Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu

Mülk gibi söz de, ne senin, ne benim.

Cümle gibi aşk da, ne senin, ne benim.

Söz de,

Aşk da,

Ne benim, ne senin.

Bir yaz sabahına doğan ve su değdiğinde kokusunu salan kırmızı sardunya,

Ağustos göklerinde başımın üzerinden geçen bulut,

Mayıs gülü,

Işıklı nisan yağmuru

Ne

kadar Allah'dansa,

Mülk gibi söz de ve aşk da

O'ndan.

"Sen" tahtına Yazıcı kimi Oturtsa da,

Beşerî bir sevgili ya da cismânî bir aşk gibi görünen,

Hiçbir yol O'ndan özgeye çıkmıyor aslında, "gönül tahtına O'ndan özge sultan" olmuyor.

Değil mi ki her şey O'ndan,

Gidecek yer yok O'ndan başka.

Gelinen yer yok O'ndan başka.

Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu

Kanlı gömleği eline verildiği günden beri Yûsuf'un kokusunu alıp duran bir nebi kalbinin sezgisinde vuslat yakındı.

Oğuz Atay
Oğuz Atay

“ Uzakta, taşradaki evime dönünce, bu rutubet kokusunu özlüyorum bir bakıma; denizi özlemek gibi, denizi hatırlamak gibi... “

Furuğ Ferruhzad
Furuğ Ferruhzad

Onu istiyorum bu yalnızlık gecesinde
Bir anda arzu uyandıran öpücükleriyle
Sıcak, okşayan kollarıyla
Yanıp sönen parlak gözleriyle.

Kollarına alsın sıksın istiyorum beni
Bu arzu ve tutku dolu bedeni
O sıcak ve güçlü kollar
Sarıp sarmalasın istiyorum gövdemi

Boynumla saçlarımın arasında
Gezinmekte nefesinin alevi


Tatlı hayal kadehlerinden içiyorum
Onun şahlanmış heveslerinin kokusunu ve ateşini...

Furuğ Ferruhzad
Furuğ Ferruhzad

gövdemden akan ırmaklara
uzayıp giden düşüncelerime benzeyen bulutlara
bahçemde benimle birlikte kurak mevsimlerden geçen
akkavakların badireli büyümesine
gece tarlalarının kokusunu
bana armağan getiren
karga sürülerine
yaşlanmış halim olan ve
aynada yaşayan anneme

Tezer Özlü
Tezer Özlü

Hastalık ile sağlık arasındaki bağ o denli zayıf ki, bir şizofrenin otuz yıllık solgunluğunu, zayıflığını, iştahsızlığını, çürümüş dişlerini ve zamanı yitirmişliğini yakından duymak, şizofreni kokusunu koklamak bile hasta edebilir insanı.

Tezer Özlü
Tezer Özlü

"..kütüphane raflarında dizili dört yüz bin kitabın kokusunu soluyabiliyorum.
Daha öte bir bağımsızlık isteyebilir miydim?"

Halil Cibran
Halil Cibran

" Dağ yok. Kokusunu alamıyorum."

Göz bakışlarını çevirdi. Diğerleri gözün tuhaf yanılgısından söz etmeye başladılar.

" Gözün bir derdi olmalı."


CİBRAN

Beytullah Efe
Beytullah Efe

Her kitap bir papatyaya mezar. Her papatya bir gün kendi kokusunu terk edip kitap kokusuna bulanmaya mahkum.

Hüseyin Namlı
Hüseyin Namlı

Hem tenine temas etmeyen, sıcaklığını hissetmeyen, kokusunu alamayan ve göremeyen muhabbet ne verir ki insanın yüreğine?