Rob Hopkins
Rob Hopkins

Postmodern toplumlarımız, doğal oyunu çocuklarımızın elinden almış, yerlerini çoğunlukla da sıkı kontrollü etkinlikler ve oyun güdüsünü azaltan ilaçlarla değiştirmişlerdir.

Sebile Başok Diş
Sebile Başok Diş

Prozac tarzı ilaçların yaygınlaşması, hızın bir tutku haline gelerek sabırsızlığı ve beklemeye tahammülsüzlüğün artmasıyla yakından ilişkilidir. İşlerimizi çabucak, hızlıca, zahmetsizce, acı duymadan ve yorulmadan kolaylıkla halletmek istiyor; sorunların çözümlerine de aynı şekilde yaklaşıyoruz. Tek bir tuşa basarak tüm işlerimizi halletmek ve yine tek bir

tuşa basarak tüm sorunlarımızı çözmek istiyoruz. Bu arzuları sağlık sorunlarımıza da yansıtıyor, haplarla ruhsal rahatsızlıklarımızdan kurtulmak, ilaçlarla tansiyonumuzu normal sınırlarda tutmak, hatta ter dökmeden oturduğumuz koltuklarda zayıflamak istiyoruz.

Ayrıca Ahmet İnam'ın da söylediği gibi yaşayarak, öğrenerek, yaşantısını edinerek mutlu

olmak yerine hap alarak mutlu olmaya çalışıyoruz. Çilesini çekmek, yüzleşmelerine katlanmak, zorlukların sınavından geçerek dinginliğe ulaşmak yerine kestirmeden sonuca varmayı arzuluyoruz. Sevinçli olmaya, duygu dünyamızın kendi çalkantılarını yaşayarak gerçeklikle karşılaşa karşılaşa kavuşmak'yerine ”hap torpili” ile, farmakolojik destekle varmaya

çalışıyoruz (İnam, 2002, 135).

Sebile Başok Diş
Sebile Başok Diş

Prozac tarzı ilaçların yaygınlaşması, hızın bir tutku haline gelerek sabırsızlığı ve beklemeye tahammülsüzlüğün artmasıyla yakından ilişkilidir. İşlerimizi çabucak, hızlıca, zahmetsizce, acı duymadan ve yorulmadan kolaylıkla halletmek istiyor; sorunların çözümlerine de aynı şekilde yaklaşıyoruz. Tek bir tuşa basarak tüm işlerimizi halletmek ve yine tek bir

tuşa basarak tüm sorunlarımızı çözmek istiyoruz. Bu arzuları sağlık sorunlarımıza da yansıtıyor, haplarla ruhsal rahatsızlıklarımızdan kurtulmak, ilaçlarla tansiyonumuzu normal sınırlarda tutmak, hatta ter dökmeden oturduğumuz koltuklarda zayıflamak istiyoruz.

Ayrıca Ahmet İnam'ın da söylediği gibi yaşayarak, öğrenerek, yaşantısını edinerek mutlu

olmak yerine hap alarak mutlu olmaya çalışıyoruz. Çilesini çekmek, yüzleşmelerine katlanmak, zorlukların sınavından geçerek dinginliğe ulaşmak yerine kestirmeden sonuca varmayı arzuluyoruz. Sevinçli olmaya, duygu dünyamızın kendi çalkantılarını yaşayarak gerçeklikle karşılaşa karşılaşa kavuşmak'yerine ”hap torpili” ile, farmakolojik destekle varmaya

çalışıyoruz (İnam, 2002, 135).

Massimiliano Santarossa
Massimiliano Santarossa

Kötülük patojenleri varsa bu genetik bir hastalıktır
Hastalık ilaçlarla tedavi edilir

Boualem Sansal
Boualem Sansal

"İnanmamak, doğası gereği mensubu olduğu inancı reddetmek demekti fakat sorun şu ki insan medet umacağı başka bir inanca dönmeden, kendisini belli bir inançtan azat edemez, bu durum bağımlılığı ilaçlarla tedavi etmeye benzer, o nedenle kişi ya başka bir inanç benimseyecek ya da gerekirse icat edecekti."

Thomas Gustavsson
Thomas Gustavsson

Bir insanın iyileştiğini söylemek için semptomların ortadan kaldırılması ya da büyük ölçüde azaltılması gerektiği görüşü, insanın temel problemlerini pahalı ilaçlarla tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak çerçeveleyerek bunları ustaca yeniden tanımlayan ilaç endüstrisi tarafından büyük oranda desteklenmiştir.

Joanna Moncrieff
Joanna Moncrieff

"Pek çok hasta bu ilaçların etkilerini psikoz belirtilerinin kendisinden daha rahatsız edici bulmaktadır. Bu ilaçlarla yaşadığı deneyimleri British Medical Journal'a anlatan Peter Wescott(...): 'Kişiliğim o kadar bastırılıp boğuldu ki delilik nöbetlerime rağmen ilaç öncesi günlerimin duygusal zenginliğini, bugünkü uyuşturulmuş lahana halime tercih ederim. ... Sanırım,

deliliğimin tedavisini kendi ruhumla ödedim.' "

İlknur Arslanoğlu
İlknur Arslanoğlu

Günümüzde, daha etkili ve yararlı birçok ilacın geliştirildiği ileri sürülmektedir. Bu üstün ilaçlarla hastalık ve hasta sayılarının daha da azaltılması beklenemez mi? Buna rağmen hasta sayısının ve sağlık harcamalarının durmadan artışı nasıl açıklanabilir?

Ian Marsh
Ian Marsh

Üzüntümüzün beyindeki kimyasal dengesizlikten kaynaklanan ve bu kimyasalları "yeniden dengeleyecek" ilaçlarla tedaviye gelir "depresyon" adı verilen bir durum olduğunu düşünmeye nasıl başladık? Evde ve işte yaşadığımız sıkıntıları, yine kimyasal dengesizliğe bağlı ve ilaçlarla düzeltilebilen "yaygın anksiyete bozukluğu" adı altında yaşar hale nasıl geldik?

(Rose, 2003)