Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra.
"Bil ki Mecnun nöbette, şimdi Leyla yaşıyor
Biliyorum uyansam da o rüya yaşıyor
Yitik bir maceranın dumanlı bir yerinde
İnci mercan bakışlı aşk ve sevda."
Dünya genelinde artık insanlar ister madencilik gibi etkinliklerle istemli, isterse de tarım ve kentleşmeyle erezyonu ivmelendirerek istemsiz olarak Dünya'nın tüm nehirlerinin taşıdığı toplamdan daha fazla kaya ve tortulu yerlerinden taşıyorlar. Jeolojik şekillerin jeolojik süreçlerin işleyişinin ürünü olduğunu varsaymak artık mümkün değil. Çin hükümeti, Surtsey'in
oluşumuna distopik bir tezat teşkil eden bir süreçle yeni adalar oluşturmak için deniz tabanındaki mercan yataklarını kazıyıp Güney Çin Denizi'ndeki Spratley Adaları'nın haritasını birkaç yılda radikal ölçüde değiştirdi. İngiltere'nin güneyinde iklim değişimiyle hırçınlaşan deniz ve yoğunlaşan fırtınaların üzerine bir de insanların kıyıda yaptıkları
değişimler binince,meşhur tebeşir kayalıklarının gerileme oranı yılda 5-10 santimden metre düzeyine çıkmış bulunuyor. Nil Delta'sı, Assuan ve öteki barajların tortul iletimini kesmesi nedeniyle yılda 2.5 ila 5 cm batıyor. Louisiana eyaletinin kıyı kesimleri, bir takım istemsiz sonuçların "mükemmel fırtınası" (Mississipi yatağına kıta çapında yapılan mühendislik
müdahalelerinin tortul iletimini büyük ölçüde azaltması; petrol ve doğalgaz üretimi nedeniyle yüzeyin çökmesi; petrol ve doğalgaz kullanımının dolaylı bir sonucu olarak deniz seviyesinin önlenemez yükselişi) nedeniyle saat başı dört dönüm toprak kaybediyor. Bu arada Oklahoma'da da gaz ve petrol çıkarmak için kayaların kuyulardan pompalanan basınçlı suyla
çatlatılması yönteminin sonucunda ortaya çıkan artık suyun yeraltının derinliklerine aşılanmasıyla, uyuyan fayları uyandırıp depremlere yol açıyoruz.
Hacı Mehti - Şukûhî
Sükûhi aslen Tebriz Türklerindendir. Şair olduğu kadar asrının âlimlerinden sayılırdı. Taş basması dörtyüz sahifelik bir kısmı Farisice bir divanı vardır. Hazreti Âdemin cennetten kovulurken, melek Cebrailin ona Türkçe hitab ettiğini ve Hazreti Âdemin Türkçeden başka dil bilmediğini yazan bu şairdir. 1314 hicrî tarihinde 70 yaşında vefat
etmiştir. Şiirleri aruz ve hece veznindedir. Divanı hicri 1321 senesinde (Mehmet Haşim Kaçar) adlı bir (Maragalı) tarafından ve tas basmasiyle basılmıştır. Divanı kaside, gazel, lâtife, hikâye ve hicivleri havidir. Bu şair Mekke ziyaretine giderken İstanbulu görmüş ve «Der Tarif Aliye-i İstanbul» diye bu şehir hakkındaki methiyesi şöyle başlar:
«Menbu şehri
meseli revzeyi rizvan gördüm
«Beski her daş ve kumun lölüü mercan gördüm.
«Her çöle seyr eyledim sünbül-ü süsen taptım
«Her yere geşl eyledim lâlei reyhan gördüm.
«Kahvelerde gece gündüz yığılıp Türk ve acem
«Cevk - cevk işret için meclisi rindan gördüm.
İstanbul'un sefahat âlemini tasvir ettikten sonra şiirini şöyle
bitiriyor:
«Gelen İslambul-a lâzımdı, ki İslâm-ı bula
«Men de bu mes’elede kendimi nâdan gördüm.»
«NASİHAT-İ CELÂLİ» SİNDEN:
«...Veli şûr-u muhabbet bir belâdır
«Bir özge âlemi hayret fezadır.
«Verer kumri gönül bir servi nâze
«Eder canin feda Mahmut Ayaz-e
«Zelihâden alır can mah-i Ken’an
«Satar tersaye dinin Şeyh San’an
«Salır aşk âşıkı deşt-i belâye
«Kul eyler padişahi bir gedaye.»
Hece veznindeki «Sakiame» sinden bir parça:
«Men, saki can, bu sevdâden doymaram
«Gül yüzüne temaşadan doymaram.
«Men ne meyden, ne minâden doymaram..
«Ne dutacak bir piyale bir bele? (bele bu kadar)
«Baş koymuştum eşiğinin
taşına
«Acımadın gözlerimin yaşına
«Meni senden ayıranın başına
«Görüm Tanrı bir taş sala bir bele! '
«ÇEMEN» ADLI MUHAMMESİNDEN :
«...Reyhan egilipti siinbül üste (üstüne)
«Sünbül hem olup karenfil üste
«Bülbül özün öldürür gül üste
«Gül sâye salipti bülbül üste..
«Evzâı bahare kıl
temaşa!
«Elvan giyinipti lâle yüzler - yüzlüler
«Şirin harekât, şehd sözler
«Çok âhu bakışlı kare gözler
«Seyrane çıkıp döluptu düzler
«Bir hayli şikâre kıl temâşa!
