.
MURAT MENTEŞ: Kendi yanlışlarıyla yüzleşmek, bir bakıma suçu üstlenmek değil mi?
ARTHUR CONAN DOYLE: Kendini kınama ve pişmanlık, suçlu bir zihnin değil sağlıklı bir zihnin işaretidir.
.
Bir bakıma unumuz, pekmezimiz, yağımız var diyoruz, yine de bir türlü helvayı yapamıyoruz. Neden? Çünkü gücümüz neredeyse, zaafımız da orada beliriveriyor.
..... Hristiyanlık hangi topraklarda yayılmışsa o toprakların özelliklerini Hristiyanlık imiş gibi kabul etti. Ortodoks ve Katolik kiliselerinin arasındaki fark bir bakıma doğu ve batı arasındaki farklara dayalıdır. Protestanlık bütün mezhepleriyle ile kapitalizmin şafağının ideolojisidir. Son derecede bariz bir gerçektir ki Avrupa hıristiyanlaşmamıştır, Hıristiyanlık
Avrupalılaşmıştır......... ....... Yahudilik ve Hristiyanlık yeryüzünde yalnızca birer mazeret ve bahane olarak varlıklarının korumaktadırlar. Bir din ve inanç olarak bütün canlılıklarını kaybetmişlerdir....
Bir kere devrimci tavrın mitoslarla beslenip şişirilmesi her zaman midemi bulandırmıştır, ikincisi eğer gelecek günler iyi günler olacaksa sözkonusu iyilik bir inşa faaliyetinin sonucu olabilirdi. İşi gücü çatışmadan ibaret ve dövüş zevkini tatminden öteye gitmeyen bir devrimcilik bana temelsiz göründüğü kadar, bir ruh bozukluğunun belirtisi gibi gözüküyordu. Che
Guevara anılarında, bir an ilaç kutusu ile mermi kutusu arasında bir seçme zorunluluğu karşısında kaldığını ve yanına ilaçları değil mermileri aldığını anlatır. Küba'yı seçen Fidel de, bir bakıma ilaç kutusunu seçme dirayetini göstermişti.
"Bazı çevrelerce örfî idareler bir bakıma kanunsuz idare, keyfi idare şeklinde anlaşılır. Bütün devlet teşkilâtı örfî idare kumandanlıklarının emirlerini, isteklerini yerine getirmeye kendilerini mecbur sayarlar. Sonra da başbakanlar meclislerde "örfî idare bir anayasa müessesesidir" diye nutuk atarlar."