insan sevmekte de, nefret etmekte de hürdür. Bazı şeyleri sevmemekten sizi kimse menedemez. Bu hislerinizi açığa vurmak, hatta nümayişler tertip edip avaz avaz "Kahrolsun" diye haykırmak, en dokunulmaz haklarınız arasındadır.
Yalnız merak ettiğimiz bir tek cihet var. Evet birçok şeyler kahrolsun, mahvolsun, yere batsın. Fakat ne yaşasın? Birçok şeylerin

aleyhindesiniz. Gazete yırtıyor, kitap yakıyor, profesör ve rektör dövüyorsunuz. Fakat sevdiğiniz nedir? Neyin uğrunda, neyin lehinde bağırıyor, heyecanlanıyorsunuz? Bunu daha hiçbirinizin ağzından duyamadık. Evet ikide bir "Yaşasın Türk milleti" diye bağırdığınız oluyor, ama bu Türk milletinin yaşaması için bir şey yaptığınızı, birazcık gayret sarf ettiğinizi

göremedik. Milletlerinin sahiden yaşamasını isteyen memleketlerde olduğu gibi, sizin
rahatınızdan, maddi nimetlerinizden keyfinizden, eğlencenizden fedakârlık ederek korkunç bir sefalet ve gerilik içinde kıvranan milletinizi yaşatmağa çabaladığınız duyulmadı.
Bakın çocuklar... Şuna buna kahrolsun demekle millet yaşamaz. Millet, sizin salonlarda toplanıp cezbeli

dervişler gibi çırpınmanızı değil, kendisine elinizi uzatmanızı bekliyor. Yazın plajlarda, çalgılı bahçelerde safa süreceğine köylere, fakir mahalle dağılıp kendisini cehaletten kurtaracak şekilde onunla meşgul olan gençleri gözlüyor. Kitap yırtan değil, kerpiç kulübelere kadar kitap götüren aydınları, gazete çıkarıp eline ulaştıran idealistleri bekliyor. Pek

çok olan boş zamanlarında yurdun bin bir köşesine dağılıp orağa, harmana yardım eden, veremle, frengi ile sıtma ile trahom ile savaşa atılan, kafası da kolu da halkın emrine verilmiş milliyetçi gençliği arıyor.
Bunun dışında kalan gençlerin ne milliyetçilikle ne milletle bir ilişkisi yoktur.

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Birçok şeylerin aleyhindesiniz. Gazete yırtıyor, kitap yakıyor, profesör ve rektör dövüyorsunuz. Fakat sevdiğiniz nedir? Neyin uğrunda, neyin lehinde bağırıyor, heyecanlanıyorsunuz? Bunu daha hiçbirinizin ağzından duyamadık. Evet, ikide bir “Yaşasın Türk milleti” diye bağırdığınız oluyor, ama bu Türk milletinin yaşaması için bir şey yaptığınızı, birazcık

gayret sarfettiğinizi göremedik.

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Evet, ikide bir "yaşasın Türk milleti" diye bağırdığınız oluyor, ama bu Türk milletinin yaşaması için bir şey yaptığınızı, birazcık gayret sarf ettiğinizi göremedik.

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Kendi çıkarları için dünyayı kana bulamak isteyenlere inanma. Bunları; insanlığın, yurdunun ve milletinin düşmanı say.

İbrahim Tenekeci
İbrahim Tenekeci

"Türk milletinin zayıf noktası, Batı hayranlığıdır."

Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

Turan: Bir sıkıntınız olduğu zaman eşiniz sizi nasıl teşvik ediyor?

Sezgin: Sıkıntımın şartlarına bağlı... Son zamanlarda hanım benden şikâyet eder oldu. O benim milletime ne verdiğimi biliyor, bunu en iyi bilen insan odur. Bana diyor ki: “Senin milletinin bazı şahısları seni üzüyorlar, senin kitap yazmana, çalışmana mani oluyorlar.” Ben de eşime,

“Bu benim milletimin reaksiyonu değil, bazı şahısların yanlış hareketleri” diyorum. Burada anlaşıyoruz. Size başka bir şey anlatayım. Müzedeydik. İleri doğru yürüyordum. Eşim arkamdan bağırmaya başladı. “Fuat! Fuat! Gel seninle konuşmak istiyorlar!” “Benimle konuşmak isteyenin benim yanıma gelmesi lâzım” dedim. Alman eşimin benden bunu istemesini

yadırgadım. 50 metre gitmem lâzımdı. “Bu küçük çocuklar senin elini öpmek istiyorlar” dedi. Orada 20 tane küçük çocuk vardı. Kızlar biraz geride kalmışlardı, çekingendiler biraz. Neyse erkek çocukları elimi öpmeye başladılar. Kızlara “elimi öpmüyor musunuz?” dedim, onlar da geldiler öptüler. Orada birlikte fotoğraf çektirdik. O an, hayatımda unutamadığım

anlardan olacak. O, 15-20 kadar çocuğun o müzeyi gördükten sonraki saadetlerinin ifadesini, elimi öpmekle yerine getirmiş olmaları, Allah’ın bana büyük bir lütfu olarak, mükâfatı olarak telakki edeceğim. Bazı üzüldüğüm şeyler olsa da bunlar, o üzüntülü olayları, reaksiyonları daima örtecektir.

Faris Erkman
Faris Erkman

Türk milletinin bugünkü huzuruna, âsûde yaşayışına karşı sinsi ve pusuda yatmış diğer bir tehlike ile de karşı karşıyayız. Memleketimizin hakiki menfaatlerine aykırı, taban tabana zıt gayeler için bizi harbe sürüklemiye uğraşanlar, sulh ve sükûnumuza suikast yapanlar var.

Dikkat ... Bu suikastçıları uzakta zannetmeyiv ! Bunlar kendi içimizdedirler!


Ne tarafımıza baksak sözde milliyetçi bir maske altında hakikî hüviyetini gizlemiye çalışan bu suikastçıları, yüksekten atan bir takım parlak cümlelerle millî hissiyatımızı tahrik maksadiyle hararetli bir faaliyet içinde görüyoruz.

Kürşad Polat
Kürşad Polat

Irkımızın saflığının ortadan kalkması demek, Alman milletinin üstün ırk vasfının ortadan kalkması demekti.

İsmail Tezgel
İsmail Tezgel

Atatürk, Türk Milletinin özelliklerini şu sözleriyle ortaya koymuştu. “Bizim akıl , mantık, zeka ile hareket etmek en belirgin özelliğimizdir. Bütün hayatımızı dolduran olaylar bu gerçeğin delilidirler”.