Kılıcını baston olarak kullanan bir Samuray kadar bitkindim.
![Murat Menteş](images/avatarlar/pexels-leonie-fahjen-928.png)
![Han Jiantag](images/avatarlar/pexels-marius-venter-165.png)
Herhangi bir dille bir araya gelmiş alfabe karakterleri, yeni türlerde karakterler oluşturma olsaılığı barındırırlar. Böylece, birçok değişik türde alfabetik karakter ortaya çıkmış ve Avrupa, milletler ve diller açısından bölünmüştür. Avrupa, çeşitli alfabeler kullanan milletlere bölününce, daha sonra oluşacak devlet temelli siyasal örüntülerin temeli
atılmıştır. Günümüz Avrupa ülkelerinde kullanılan neredeyse tüm alfabelerin Yunan ve Latin alfabesinden türediği ve Fenike alfabesindeki karakterlerin onların atası olduğu söylenebilir.
![Philippe Forest](images/avatarlar/pexels-simon-migaj-747.png)
Soseki, deniz yolculuğu boyunca, ruhunu kurtarmak ve onu tek hakiki din olan Hıristiyanlığa döndürmekte iyice kararlı, yardımsever bir İngiliz hanımefendisinin kurbanı olur. Asla vazgeçmediği nezaketiyle, günlüğünde bu hikâyeyi anlatır: İlk önceleri aylaklıktan kurtulup oyalanmaktan ve İngilizce pratik yapmaktan ötürü mutlu olan Soseki, daha sonra, muhatabının naif ve
kibirli ısrarı karşısında, gitgide daha çok şaşkınlığa düşer. Selametinizin ona bağlı olduğuna kanaat getirmiş, daima kendinden hoşnut budalaca bir gevezelikle sizi sersemletmek için dil avantajını kullanan bir kadına ne söylenir?
![İbnü’s-Serrâc](images/avatarlar/pexels-marius-venter-165.png)
Müvelleh
... İmam Cafer-î Sâdık tarafından ruhun menzilinin en yükseği olarak işaret edilen “ valeh “ terimi sevgiyi ifade eder.
Müvelleh ise, cemalullahı seyrederken benliğinden sıyrılan, aşk ve üzüntüden aklını yitiren, mecnun olan kişidir.
Müvelleh vasfinı taşıyan sufilerin genellikle Şam bölgesinde yaşadıkları ifade edilmekle birlikte
Mısır, Horasan Anadolu ve Hindistan gibi bölgelerde de yaşamışlardır.
Bu kavramın Anadolu’da ki karşılığı “ abdâl “ terimidir.
Ayrıca Kalenderi, Haydari ve Cavlaki dervişleri de müvellehin geniş anlamı içinde kendine yer bulmuştur.
Müvelleh esasen toplumun bilinen hayat tarzına karşı bir protesto ve muhalif yaklaşımı temsil eder.Çünkü bu
sıfatla anılan dervişler genellikle namaz kılmayan, oruç tutmayan, vech halinde ateşe giren uzun süre su içinde kalabilen, afyon kullanan metruk bakımsız yerlerde yaşayan yarı çıplak insanlar olarak tasvir edilmektedir.
![Ian Reinecke](images/avatarlar/pexels-leonie-fahjen-928.png)
1950'lerin başında Kurt Vonnegut'un hayalî romanı bilinmeyeni tahmin etmek için teknolojiyi kullanan ruhsuz teknokratik bir toplumu anlatır. Otuz yıl sonra modern endüstri ülkeleri Von-negut'un modeline yaklaşmaya başlamıştır.
![Jean-Louis Michon](images/avatarlar/pexels-riccardo-bresciani-307.png)
Sufî ve "sûfîlik” kelimeleriyle ifade edilen şeyle alâkalı herhangi bir yanlış anlamadan kaçınmak için, her iki terimin de hicrî ilk asırdan bu yana (mîlâdî sekizinci asır) sûfîliğin (Arapça tasavvuf, saflığın bir nişanesi olarak yünden -sûf- yapılan bir giysiyi giyenlerin yolu) manevî aydınlanış arayışını ifade için kullanılırken, "sûfî”nin de Allah'a
yakınlığın aşikâr bir derecesine vasıl olmuş kişiyi ifade için kullanılmış olduğunu belirtmek önem taşımaktadır.
Bu durum, tasavvufun her zaman Kur'ân vahyinden, Peygamber'in (s.a,v.) sünneti ve hadislerinden hâsıl olup asırlarca kesilmeksizin aktarılan fikrî bir inanç biçimini temsil eden İslâm akidesi dokusuna nakşolduğunu göstermektedir.
Mıstisizmin evrensel unsurları olan ilâhî aşk ve hikmete ulaşma yolu olarak tasavvuf, sahihliğinin, tabiatüstü tesir ve verimliliğinin sonsuz ispatını sunmuştur.
Hz. Muhammed ashâbının Kur'ân ayetlerini okumayla ve Allah'ın isimlerini zikirle meşgul oldukları gecelerde onunla birlikte oturdukları vahyin başlangıcından, İslâm dünyasının dört bir yanında
ruhlarını arındırmaya ve bir mürşîdin gözetimi altında mürşîd atalarının yolunu takip etmeye can atan tarîkatlara bağlı yüz binlerce müntesibin bulunduğu günümüze kadar durum budur.
O halde tasavvufun daha çok, Batı dünyasında onun adını, ününü ve hatta saf bir bağlıyı herhangi bir dinî zorunluluk olmadan çabuk manevî gelişim vaadiyle cezbetmek
için psiko-manevî uygulamalarından bazılarını kullanan dar görüşlü hareketlerle hiçbir alâkası yoktur.
Jean-Louis Michon
Ekim 2005 / Ramazan 1426
![Mahsum Saymadi](images/avatarlar/pexels-elijah-o'donnell-4.png)
Düşüncesini kullanan insan akıllıdır.
Hislerini kullanan insan ise zekidir.
![Alfredo Lopez](images/avatarlar/pexels-simon-migaj-747.png)
1970'lerde Porto Rikoluların emeğini kullanan sektörlerin çoğu düşüşe geçti. Bu düşüş Porto Rikolu toplulukları derinden etkiledi. Sendikalı bir işgücüyle, maliyet ve masrafların artmasıyla karşılaşan şirketler, Porto Riko'dakiler gibi pıllarını pırtlarını toplayıp Güney bölgedeki daha örgütsüz alanlara yöneldiler.
![Selahattin Yarar](images/avatarlar/pexels-elijah-o'donnell-4.png)
İnsan kullanan kişi, kullanılmaya da elverişli kişidir.