Didem Madak
Didem Madak

İnsan acı çekmeyi görsün , en belirsiz anda gözleri dolar... dağ gibi duran insandan eser kalmaz da oturur bir çocuk gibi ağlar...
.
"Kalbim sanırım büyüyünce
Sokaklarda ağlayan biri olacak"

Didem abla sanırım büyüdük...

Murat Menteş
Murat Menteş

MURAT MENTEŞ: Elliiki yaşında göçtünüz bu âlemden
Gençlik, yaşlılık, ölüm... ne buyrulur bunlara?

SHAKESPEARE: O mesrur gençlik er geç dönüşür yaşlılığa
Eser kalmaz libido, pırıltı ve sevgiden
Paran beş para etmez ve haybeye yaşarsın
İnsan evladı gibi ölüp gömülmek varken.
Hayat, renkli bir perde, ecelin kapısında,

Sinyal verir bize, geçerken her bir mevta.

Emre Karacabay
Emre Karacabay

bir gün karışırsın unuttuklarım arasına
öylece kaybolur gidersin adınla sanınla
belki bakarsın gözlerin bile kalmaz aklımda
sen de karışırsın unuttuklarım arasına

Alba des Cespedes
Alba des Cespedes

Babamın bir sözü vardır... Para sayan hergeleler olmasa, tek orospu bile kalmaz ortalıkta.

Erhan Çamurcu
Erhan Çamurcu

"Bu geceyi kazasız belasız atlatabilirsem yarın öğlene kalmaz sağ salim ölürüm herhalde"

Ayhan Gülsoy
Ayhan Gülsoy

Çölü vaha ettiniz çocuklar
gözüm arkada kalmaz artık

Biz sizi sarmaş dolaş dertsiz
aklınız ermez sanırdık ülkeye
Utandırdınız

David Horne
David Horne

Sessiz çığlıklar hastalıklıdır.
Ağırlık yapar bünyede
Pıhtılaşmık kan akamaz ki
Lüzumsuz sözcüklere dönüşrse
Anlamı kalmaz ki güzelliklerin
Lihinistler takıntı yaparmı ?
Tendeki aşkın ehemmiyeti üzerine
Işıksız ışıgamı tutulur ?

Abbas Turan
Abbas Turan

yokluğun sığmıyor gurbete
...
hani
el etmeye vakit kalmaz arkanı döner
ayağının çivi gibi yere çakılası gelir
kehribar bir ayrılığa dönerdi ya günümüz
hani parmağının ucunda
mürekkepsiz mühür gibi kalırdı ya dudakların
zoraki gülüşler takas ederdik ya hani
şimdi o haldeyim
aklımı koparır gibi gidiyorsun

yine yağmur gecelerinde bırakacak gibi..
yoksun.

F. Dize Sürünme
F. Dize Sürünme

"Sokakta birer kahraman gibi yürürsünüz. Ezmek ve ezilmemek için kıyasıya bir yarışa sokarsınız kendinizi. Yorulana kadar... Sonra deliklere tıkarsınız ruhunuzu, bedeninizi. Çalışırken, güç kazanırken, ego tatmini için savaşırken, vururken ve öldürürken çizdiğiniz görüntüden eser kalmaz mağaralarınızda. Maskeleriniz düşmüştür. Yatağınızla baş başa

kalıp kendinize karşı kalkanlar oluşturursunuz. Oysa ne kadar hazindir ki yorganınız gözyaşlarınızla ıslanırken yalnızlıktan ve sevgisizlikten gebermemek için kurduğunuz oyunların cazibes bitmiştir. Şiire, müziğe ya da başka bir gizli sığınağın çatısı altına gizlenip kendinizi izlersiniz. Acizliğinizden gelen acılar nüksetmiştir. Ruhunuzda barınan

hastalıkların ne kadar mikrobu varsa, başkalarına bulaştırma planları kurarsınız. "Hele sabah olsun da ben gösteririm insanlara" dersiniz. Bir yerlerde tıpkı sizin gibi kıvranırken çarşafı buruşturan, varlığınızla soluk bulan, siz olmadan yarası kanayan hep biri vardır, onu hiç düşünmezsiniz. İlişkileriniz zedelenmesin , çıkarlarınız suya düşmesin, gücünüz

azalmasın, tanrılığınız bozulmasın diye kapatırsınız kapılarınızı ona. Elleriniz kirlenmesin, bedeniniz eskimesin, takacağınız maskeler ve oynayacağınız yeni oyunlar ters dönmesin diye kaçarsınız ondan. Çünkü tanrılığınızı ve tüm gücünüzü ondan gelen ışıkla korursunuz. Yenmek zorunluluğunuzu giderirsiniz. İşyerinizde, caddede, misafirlikte, kahraman gibi

davranırsınız. Ama hiç kabul etmesiniz ve ortaya saçmazsınız, yatağınıza girdiğinizde sümük akıttıran yalnızlığı. Yanınızda biri uyuyor olsa bile..."

Mehtap Erdoğan
Mehtap Erdoğan

Aşık:
Bu cevrü cefadan da geçersin usanursun
İttiklerine nadim olursun utanursun

Sevgili:

Bu derdereden bürgün olur da usanursun
Maşukına itdiklerine çok utanursun

Aşık:

Tesir eder sana elbette nale vü ahım
Bu hab-geh-i nazda kalmaz uyanursun

Sevgili:

Sen bencileyin dilberi gaip ider isen

Gaflette isen bulamayup da uyanursun

Aşık:

Böyle ne kırarsın dili erbabı kemali
Ey tıfl ziyankar oyuncak mı sanursun

Sevgili:

Yaklaşma benim yanıma aşkımla yanarsın
Dilberle görüşmeyi oyuncak mı sanursun

Aşık:

Bilmem yine ey dil deli divane mi oldun
Mecnun gibi leyli-i zülfe dolanursun

Sevgili:

Bu söylediğin sözlere de nadim olurdun
Birgün gelir ayağuma dahi kapanursun

Aşık:

Eller sözüne uyma gücendirme Fatin-i
Ettiklerine nadim olursun utanursun

Sevgili:

Muhsin sana ne söyledi ki böyle dinmişsin
Muşukuna ettiklerine çok utanursun

(Fatin)