BİR ÇOBAN HAKKINDAKİ TASVİRİ:
«Başında tüylü papak var, elinde bir degenek
«Ayakta kıllı çarık, çiğnine salıp kepenek (çiğin-omuz)
«Yeyip kavurtmacı ez bes yogunluyup boyunu
«Özü kesip dereni, yokuşa verip koyunu
«Gider, durar ağacın böyrüne dayak verir
«Kehi (Köroğlu) diyer, Kâh-fışkrâk verir..
Hazreti Âdem cennetten kovulurken onun Türkçeden başka bir dil bilmediğinden melek tarafından ona Türkçe hitab edildiğini şöyle tasvir ediyor: — Âdem atayı cennetten kovmak
için Tanrı katından gönderilen melek evvelce Arapça olarak: «Y a Âdem uhruc minel cenneti» demiş. Âdem ata anlamamış; sonra melek Farisice: «Paşev burev ezin behişt» demiş, Âdem yine anlamamış. Melek Tanrı katına, dönmüş ve Âdem atadan şikâyet etmiş. Ulu Tanrı meleğe demiş, ki: «— Benim kulum Türkçeden başka hiç bir dil bilmez. Git ona Türkçe söyle».
Melek Adem’in yanına gelmiş ve Türkçe: «Haydi sektir buradan» diyince, Âdem ata Havva Hatunun kolundan tutarak kendini cennetin penceresinden yeryüzüne fırlatmıştır». Şükûhî bu hikâyesiyle, ilk adamın Türk olduğunu yani beşeriyetin ilk babasının Türk olduğu hakkında halk arasında yaşıyan bir kanaati ifade etmiş olduğundan, bİLhassa bu hikâyesi masal da olsa
çok dikkate değer bir yazıdır. Şair, kitabının bir yerinde İstanbul Türk şivesiyle müthiş alay etmektedir. Divanı Tebriz Tüıkleri arasında münteşirdir.
KALABALIKLARDAN ÇOK UZAKTA BİR ADA TUVALU
Kalabalıklardan uzak durmak, artık yeni normalimiz. Koronavirüs sebebiyle evlerde kapalı ve herkesten izole bir ilkbahar geçirdik. Şimdilerdeyse herkes bu yazı temiz ve açık havada, ancak hastalıktan korunmak için de mümkün olduğunca az insanın olduğu ıssız yerlerde geçirmeyi planlıyor. Bu durumda gidilecek en isabetli
destinasyon, dünyada en az turistin gittiği ülke olmalı Tuvalu. Büyük Okyanus'un ortasında, Avustralya ve Hawaii arasında bütün kara parçalarından çok uzakta bir ada Tuvalu. Daha doğrusu dokuz minik mercan adasının ip gibi yan yana dizilmesinden oluşan ücra bir ada ülkesi.
Tuvalu kesinlikle nevi şahsına münhasır bir yer. Öncelikle son derece küçük: Vatikan,
Monaco ve Nauru'dan sonra dünyadaki en küçük dördüncü ülke. Yüzölçümü sadece 26 kilometrekare, ancak İstanbul'un bir semti kadar. Denizin içinde kıvrılarak uzanan ince uzun bir yılana benzeyen coğrafi şekli sebebiyle hiç geniş alanı yok. Öyle ki, ülkede boydan boya uzanan tek bir ana yol var. Ada nüfusu ise sadece 12 bin; bu da onu Vatikan'dan sonra en az nüfusa sahip
ikinci bağımsız ülke yapıyor.
Tuvalu muhteşem lagünleri, göz alıcı beyaz kumsalları, tropikal bitki örtüsü, nefis mercan kayalıkları ve berrak turkuvaz deniziyle popüler tatil beldelerinden farksız. 2018 yılında burayı ziyaret eden turist sayısı sadece 2729 olmuş. Ülkede sadece bir otel ve bir misafirhane bulunuyor. Restoranların sayısı da bir elin
parmaklarını geçmiyor. Ülkede kredi kartı geçmediğini ve hiç ATM olmadığını da ekleyelim. Cebinize nakit koyup gelmek tek seçenek. Hindistancevizi, gölevez ve elbette deniz ürünlerinin tüketildiği Tuvalu'nun en önemli geçim kaynağı ise internet üzerinde ülke kodu olarak sahibi olduğu “.tv” uzantısının kullanım haklarını, internet sitelerine kiraya vermek.
“Bilim insanları, dünyadaki mercan resiflerinin yaklaşık beşte birinin halihazırda tahribat, kirlilik, aşırı avlanma, ısınma ve okyanus asitlenmesi sonucu yok olduğunu tahmin ederler. Önümüzdeki yıllarda mercanlar için en büyük tehdit atmosferde artan karbondioksit yoğunluğu sonucu okyanuslardaki karbon miktarının yükselmesidir. Buna “okyanus asitlenmesi” denir.”
Zamanla, ortadaki ada ve üstündeki tepecik yavaş yavaş sulara gömülürken, çevresindeki mercan halkasının kalınlığı ise giderek artar. Çünkü polipler yalnızca sığ sularda yaşayabilir, etkinliklerini ancak bu derinliklerde sürdürebilir. Sonunda ada bütünüyle sulara gömülür ve mercan kayalıklarının ortasında bir gölcük kalır. Atol’ün iç kısmındaki bu
gölcük, kıyıdan başlayarak tatlı bir meyille derinleşir. Oysa kayalıkların dış çevresi okyanus tabanına dikine inen bir duvar oluşturmaktadır. Bunun nedeni, yumuşak mercanların okyanusun yüzeyindeki dalgalı ve çalkantılı sularda en etki durumda olmasıdır. Böyle sularda daha fazla oksijen, daha fazla yiyecek ve daha fazla kalsiyum karbonat bulunmaktadır.