'Sensiz olmuyor.' diyen bir kalbe güvenilmez.
'Sensizliği' denemiştir.
Bugün değilse yarın.
Bir gün başaracaktır.
Sensiz olmuyor diyen kalbe güvenilmez. Sensizliği denemiştir, bugün değilse yarın, mutlaka başaracaktır.
Ama kalbe giden bir yol vardır derûnumda. İşte asıl o zaman aynayım ve bahtım ben. Marifet o yolu bilmekte. Sûrete sûret, asıla asıl diyebilmekte.
"Ölüm kalbe gökyüzünün neresinden iniyor?"
Bir kalp bir kalbe nasıl yaklaşırsa, bir kalbin bir kalpten uzaklaşması da o kadar kolaymış. Tam dilimin ucunda adı. Telaffuz edemediysem de, anladım: Ukde..
Dehşetle açılmış gözlerine sinmiş pişmanlıkla. İlâhi kalpten sürgünlüğün azabıyla. Ne olacağının, o kalbe bir daha hiç mi giremeyeceğinin korkusuyla. En fazla da sevilenin içinde kırılan yerin sevene armağan ettiği o büyük utançla, yani kendini kınamayla, başını önüne eğdi Adem. Üzerinden ne kadar zaman geçti? Bilmedi.
"Sensiz olmuyor," diyen kalbe güvenilmez. "Sensiz"liği denemiştir